......TÜRK'ÜN İSTİKLAL HARBİ
BİR SUBAYLAR SAVAŞI !
Gülsev Eyüboğlu
12 Temmuz 2007
Gazi Mustafa Kemal Paşa,19 mayıs 1919 da Samsuna ayak bastığında yetkilendirilmiş Ordu Müfettişi idi ancak teftiş edilecek düzenli bir Ordu gücü yoktu.Ancak"içimde sakladığım milli sır"
Çünkü 30 Ekim 1918 Kara hiyanet Mondros Mütarekesi ile teslim alınan TÜRK Devleti'nin Şanlı Orduları terhis edilmiştir.Tüm ordu birimlerine tamimler gönderilerek"Askerin terhisinin hızlandırılması,silah ve mühimmatların teslim edilmesi."İstanbul Hükümeti ve Erkanı Harbiye'nin tamimlerine karşı çıkan Ordu Komutanları tutuklanmışsilahları elinden alınmıştır.Önemsenecek tek düzenli Askeri birlik,Erzurumda Kazım Karabekir Paşa Komutasında 15800 kişilik 5.kolordu,Ali Fuat Cebesoy komutasında Ankara da 20.kolordu.
Ayrıca kendisine verilen görev ;Anadolu da işgal kuvvetlerine direnen milis güçlerini,İstanbul Hükümeti nin deyimiyle,emirlere karşı gelen Çeteleri dağıtmak.
Oysa,Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ümüz gerçek fikri;sadece kendisine sakladığı "İçimde sakladığım Milli SIR"la,"7000 yıllık Türk Beşiği"Anadolu'yu,"Kırk asırlık Türk Yurdu"nu,Türk Milletini örgütleyerek işgalden kurtarmaktı.Üstün zekasıyla gerçek düşüncelerini saklayarak Anadoluya ayak basmaktı.
Bu büyük hedefinide bu kutsal düşüncelerini saklayarak adım adım gerçekleştirerek yanında kendisinin gerçek silah arkadaşları olan ekibiyle 19 Mayıs1919 günü Samsuna ayak bastı.
Çok güvendiği ve Vatan savunması için herşeylerini feda etmeye hazır genç subayları ki onlar artık terhis edilen Subaylardı;küçük birimler halinde gizlice Anadolu nun her bölgesine gönderdi.TÜRK Milletini teşkilatlandırma görevini;Genç Tuğgeneral (38 yaşında)Gazi Mustafa Kemal Paşa'dan alan genç subaylar,şehirlere,kasabalara dağıldılar,telgraf merkezlerine el koydular.Çünkü Telgrafhaneler yabancı şirketlere elindeydi.
Genç subaylar,asker sivil kadın erkek herkesle temasa geçtiler.Onları teşkilatlanmaya,mücadeleye hazırlamaya kendi içlerinden seçecekleri temsilcileri kongrelere göndermeye çağırdılar.
KuvvaiMilliye (milli kuvvetler) diye anılan yerel milis güçleri oluşturdular.Kurulan milis güçlerinede yön verdiler.Ancak bu yaptıkları hareket mevcut İstanbul Hükümeti ve kanunlara göre;isyan çıkarmak,halkı devlete karşı kışkırtmak , çete kurmak suçuydu ve cezası derhal idam edilmekti.
Padişah ,İstanbul Hükümeti ne yazık ki;itilaf Devletleri Müttefikler(ABD,İngiltere, İtalya,Fransa) ile işbirliği içinde çeşitli anlaşmalar yaptılar.Anlaşmalar gereği Batı Devletleri İstanbulu ve heryeri işgal ederek, CihanTürk (Osmanlı) İmparatorluğu'nu fiilen diz çöktürüyorlar. .Ve dünyada Türklere ait Egemen Devlet kalmıyor.TÜRK Göklerin binlerce yıllık Şanlı Albayrağı artık tutsaktır.
Genç Tuğgeneral Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle,Milli Mücadeleyi teşkilatlandıran genç subaylar;çok büyük güçlükler,tuzaklar, hiyanetlerle karşılaştılar.İstanbul Hükümeti taraftarları ve işgalci ajanlarla boğuştular.Devlete karşı çete kurmakla suçlandılar,öldürüldüler, işkencelere uğradılar,tutuklandılar, asıldılar,kuşuna dizildiler.
Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın görevlendirdiği,Kastamonu sorumlusu Albay Osmanbey,Kastamonu Alay komutanı ve Valisi tarafından tutuklandı.Ancak orada resmi görevli olarak bulunan Vatansever Subaylar kendisini hapishaneden kaçırdılar!
Soma'ya gönderilen Yüzbaşı Kemal bey;Bergamada İstanbul Hükümeti emrindeki Jandarma Güçleri tarafından yakalandı ve ne yazık ki Üstlerinden aldıkları emirle Yunan lılara teslim edildi.Yunan Askerleri Yüzbaşı Kemal beyi oracıkta kurşuna dizdiler.(Bu ne korkunç bir hiyanettir?)
Manisa ve Akhisar bölgesine giden Albay Kazım bey,Albay Bekir Sami bey;hiç iyi karşılanmadığı gibi,bölgenin ileri gelen eşrafı tarafından"zaten halkın morali bozuk,gelip onları işgal güçlerine karşı kışkırtacaksınız derhal burayı terkedin" denilerek kovuldular.Albay Bekir Sami Bey,arkadaşlarına "Vatanlarında Vatansız kalanların, tekrar Vatanı geri almak mücadelesinde,geçirdiğimiz şu günler hem çok acı hemde çok yücedir."dedi.
Batı Anadolu da görevli,Albay Refet,Albay Bekir Sami,Albay Osman,Binbaşı İsmail Hakkı,Yüzbaşı Kemal,Binbaşı Hüsnü,Teğmen Halit,Teğmen Fikret,Teğmen Zeki.
Doğu,güneydoğu Anadolu;Binbaşı Kemal,Yüzbaşı Ratip,Yüzbaşı Asaf,Yüzbaşı Ali Sait,Yüzbaşı Ali Şefik,Yüzbaşı Kamil,Teğmen Sait.
Batı Karadeniz;Yüzbaşı Cevat,Yüzbaşı Rıfat.
Adana,Gaziantep,Urfa,Maraş; Binbaşı Şahin,Yüzbaşı Özdemir,Yüzbaşı,Nuri..
Trakya ve Doğu Karadeniz ,kendi içinde örgütlenmişti ancak Genç Subaylar;dağınık örgütlenmek yerine tam örgütlenmeyi öğrettiler.
Anadolu nun her yerinde gizlice örgütlenmeyi tamamladılar.Milis güçlerinin başına, ya Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafına geçen yöneticileri(vali,kaymakam) yada milletin saydığı sivil kişileri atadılar.
Genç Subaylar tarafından eğitilen Milis Güçleri;öncelikle işgal güçlerinin cephane depolarına baskınlar düzenleyip kendi silah ihtiyaclarını karşıladılar.Silahlanıncada İşgalci;İngiliz,fransız, italyan,yunan garnizonlarına saldırdılar.Ele geçirdikleri tüm mühimmat ve cephaneleri, Anadolu'nun iç bölgelerine sevkettiler.
Bu yiğit Subaylar eğittikleri milis güçlerini ;her türlü ihtiyaçlarını kendileri sağlamak üzere olarak hazırladılar..Silahlarını düşman birliklerinden,yiyecek ve yaralanmaların bakımını da bulundukları bölgelerin insanları temin ediyordu.
Genç Subayların örgütlediği milis güçleri(milli güçler) İstanbul Hükümetine göre Çeteler,Türk milletine göre,Vatan ı düşmana karşı savunan şerefli insanlar; Gazi Mustafa Kemal Paşanın görevlendirdiği ,TÜRK Milletinin Yiğitleri,Kahramanları TÜRK Subaylarının önderliğinde,teşkilatlanmayı başarıyla tamamlandı.
Ancak Asil TÜRK Milletinin Yiğitleri,Kahramanları bu genç Subayların görevleri daha bitmemişti;yine Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK emriyle yeniden kurulacak düzenli ordu (ki bugünkü Türk Silahlı Kuvvetleri'miz)için tekrar bölgelere gittiler.Her biri düzenli Ordu teşkilatları kurmak üzere,bölge bölge milis güçlerini birleştirerek,Milli Güçlerin komutanları oldular.
Bütün bunlar olurken,TÜRK İstiklal Savaşını incelemek üzere Londra'dan Ankara'ya gelen bir ingiliz gazeteci,londra ya "Ankara,dağlar arasında bir bataklık.Bu bataklığın içinde bir sürü kurbağa,başlarını havaya kaldırarak durmadan vırak vırak ötmekte,dünyaya meydan okumaktadır"telgrafı çeker. (Ne gazeteci ama!)
1921 yılında İngiltere'ye böyle alaycı bir dille Türk İstiklal Savaşını küçümseyen telgrafı çeken gazeteci,aslında küresel vahşi işgalci güçlere karşı yediden yetmişe örgütlenen TÜRK lerin genlerinde saklı gücünü görememişti.Hadi diyelim o İngiliz görmedi !Ancaakkk içerdeki hiyanet geni taşıyan işbirlikçilerde görmedi.O hainlerin bütün gayretleri ise kendi Vatanlarını işgalcilere peşkeş çekmekti.
Başbuğ Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün bizzat kendisinin ;gizli ve özel emriyle Anadolu nun dört bir yanına dağılan Yiğit TürkGenç Subaylar,örgütlenmeyi tamamlamış,düzenli Ordu kurma hazırlığındaydılar.
Birleştirilen milis gücü komutanlarından;Binbaşı Arslan bey önderliğinde;yiğitce şavaşarak Antep'i Fransızlardan geri alan Anteplilere "Dostlarım,çok iyi donanımlı düşman güçlü görünüyordu ama içlerinde şerefli ruhlar taşıyan gerçek güçlü sizsiniz"diye seslendi.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE-İNADINA İLELEBET
Saygıyla Gülsev EYÜBOĞLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder