BALKANLARDA TÜRKLERE YAPILAN SOYKIRIMLAR..
Bu yazı 25 Ağustos 2010 25 tarihinde Genel kategorisine gönderilmiş.
Sayfanın sonuna giderek yorum yazabilirsiniz
Sayfanın sonuna giderek yorum yazabilirsiniz
Ulusların kalbinde ÖC duygusu olmalıdır.Bu Öc öyle gelişigüzel bir ÖC değildir.Bu ÖC;hayatına,Vatanına,Topraklarına, düşman olanların yapacakları düşmanlıkları yok etmeye yönelik bir ÖCtür.Bütün dünya bilmelidir ki;karşımızda böyle düşmanlar oldukca,onları bağışlamak elimizden gelmez ve gelmeyecektir.Düşmana acıma,acizlik ve zayıflıktır.Merhamet insanlık göstermek değildir.Düşmanın insanı vasıflarının yok olduğu ilan etmektir.Bizim ÖCümüz zalimlerin zulmüne karşıdır.Onlarda zülum duygusu yokolmadıkça,bizdede ÖC duygusu sürecektir.”
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
VEEE..Tabii ki anlayana !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
VEEE..Tabii ki anlayana !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Gülsev Eyüboğlu
“Asırlardan bu yana düşmanlarımız,Avrupa Kavimleri arasında Türk’lere karşı kin ve husumet fikirleri telkin etmişlerdir.Batı zihniyetine yerleşmiş bu fikirler hususi bir zihniyet meydan getirmiştir.Avrupa’da Türk’ün her türlü terakkiye hasım adam olduğu,manen ve fikren ilerlemeye gayri müsait bir adam olduğu söylenmektedir.”
23 Eylül 1923 Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
“Asırlardan bu yana düşmanlarımız,Avrupa Kavimleri arasında Türk’lere karşı kin ve husumet fikirleri telkin etmişlerdir.Batı zihniyetine yerleşmiş bu fikirler hususi bir zihniyet meydan getirmiştir.Avrupa’da Türk’ün her türlü terakkiye hasım adam olduğu,manen ve fikren ilerlemeye gayri müsait bir adam olduğu söylenmektedir.”
23 Eylül 1923 Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
19.ve 20.yy da,Balkanlarda Türk’lere uygulanan etnik temizlik dünya tarihinde emsali az görülen katliamlardandır.Bu planlı bir etnik temizlik ve aynı zamanda göç’e zorlamaktır.Batılı Devletler,görünüşte müslüman oldukları içininin arkasında aslında Türk’lere etnik temizlik uygulamıştır.Bu katliamları ve göçe zorlamaları Balkanlarda Yunanlılara ve diğer etnik grublara yaptırtmıştır.
Sırp ayaklanmaları (1804-1816-1862-1867-1876)Karadağ(1852-1864)Yunan ayaklanmaları(1821-1830-)Bulgar(1835-1841-1849-1867-1876-1877).
Sırp ayaklanmaları (1804-1816-1862-1867-1876)Karadağ(1852-1864)Yunan ayaklanmaları(1821-1830-)Bulgar(1835-1841-1849-1867-1876-1877).
1804 yılında Sırplar,aniden çiftlik sahipleri ve Sipahilerin tamamını bir anda toplu olarak katlettiler.1821,Yunan ayaklanmalarında ise katliamlar ve kıyımlar çok büyük boyutlarda soykırıma dönüşmüştür.1890 Ermeni ve 1903 Makedaonya katliamlarında da aynı yöntemler uygulandı.Tüm bu katliamlar,soykırımlar uygulanırken aynı zamanda Avrupa Basınında da korkunç iftira kampanyalarıyla da sanki kıyımları Türk’ler yapıyormuş gibi yayınlarla da bu iğrenç etnik kıyım perdelenerek dünya kamuoyu aldatılmıştır.Ve en büyük Türk etnik kıyımı Yunanlılara yaptırttırılmıştır.
George Finlay (History of Grek Revolition-1864).”1821 nisanında Yunanistanın çeşitli bölgelerinde dağınık olarak 20000 kişiye yakın müslüman Tğürk yaşıyordu ama iki ay geçmeden bu Türk’lerin çoğu kıyımdan geçirildiler.Erkekler,kadınlar,çocuklar hiç acımadan ve sonradan da asla pişmanlık duyulmadan öldürüldüler.”
Yunanlı paşpiskopos Germanos’un,Türk’leri çoluk çocuk demeden hunharca katledenlere öğrettiği slogan şuydu;”Hristiyanlara huzur,konsoloslara saygı,Türk’lere ölüm.”
Tripolice(Tripolitza)’de 3 gün 3 gece Türk’lerin soykırıma tabi tutulduğu vahşet,Kolokotrones’in ağzından “Kasabaya girdiğimde yukarı hisar kapısından başlayarak atımın ayakları hiç yere değmedi”derken Türk’lerin ölülerinin üstünden geçtiğini anlatıyor.Tripoliçe’deki süren 3 gün 3 gecelik katliamlardan bir şekilde sağ kalan 2000 civarında Türk,gaddarca tek tek toplanarak dağlardaki dere yatağına götürülerek tek tek koyunlar gibi boğazlanarak katledilmişlerdir.(Allison Phillips-The War Grek İndepenedence 1821-1830)
O dönem Yanya’da yaşayan bir Yunan Eczacının yaptıkları”Her gece 8-10 Türk kızını ağlata ağlata oynatmak,tehditle işkenceler ile(tcvz)onları meyus etmek..Helen oğullarına ne kadar neşeli bir zafer gururu bahşediyor.Yanya düştüğü vakit Türk müşterilemin kapılarını çalıp onları himaye edeceğimi söyleyince beni Osmanlı dostu sanarak her türlü mücevher ve para ve aileleriyle konağıma geldiler.Kapıları kapattığımda bunlardan hemen erkek olan 7 kişiyi su kuyusuna yuvarladık,üç ihtiyar kadını ise boğazladım.Şimdi 9 metresim var.Biri yüzbaşı hanımıydı ve hamileydi.Çıplak soyunup oynamak istemediği için tekmeledim,çocuğunu düşürdü.Bu uğursuz Türk yavrusunu yumurta kırar gibi ezdim.”(Rumeli Muhacirini İslamiye Cemiyeti Dergisinden)…
Diğer bir Selanikli Yunanlının hatıra defterinden :”Çocuklar,kadınlar süngülerimizin parıltısını görünce derhal haçı öperek hristiyan oluyorlar.Olmayan Türk’lerin kafalarını kafalarını kasaturalarımızla vücutlarından ayırıyoruz.Uğursuz birer numune olan minare ve camiler derhal dinamitlerle havaya uçuruluyor.Alman gazeteciler yüzünden Türk esirleri aşikarane boğazlıyamıyoruz.Ama bir doktor arkadaş ile yeni bir usul bulduk.Şişelerle dizanteri,tifo mikrop kültürlerini bakkallara dağıttık.Türk müşterilerinin aldığı yiyeceklere hemen bir iki damla katıyorlar.Hastalık alametleri başladında da o mahalleyi kordon altına alıyoruz artık ne konsolos ne de gazeteci giremiyor.Bundan sonra kuvvetli zehirleri ilaç diye veriyoruz.Kıvrana kıvrana telef oluyorlar.Türk çocuklarına şeker satarken kolera mikrobu bulaştırıyoruz hemen ölüyorlar.Türk’leri öldürürken kurtulanlar camiye sığındılar.Bizde caminin dört bir tarafına gazyağı dökerek ateşleyince ikinci bir eğlence başladı.Kapıdan çıkanları derhal süngülüyorduk.Hele hele saçları tutuşan kadınların pervane gibi nasıl dansettiğini görmeli.Pis Türklerin vücutları ateşle tutuştuğunda mısır kızartırken çıkan çatırdılardan daha müthiş sadalar çıkıyor.”
(Rumeli Muhacirini İslamiye Cemiyeti Dergisinden)……….
Yukardakiler bu vahşetlerin ancak on binde biri ve insanım diyenin inanacağı gibi değil.Ama insan olanın !!!!!!Ayrıca Amerikada kızılderililere uygulanan vahşetlerlede çok benzerlikler gösteriyor.İstiklal Savaşımızda da Yunanlılar, Ermeniler tarafından yapılan vahşetlerlede çok benzerlikler gösteriyor.Şimdi bu asla insanlıkla alakaları olmayan vahşilerin torunlarının torunları kalkmışlar onlarca kıyıma,soykırıma,mezalime tabi tutulan ecdadımızı çeşitli iğrenç ve alçakca iftiralarla soykırım yapmakla suçluyorlar.
George Finlay (History of Grek Revolition-1864).”1821 nisanında Yunanistanın çeşitli bölgelerinde dağınık olarak 20000 kişiye yakın müslüman Tğürk yaşıyordu ama iki ay geçmeden bu Türk’lerin çoğu kıyımdan geçirildiler.Erkekler,kadınlar,çocuklar hiç acımadan ve sonradan da asla pişmanlık duyulmadan öldürüldüler.”
Yunanlı paşpiskopos Germanos’un,Türk’leri çoluk çocuk demeden hunharca katledenlere öğrettiği slogan şuydu;”Hristiyanlara huzur,konsoloslara saygı,Türk’lere ölüm.”
Tripolice(Tripolitza)’de 3 gün 3 gece Türk’lerin soykırıma tabi tutulduğu vahşet,Kolokotrones’in ağzından “Kasabaya girdiğimde yukarı hisar kapısından başlayarak atımın ayakları hiç yere değmedi”derken Türk’lerin ölülerinin üstünden geçtiğini anlatıyor.Tripoliçe’deki süren 3 gün 3 gecelik katliamlardan bir şekilde sağ kalan 2000 civarında Türk,gaddarca tek tek toplanarak dağlardaki dere yatağına götürülerek tek tek koyunlar gibi boğazlanarak katledilmişlerdir.(Allison Phillips-The War Grek İndepenedence 1821-1830)
O dönem Yanya’da yaşayan bir Yunan Eczacının yaptıkları”Her gece 8-10 Türk kızını ağlata ağlata oynatmak,tehditle işkenceler ile(tcvz)onları meyus etmek..Helen oğullarına ne kadar neşeli bir zafer gururu bahşediyor.Yanya düştüğü vakit Türk müşterilemin kapılarını çalıp onları himaye edeceğimi söyleyince beni Osmanlı dostu sanarak her türlü mücevher ve para ve aileleriyle konağıma geldiler.Kapıları kapattığımda bunlardan hemen erkek olan 7 kişiyi su kuyusuna yuvarladık,üç ihtiyar kadını ise boğazladım.Şimdi 9 metresim var.Biri yüzbaşı hanımıydı ve hamileydi.Çıplak soyunup oynamak istemediği için tekmeledim,çocuğunu düşürdü.Bu uğursuz Türk yavrusunu yumurta kırar gibi ezdim.”(Rumeli Muhacirini İslamiye Cemiyeti Dergisinden)…
Diğer bir Selanikli Yunanlının hatıra defterinden :”Çocuklar,kadınlar süngülerimizin parıltısını görünce derhal haçı öperek hristiyan oluyorlar.Olmayan Türk’lerin kafalarını kafalarını kasaturalarımızla vücutlarından ayırıyoruz.Uğursuz birer numune olan minare ve camiler derhal dinamitlerle havaya uçuruluyor.Alman gazeteciler yüzünden Türk esirleri aşikarane boğazlıyamıyoruz.Ama bir doktor arkadaş ile yeni bir usul bulduk.Şişelerle dizanteri,tifo mikrop kültürlerini bakkallara dağıttık.Türk müşterilerinin aldığı yiyeceklere hemen bir iki damla katıyorlar.Hastalık alametleri başladında da o mahalleyi kordon altına alıyoruz artık ne konsolos ne de gazeteci giremiyor.Bundan sonra kuvvetli zehirleri ilaç diye veriyoruz.Kıvrana kıvrana telef oluyorlar.Türk çocuklarına şeker satarken kolera mikrobu bulaştırıyoruz hemen ölüyorlar.Türk’leri öldürürken kurtulanlar camiye sığındılar.Bizde caminin dört bir tarafına gazyağı dökerek ateşleyince ikinci bir eğlence başladı.Kapıdan çıkanları derhal süngülüyorduk.Hele hele saçları tutuşan kadınların pervane gibi nasıl dansettiğini görmeli.Pis Türklerin vücutları ateşle tutuştuğunda mısır kızartırken çıkan çatırdılardan daha müthiş sadalar çıkıyor.”
(Rumeli Muhacirini İslamiye Cemiyeti Dergisinden)……….
Yukardakiler bu vahşetlerin ancak on binde biri ve insanım diyenin inanacağı gibi değil.Ama insan olanın !!!!!!Ayrıca Amerikada kızılderililere uygulanan vahşetlerlede çok benzerlikler gösteriyor.İstiklal Savaşımızda da Yunanlılar, Ermeniler tarafından yapılan vahşetlerlede çok benzerlikler gösteriyor.Şimdi bu asla insanlıkla alakaları olmayan vahşilerin torunlarının torunları kalkmışlar onlarca kıyıma,soykırıma,mezalime tabi tutulan ecdadımızı çeşitli iğrenç ve alçakca iftiralarla soykırım yapmakla suçluyorlar.
Hamileri ve destekcileri kimler?Yine Batılılar………Yine Avrupa Basını…………
Sonuç ise…Birileri diyor ki,onlar bizim müttefiklerimiz(!)
Sonuç ise…Birileri diyor ki,onlar bizim müttefiklerimiz(!)
Saygıyla
Gülsev Eyüboğlu
Gülsev Eyüboğlu
–
EĞER BU MİLLET BU MEMLEKET PARÇALANACAK OLURSA,BU”UMUMİ ŞEREFSİZ”LİĞİN ENKAZI ALTINDA ŞUNUN BUNUN ŞAHSİ ŞEREFİ DE PARÇA PARÇA OLUR !!.”
25 Ekim 1919 Amasya
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
25 Ekim 1919 Amasya
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Saygıyla
Gülsev Eyüboğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder