Bu Blogda Ara

20 Haziran 2014 Cuma

21/22 HAZİRAN 1919 FERİK GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA VE AMASYA TAMİMİ..DİNLEYELİM..


21/22 HAZİRAN 1919 FERİK GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA VE AMASYA TAMİMİ..

DİNLEYELİM:

"18 Haziran 1919 tarihinde Trakya'ya verdiğim direktifle işaret ettiğim bir noktanın,tatbiki zamanı gelmiş bulunuyordu.
Hatıranızdadır ki o nokta,"ANADOLU VE RUMELİ TEŞKİLAT-I MİLLİYE"Sini tevhit ederek,bir merkezden temsil ve idare eylmek üzere,Svas'ta umumi bir heyet-i milliye taoplamaktı.Bu maksadın temini için Yaverim Cevat Abbas Bey'e 21/22 Haziran 1919 gecesi Amasya'da dikte ettiğim Tamimin esas noktaları:

1)-VATANIN TAMAMİYETİ,MİLLETİN İSTİKLALİ TEHLİKEDEDİR.

2)-HÜKÜMET-İ MERKEZİYE DERUHTE ETTİĞİ MESULİYETİN İCABATINI İFA EDEMEMEKTEDİR.BU HAL MİLLETİMİZİ YOK OLMUŞ GİBİ TANITTIRIYOR.

3)-MİLLETİN İSTİKLALİNİ YİNE MİLLETİN AZİM VE KARARI KURTARACAKTIR.

4)-MİLLETİN HAL VE DURUMUNU DERPİŞ ETMEK VE SADA-YI HUKUKUNU CİHANA İŞİTTİRMEK İÇİN HER TÜRLÜ TESİR VE MURAKABEDEN KURTULMUŞ BİR HEYET-İ MİLLİYENİN VARLIĞI ELZEMDİR.

5)-ANADOLU'NUN BİLVÜCUH EN EMİN MAHALLİ OLAN SİVAS'TA MİLLİ KONGRENİN İVEDİLİKLE İNİKADI KARARLAŞTIRILMIŞTIR.

6)-BUNUN İÇİN TEKMİL VİLAYETLERİN HER LİVASINDAN MİLLETİN İTİMADINA MAZHAR ÜÇ DELEGENİN SÜRATLE ÇABUK YETİŞMEK ÜZERE HEMEN YOLA ÇIKARILMASI İCAP ETMEKTEDİR.

7)-HER İHTİMALE KARŞI KEYFİYETİN BİR "MİLLİ SIR"HALİNDE TUTULMASI VE DELEGELERİN LÜZUM GÖRÜLEN MAHALLERDE SEYAHATLERİNİN KİMLİKLERİNİ GİZLEYEREK GELMELERİ GEREKİR..

8)-VİLAYET-İ ŞARKİYE NAMINA 10 TEMMUZ DA ERZURUM'DA BİR KONGRE TOPLANACAKTIR.mEZKUR TARİHE KADAR DİĞER VİLAYETLERİN DELEGELERİ DE SİVAS'A VASIL OLABİLİRLERSE ERZURUM KONGRESİNİN AZALARI DA SİVAS İÇTİMA-İ UMUMİSİNE DAHİL OLMAK ÜZERE HAREKET EDER..

GÖRÜYORSUNUZ Kİ ,bu dikte ettiğim husus zaten vermiş ve dört gün evvel Trakya'ya tebliğ etmiş olduğum bir kararın Anadolu'ya da bu Tamimin tebliğine müteallik bulunuyor.
BU KARARIN 21/22 HAZİRAN 1919 GECESİ,KARANLIK BİR ODA DA İTTİHAZ EDİLMİŞ MAHUF VE ESRARENGİZ YENİ BİR KARAR OLMADIĞI KOLAYLIKLA ANLAŞILIR SANIRIM..(Belge 26)

EFENDİLER,
O TAMİM AYNEN ŞU KAĞITLARDIR(GÖSTEREREK)DÖRT MADDEYİ İHTİVA EDİYOR,MUHTEVİYATINI BEYAN ETTİM.ALTIN DA BENİM İMZAM VARDIR..
BİR DE KURMAY REİSİM MİRALAY KAZIM BEY'İN,ERKANI HARBİYEMDEN TEBLİĞE MEMUR HÜSREV BEY'İN,ASKERİ MAKAMLARA ŞİFRE EDEN EMİR SUBAYIM MUZAFFER BEY'İN VE SİVİL MAKAMLARA ŞİFRE EDEN BİR MEMUR EFENDİNİN İMZALARI VARDIR..
BUNDAN BAŞKA DAHA BAZI İMZALAR VARDIR.
BU İMZALARIN BU BELGELERE KONMASI GÜZEL BİR HÜSN-Ü TALİ VE TESADÜFTÜR.."



KAYNAK:NUTUK..TürkTarih Kurumu 4.Baskı 1999 1.Cilt..Sayfa 42


ASLA İLKE VE BUYRUKLARINDAN AYRILMAYACAĞIMIZA ANT İÇTİK ATAM..
VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN..
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE-İNADINA İLELEBET
SAYGILARIMLA
GÜLSEV EYÜBOĞLU
21 HAZİRAN 2014

15 Haziran 2014 Pazar

EYYY VATAN HAİNLERİ...!!!

.....

EYYYYYY..VATAN HAİNLERİ ..!!!!
 
 
DİLİYORUM TANRIDAN,HER KARIŞI KANLA ALINAN BU KUTSAL VATANIN SOLUDUĞUNUZ TERTEMİZ HAVASI SİZE ZEHİR OLSUN BEŞ PARA ETMEZ ÇİĞERLERİNİZİ KANLA DOLDURSUN.İÇTİĞİNİZ KUTSAL SUYU HER İÇTİĞİNİZ DAMLASINA KADAR VUCÜDUNUZUN HER ZERRESİNDE AĞU OLSUN,İRİN OLSUN.ŞEHİTLERİMİZİN ATALARIMIZIN KANLARIYLA SULANAN KUTSAL TOPRAĞINDA YETİŞEN HER NEBATINI YEDİKÇE HER BİRİNİZİE EN KÜÇÜK LOKMASI HARAM OLSUN,ZEHİR OLSUN,AĞU OLSUN HER BİRİNİZİN BURNUNDAN FİTİL FİTİL GELSİNNNNN......
 
TÜM TÜRK ANALARI;VATAN SAVUNMASINA HAZIRIZ HER AN GÖREV İÇİN TETİKDEYİZ.
GÜN YAKINDIR.TÜRKÜN ULU ATASI GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK;NASILKİ O GÜNLERDE İMZALANAN SEV PÇAVRALARINI YIRTTIYSA,EY GAFİLLER O KRİTERLER DEDİĞİNİZ,TÜRK ULUSUNDAN GİZLİ GİZLİ ÇIKARDIĞINIZ İHANET PAÇAVRALARINI DA YIRTACAĞIZ.
 
O GÜNGÜ HAİNLER İNGİLİZ GEMİLERİYLE KAÇMIŞLARDI.AMA SİZLER BU DÜNYADA KAÇACAK YER BULAMIYACAKSINIZ.ANCAK AĞABABALARINIZIN UZAY MEKİKLERİYLE UZAYA KAÇABİLECEKSİNİZ....
 
TÜRK ANALARININ DOĞURDUĞU TÜM YİĞİTLER:BUGÜNE KADAR OLDUĞU GİBİ,BUGÜNDEN SONRADA SONSUZA DEĞİN "VATAN CANIM FEDA-HER ŞEY VATAN İÇİN"DİYECEKLER ÇÜNKÜ ONLARI BİZ DOĞURDUK. ATALAR OĞUZ KAĞAN'I,METE HAN'I,ATTİLA YI,CENGİZHAN I ALP ER TUNGA YI,TONYUKUK U BİLGE KAĞAN I ,,DEDE KORKUT U ALP ASLANI FATİH İ KANUNİ Yİ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Ü DE BİZ DOĞURDUK..
 
BU BÖYLE BİLİNE...NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE-İNADINA SONSUZA KADAR..
VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN-TANRI TÜRKÜ KORUSUN...
GÜLSEV EYÜBOĞLU


ATATÜRK DİYOR Kİ"BEYLER,ANADOLU KIRK ASIRLIK TÜRK YURDUDUR"..!!!!!


Beyler Anadolu Kırk Asırlık Türk Yurdudur

...11.Kasım 1938 gününden itibaren,Türk Milletine geçmişlerini unutturmak için uygulanan sinsi emperyalist psiko-harp planına göre TÜRK ün Anadoluya gelişi inatla;26.ağustos 1071 Malazgirt Zaferine tarihlendirilmiştir.
Bu emperyalist psiko-harp planına göre de 1071 tarihinin inatına tekrarlanıp durmasının altında da ,1945 li yıllarda ABD nin planladığı "Yeşil Kuşak projesi ürünü Türk-İslam sentezi"vardır.Yani laik Türkiye Cumhuriyeti yerine "ılımlı islam"sistemi.
Türkler,4200 yıl önce gelip Anadoluya yerleşmişlerdir.Bu topraklar kırk asırlık Türk Yurdudur.Dış düşmanlar ve iç işbirlikçileri,bunun içindir ki;TÜRK e tekrar "ırkı kimliği"ni öğreten ATATÜRK e düşmandırlar.
Sinsice ATATÜRK İlke ve Devrimlerini yok ederek,planlı bir şekilde rejimi"ılımlı islam"mdodeline çevirmek için var güçleriyle çalıştılar,çalışıyorlar.Türk çocuklarına,emperyalist işbirliğiyle hazırlanan Atatürk sonrası Tarih kitaplarına inatla"sen Anadoluya 1071 de geldin,göçebesin,1071 den önce yoksun,Türk-İslam sın"tezini aşılamak için ellerinden geleni yaptılar.Bugünde"Türk sen azınlıksın Anadolu zaten mozaiktir,sen geleli 1000 yıl bile olmadı,senden önce burada halklar vardı"tezini işliyorlar.Oysa islamiyet gelmeden çook önceleride TÜRK vardı.
4000 yıldır bu toprakların TÜRK olduğunu görmezden gelirsek,o zamanda düşman derki sana"mademki Anadoluya yeni geldiğini kabul ediyorsun,o halde çek git".
Akkat Kralı Naram-Şin in(M.Ö 2200) Anadolu seferlerini anlatan"Şartamhari"beyannamesinin(kil tabletler)15.maddesinde şöyle yazılıdır.-Türki kralı İlsu-Nail-.Yine Akkat tabletlerinde;Mardin merkez olmak üzere,güney Anadolu ve Musul,Kerkük dolaylarında yerleşik Hurriler de Türk kavmidir.Hurri dilinin filolojik özelliği Türkçedir.Hurrilerin tırunları Urartular da Hurri dili özelliği taşıyan dile sahiptir.
Hurriler proto-Türk kavimleridir.Tıpkı Sümerler gibi.
Anadolu Türk ün ikinci Vatanı değil,Orta Asya ile birlikte en eski Yurtlarından biridir.
Anadolu ya (MÖ 700)Kafkaslardan gelen İskitler(Sakalar)Türk kavmidir.Urartular a devamlı saldıran Asurları tarih sahnesinden silen İskitlerdir.Urartu başkenti Tuşpa(Van)da Şamran suyu diye bilinen su kanalları Urartu mühendisliğnin şaheseridir.Bugün Ora Asya da Şamran suyun dan çok daha ileri teknikte 5000 yıllık su kanalları vardır.Hepsi Atalarımızın eseridir.
Şimdi tüm bu gerçekler apaçık ortadayken;TÜRK ü inadına"sen 1071 de geldin"diye kandırmaya çalışanlar kime hizet ediyor acaba?
İskit kralı İdandir,pers kralı Dairus a;özbe öz TÜRK karakteri taşıyan şu metni göndermiştir.éama siz illede savaşmak istiyorsanız,bizim atalarımızın mezarları var.Onları bulun,onlara el kaldırın,o zaman görürsünüz.Mezarlarımız için savaşıyormuyuz,savaşmıyormuyuz.Ama daha önce keyfimiz istemediği sürece sizinle savaşmıyacağız".
Ata mezarları için savaşan Atalarını TÜRK e öğretme.Ama Türkiyeye gelen Suudi Kralı"geleneklerimizde mezar ve mezar ziyaret yoktur"diyerek TÜRK ün ATAsının mezarı ANITKABİR e gitmeme saygısızlığın görmezlikten gel.Ondan sonrada ,TÜRK çocuğuna inatla "sen 1071 de Anadoluya geldin "de.
Kral,kendi ağzıyla"benim Ata mezarım yoktur"diyor.Ama sen işbirlikçiliğine inadına devam et "Türk ü yeşil kuşak projesi"içinde boğmaya çalış.
MS .395 yıllarında Basık ve Kursık yönetindeki Hun ordusu,tekrar Antakya ve Ankara ya geldiler.Diğr Hun koluda başlarında,Balamir in torunu Uldız(Yıldız)ın komutasında Avrupanın ortalarına indiler.
26 ağustos 1071 de Malazgirt Zaferini kazanan büyük TÜRK Komutanı ALP ASLAN;tapusu dedelerinin olan kırk asırlık TÜRK Yurdu Anadoluya dede topraklarına yeniden gelmiştir.Geldiği dede topraklarındada zaten var olan TÜRK kimliği;Alpaslan ı başarılı kılmıştır.
Büyük Türk komutanlarından ATA Alpaslan ın"bugün Türk Milletine dayatılan sen Anadolu ya 1071 de geldin"tezinden ötürü kemikleri sızlıyordur.
Büyük ruhun şadolsun ATAM ALPASLAN;Anadolu ilelebet TÜRK kalacaktır.

BEYLER ANADOLU KIRK ASIRLIK TÜRK YURDUDUR.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE -İNADINA İLELEBET

Gülsev EYÜBOĞLU
26 AĞUSTOS 2006

ATATÜRK ve TÜRK KADINLARININ ASKERLİĞİ..


Atatürk Ve Türk Kadınlarının Askerliği

Atatürk Ve Türk Kadınlarının Askerliği

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Eki 04, 2009 14:31
Atatürk Ve Türk Kadınlarının Askerliği

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK; Bir akşam Çankaya Köşkü'nde masa etrafında oturanlara hitaben aniden ortaya şöyle bir mesele attı:
- "Dünyada ilk asker kadınlar hangi ülkede yetişmiştir?"

Herkes bir fikir söyledi. Nihayet söz Herodot tarihinde de adı geçen yarı efsanevi Amazonlara geldi.
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, son derece keskin birses tonuyla ayağa kalktı, ve;

-Amazonların Yurdu Sinop'tur. Tarihi ilişkiler içinde oldukları memlekette Kırım'dır. Bu iki memlekette bilinen Tarihten çok eski günlerdenberi TÜRK memleketleridir. Dünyada TÜRK'lerden başka hiç bir Ulus, "ASKER KADIN" Töresini bilmez. TÜRK KADINI CESURDUR. GÖZÜ PEKTİR. HİÇ BİR ÖZELLİKTE ERKEKTEN AYRI DEĞİLDİR.."
Sonra Sabiha Gökçen'i çağırdı. Ona daha mini mini bir kız çocuğuyken, nasıl tabancadan korkmadığını anlattırdı. İşte o Sabiha Gökçen'i, dünya tarihine ilk kadın savaş pilotu olarak tamgalayan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK; TÜRK Kadınının doğuştan asker olduğunu yeniden kazımıştır.

Bir iki gün sonra Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK; Ankara Kız Lisesine ziyarete gitti. Derste olan sınıfların birinin önünde durdular. Okul Müdürüne; içerde hangi ders işlenildiğini sordu. Müdür; Yurt Bilgisi Dersi olduğunu söyledi.
ATATÜRK; girebilirmiyiz diye sordu (İşte Devlet adamlığı budur). Okul Müdürünün verdiği olumlu yanıt üzerine, GAZİ usulca sınıf kapısını tıklayarak sınıfa girdi. (Bakınız sınıf kapısını tıklıyor!!!!!!) Bir müddet ders dinledi. Sonra sınıf öğretmenine;
- Müsaade edermisiniz? Bende bir sual sorayım, dedi.
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK; şu suali sordu.
- Bir Yurttaşın en büyük hakkı ve en büyük vazifesi nedir?
Sınıfta sırayla tümünün gözlerinden zeka fışkıran kız öğrenciler bu soruya yanıtlar aradılar. Düşüncelerini söylediler. ATATÜRK olumlu veya olumsuz tüm yanıtlara karşılık verdi. Ancak, tüm öğrencilerin hatırını kırmamaya özenle dikkat ettiği belli oluyordu. Büyük ATA'yı tanıyanlar, hepimiz; Yine çok büyük bir İnkilap arifesinde olduğumuzu hissediyorduk.
Nihayet verilen çeşitli yanıtları, ATA kendisi toparladı ve tümüne şu cümleyle cevap verdi.
- YURTTAŞIN EN BÜYÜK HAKKI SEÇİM ve EN BÜYÜK VAZİFESİDE ASKERLİKTİR"

Bu sözler tebeşirle tahtaya yazıldı. Büyük ATA başka soruya geçti.
"- Mebus olmak istermisiniz?
Bu hiç beklenilmeyen sualin altından bir heyecan dalgası doğdu. Öğrenciler hararetli hararetli konuşmaya başladı. Genç kızlar Büyük ATA'yı adeta bu kararı hemen vermeye zorluyorlardı. ATA gördüğü alakadan çok memnun kaldı.
Ve, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, genç kızlara;

"- Dünyada kadınlar seçmek ve seçilmek hakkını kazanmak için çok mücadeleler ettiler. Bizde mücadele ederek bu hakkı kazanacağız. Fakat, bütün TÜRK Tarihi boyunca bütün ANALARIMIZIN bu hakkı vardı. Sizde onların hakkı olan seçme ve seçilme hakkına kavuşacaksınız. Mebus seçer ve mebus olursunuz ancak aynı zamanda askerde olacaksınız."

Sınıfı dolduran tüm genç kızlar bir ağızdan
- OLURUZ diye haykırdılar.
Herkes yeni bir Devrimin tarihi gününü yaşadığını anlamıştı. Kadınların seçme ve seçilme hakkı kanunu çıkarıldı ve tüm Kız Okullarına askerlik dersi kondu.
Aradan belli bir zaman geçmişti ATA beraber çalıştığı bir bayanın eserindeki "kadın cemiyetin süsüdür" cümlesinin üstünü çizerek yerine şu sözleri yazdı "Biz kadınlar için, böyle düşünemeyiz. Kadın varlığı, binbir noktada ULUSUN temelidir."


Sonrada tüm oradaki heyete dönerek;

"Pek yakın gelecekte,kadının her manası ile erkekle eşit olacak bir dünya doğacaktır. Önümüzde yıllarda çıkacak ilk harpte (2.Dünya Savaşı) kadınlardan "Yardımcı Ordular" kurulacaktır. Ondan sonraki Harpte(buraya çok çok dikkat)de kadınlar ve erkekler aynı şartlar içinde savaşacaklardır. YAŞAMAK NİYETİNDE OLAN HER ULUS KADININI BU ŞARTA GÖRE HAZIRLAMAK MECBURİYETİNDEDİR."
İŞTE EBEDİ BAŞKOMUTAN (BAŞBUĞ) GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK BUYRUĞU (Emri) BUDUR..
Açık seçik ve net. Ne diyor ATA'mız; "önümüzdeki yıllarda çıkacak ilk harp" ki çıktı 2.Dünya Savaşı. Devam ediyor, "ondan sonra ki harpte" işte bu öngörü bize 2.Dünya Savaşından sonrada bir 3.Dünya Savaşının olacağını anlatıyor. İşte ATA'mızın söyledi o dönem bu dönemdir. Eveleniyor, geveleniyor ama ATALAR sözüyle "görünen köy kılavuz istemez."
Fırladı ok yayından çıktı kılıç kınından.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
İNADINA.. SONSUZA KADAR


Derleyen
(Sayın Münir Hayri Egeli anılarından)
Saygıyla
Gülsev Eyüboğlu 



NOT; Binlerce yıllık TÜRK Tarihi ve TÜRK TÖREsinde "at avrat silah" denilen saçmalık yoktur. Aslı AT-TOPRAK(ana)-PUSAT(silah)TIR.....
TÜRK KADINI HİÇ BİR ZAMAN avrat OLMAMIŞTIR. TÜRK KADINI HAN'DIR HANIM DIR..........
TÜRK KADININA avrat diyerek baş eğdireceklerini sanan gafillere, TÖRE BUDUR... biline...


"O takdirde asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir elinede bayrağını alır Elmadağı'na çıkar, orada tek kurşunu kalıncaya kadar vatanı müdafaa eder. Kurşunlarım bitince bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunlarıyla yaralanır, temiz kanımı mukaddes bayrağıma içire içire tek başıma canımı veririm. Ben buna ant içtim."
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
23 Nisan 1920 TBMM 
http://www.guncelmeydan.com/pano/ataturk-ve-turk-kadinlarinin-askerligi-t22608.html

TBMM BAŞKANI MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA'NIN, ABD Yardım Heyetlerine YANITI...


"TBMM Başkanı Mustafa Kemâl'in, Amerika YakıDoğ uYardım Heyeti'nin Anadolu'da kurmak istedikleri Yetimhaneler, Numune Çiftlikleri vs Hayır Kurulu şlarıhakkında yaptı kları tekliflerine karşılık olarak 3 Ocak 1922 tarihinde bizzat el yazı sı ile kaleme almış olduğu cevabî muhtı ra."
 
 
3 Ocak 1922
İçişleri Bakanlığına
29.12.36 tarih ve 10319/2423 numaralı Bakanlık yazısının cevabıdır.
Anadolu'da yetimhaneler ve numune çiftlikleri vs hayır kuruluşları açma ve kurma hakkında Amerika Yakın Doğu Heyeti adına yapılan başvuruya karşıtarafımızdan verilecek cevabın konusu ve esaslarının ilişik muhtı rada ortaya konulmuş olduğarzolunur efendim.
Muhtıra
Ankara Büyük Millet Meclisi Hükümeti memleketin imarına, yetimlerinbakılmasına, genel sağ lığa ve ekonomimizin düzeltilmesine yönelik tüm teşebbüsleri ve çalışmaları son derece minnet ile kabul eder.
Ancak bu hususta gerek uzak gerek pek yakın bir mazide bize gayet pahalıya mal olan acı tecrübelere binaen bazı çekince kayı tları konulmasına kesin gereklilik vardır.
Şimdiye kadar memleketimizde iktisadî, siyasî ve ilmî maksatlarla çalışan kuruluşlar veya yabancı kişiler özellikle aşağıdaki amaçlar peşinde koşmuşlardır:
1- Memleketimiz dahilindeki işlerinden insafsız bir kâr temin etmek. Bizim için en az zararlı olanlar yine bunlardır.
2- Bir bölgede elde ettikleri iktisadî imtiyaza dayanarak, kendilerine ileride oraya sahip çı kma hakkını temine çalışmak. Bu gibilerin bir daha memleketimizin dahilinde çalışmalarına kesinlikle müsaade edilmemesi kararlaştırılmıştır. Bu surette hareket etmekle yalnız kendimize değil, tüm insanlığ a olağanüstü büyük bir hizmet göreceğimize inanıyoruz. Çünkü hiç şüphe yoktur ki Genel Sava şın (=1.Dünya Savaşı'nın) başlıca müsebbipleri bu gibi amaçlar peşinde koşan sermayedar gruplar ı ve onlara alet olan politikacılardır.
3- İktisadî, ilmî, ve insanî maksatlar altında memleketimize gelip gelecekteki istilâları hazırlamak için anasır-ı muhtelifeyi (=çeşitli unsurlarıgerek hükümete gerek birbirine karşı tahrik etmek. Bu gibiler hem Genel Savaşıhem de memleketimiz dahilindeki mukatelât-ı fecianın (=feci vuru şmaların) başlıca müsebbiplerindendir.
4- Sırf ilmî ve insanî amaçlarla memleketimizde çalışmakla beraber ruhlarındagizli bulunan Hı ristiyanlık duygusu etkeniyle hemen sı rf Hıristiyan azınlıklarlameşgul olmak ve onlara ister kasıtlı ister kasıtsız arasında azınlıkların da ya şadıkları Müslüman kitlelerinden ayrılmak arzusunu aşılamak. Bu gibilerin gerek Müslümanlara gerek güya iyiliğine çalıştıkları Hıristiyan azınlıklara içinde yaşadıkları İslâmçoğunluğuna baskı yapma isteğini a şılamakla ne kadar gayri insanî bir surette hareket etmiş bulundukları ve bu yüzden meydana gelen öldürmelerden manen sorumlu bulundukları bellidir. Hükümetimiz bu gibilerin dahi çalış malarınaserbestçe devam etmelerine müsaade ettiği takdirde Müslim ve gayrımüslim tüm tebaasına karşı pek ağır bir sorumluluk yükü altına girmiş bulunacaktır. Ortaya konulan sebeplere binaen ilkeleri koymak mecburiyetindeyiz.
Hiçbir hükümet kendi tebaasından olan on binlerce çocuğu kendi memleketi dahilinde bir yabancı heyeti tarafından her türlü teftişten uzak olarak büyütülüp onlara istenildiği gibi telkinlerde bulunulmasına müsaade edemez. Buna müsaade etmek çocukları yaşayacakları çevreye düşman veya hiç olmazsa yabancı olarak yetiştirmek ve b undan dolayı onunla çarpış maya mahkûm eylemektir. Bu ise gerek o çocukların gerek içerisinde yaşayacakları halkın felâketini hazırlamaktır. Bunuönlemek ise hükümetin görevidir. Bundan dolayıdır ki Amerikalılar tarafından numune çiftliği vs benzer kuruluşlar oluşturup buralarda kendi tebaamızdan olan binlerce çocuğun Türk Hükümet ve milletine karşı gayri dostane ve gayri sadıkaneduygularla donanmış olarak yeti şmelerine müsaade edemeyiz.
Tabiidir ki Amerikalıların insanî tekliflerini reddetmeyi hatırımızdan bile geçirmiyoruz. Ancak bunu yalnız aşağı daki şartlar tahtında kabul edebiliriz. Buşartları öne sürmeye yegane etken de mazideki acı tecrübelerin bize vermiş olduğu daha uzağı görecek insanî hislerdir.
İşbu şartlarımız aşağıdaki gibi beyan olunur:
1- Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti sınırları dahilinde Amerikalılarınkurmayı istedikleri numune çiftlik, imalathane vs.nin idaresi ve orada çalışan çocukların öğ retim ve terbiyesi hükümet tarafı ndan tayin olunacak memurlara aittir.
2- Bu kuruluşlarda mezhep ve cins ayrımı yapılmaksızın tüm yetimler çalıştırılacaktır.
3- Amerikalılar buralarda fen memurları ve hesapları görme için muhasebe memurları bulundurabilirler.
4- Yol vs inşası gibi teşebbüsler dahi insanî bir maksat için yapılmakta, ise, yukarıdaki şartlara tabiî bulunacaktır.
5- Ticaret maksadıyla yol, fabrika vs inşası cihetlerini ayrıca görüşmeye hazırız. Bukonuda Amerikalıların tekliflerini bekliyoruz. Zaten bu maksatladır ki Antalya'ya bir Amerikalı t icaret mümessilinin gönderilmesine muvafakat ettik.
 
(Atatürk'ün Millî Dış Politikası 1919-1923, C:1, Kültür Bak. Yay., Ankara-1981, sah:384-386. Metin kelimelerin karş ı lığı esas alınarak tarafımızdansadeleştirilmiştir)

DERLEYEN..
SAYGILARIMLA GÜLSEEV EYÜBOĞLU

75 MİLYON TÜRK'Ü "ÖZEL"CEZAEVLERİNİZE SIĞDIRABİLECEKMİSİNİZ ???

75 MİLYON TÜRK'Ü "ÖZEL"CEZAEVLERİNİZE SIĞDIRABİLECEKMİSİNİZ ????

DÜN GECE ,MİLLİ GÜVENLİK KARARLARI AÇIKLANDI;
"TERÖRLE MÜCADELEMİZ DEVAM EDİYOR,TERÖRLE MÜCADELE DE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ DEVAM EDECEK" ..
BU SABAH"SÖZÜM ONA 28 ŞUBAT SÜRECİ DEVAM EDİYOR ÖRTÜSÜYLE TÜRK ORDUSUNUN ÇOK ÖNEMLİ MEVKİLERİNDE GÖREV YAPMIŞ TÜRK KOMUTANLARI "ÖZEL" ADLİYEYE ÇAĞRILDI"...
BU ŞİMDİ TESADÜFMÜ ??


YOKSA GENERAL ALLENBY'NİN TORUNLARININ
EMRİMİDİR ?????????????

İMRALI'DAKİ TERÖRİSTBAŞI KATİL PESPAYE İLE "BARIŞ"GÖRÜŞMELERİ YAPIYOR SÖZÜM ONA "TERÖR"Ü BİTİRİYORSUNUZ !!!.
.BÜTÜN ELİ KANLI TÜRK DEVLETİNE SİLAH ÇEKEN HAİN "TERÖRİST"LERİ AF EDEREK TAHLİYE EDİYORSUNUZ.........................
AMA TÜRK ORDUSUNUN KOMUTANLARI SÖZDE SÖZDE BAHANELERLE "TERÖRİST"İLAN EDİLEREK TUTUKLANDILAR,TUTUKLANIYORLAR !!!

EVET EFENDİLER !!
TERÖRLE MÜCADELEMİZ DEVAM EDİYOR DERKEN,
KAHRAMAN TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİ
"SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ",KAHRAMAN TÜRK SUBAYLARINI"TERÖRİST"İLAN ETTİNİZ !!
TERÖRLE
ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİNİZLE DE DEMEK İSTENİYOR Kİ
EZELİ TÜRK DÜŞMANLARI HAÇLI ORDULARI SAFINDA
TÜRK ORDULARINA KARŞI SAVAŞIYORUZ !!!

YANDA KIYIDA KÖŞELERDE GEZİNMEYİNNN
BÜYÜK TÜRK MİLLETİ TÜM GAFLET DALALET HİYANETLERİ GÖRÜYOR !!

EYYY MUHALEFET EVELEMEYİN GEVELEMEYİNNN !!!
LAF ATIŞTIRMA YARIŞMALARINDA ÖDÜL ALAMIYACAKSINIZ..
GÖREVİNİZİ YAPIN ,ÇIKIN KÜRSÜLERDE "KIRK ASIRLIK TÜRK YURDU TÜRKİYE İŞGAL ALTINDADIR"GERÇEKLERİNİ AÇIKLAYIN VE DERHAL İSTİFA EDEREK "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE-VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN"HAYKIRIŞIYLA SİNE_İ MİLLETE DÖNÜN !!!

AB FONLARI FİNANS DESTEKLİ PARALARLA YAPTIRILAN ÖZEL YETKİLİ CEZAEVLERİNE 75 MİLYON TÜRK MİLLETİ'Nİ SIĞDIRABİLECEKMİSİNİZ ??

YOKSA SİZZZZZZZZZZZZZZZ !!!
GERÇEKTEN "TÜRK"KİMLİĞİNİ SİLEBİLECEĞİNİZİMİ SANIYORSUNUZ ?????????????

SİLEMEZSİNİZZZZZZ !!!!!

"BENİM EN BÜYÜK HASLETİM TÜRK OLARAK DOĞMAMDIR"DİYEN GÖK GÖZLÜ BAŞBUĞ(BAŞKOMUTAN)MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN TÜRK RUHU ÖZÜYLE KANIYLA CANIYLA
BÜYÜK TÜRK MİLLETİ'NİN RUHUDUR !!!
GÜLSEV EYÜBOĞLU
27 ŞUBAT 2013

HÜKÜMETİN"MİLLİ ORDU"YA KARŞI "KUMPAS"ORDUSU..!VE TABİİ Kİ ANLAYANLARA...

Konu: Fwd: "İSTANBUL HÜKÜMETİNİN MİLLİ ORDUYA KARŞI HİLAFET ORDULARI !!!"Tabii ki anlayana !!






  "TÜRK Milletini,fikir,hissiyat ve hareket olarakda savaşla ilgilendirmeliydim.Millet fertleri,yalnız düşmana karşı bulunanlar değil;köyde,evde,tarlada,bağra,yaylada olan herkesi,silahla vuruşan savaşçı gibi kendini mesuliyetli sayarak,tüm maneviyat ve maddiyatını sadece mücadeleye verecektir."
   BAŞKOMUTAN(BAŞBUĞ)GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
İŞTEEE..O GÜNLERDENNN BUGÜNLEREEEEE...
AHHH İSTANBUL AHHH YİNE"SEHVEN"YAPTILAR SENİ..
SENİN BAĞRINDA NİCE NİCE KAHRAMANLAR YATIYOR..
UNUTMA SENİN KOYNUNDA GENCECİK BİR FİDANKEN BAĞRINA BASIP YETİŞTİRDİĞİN EN BÜYÜK KAHRAMANINI  !!
ÇELİK BAKIŞLI GÖK GÖZLÜ MUSTAFA KEMALİ'Nİ..
O SENİN MUSTAFA KEMAL'İN Kİ YEDİ DÜVELE DİZ ÇÖKTÜREN..SENİ HUNHARCA İŞGAL EDEN HAÇLILARIN ELİNDEN KURTARAN MUSTAFA KEMAL'İNİ UNUTMA...UNUTMA SEN ONU BANDIRMA VAPURUYLA SAMSUNA GÖNDERDİN EYY AZİZ İSTANBUL.
O Kİ TÜRK'ÜN EBEDİ BAŞKOMUTANI GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK SANA GELDİ SENİN KUCAĞINDA GÖZLERİNİ YUMDU..
EYY AZİZ İSTANBUL !!
UNUTMA O EŞŞİZ KAHRAMANA DÖKTÜĞÜN GÖZYAŞLARINI.
TABİİ Kİ ANLAYANA..

      İSTANBUL HÜKÜMETİNİN MİLLİ ORDUYA KARŞI,
     HİLAFET ORDULARI !!!
     
       "TÜRK Milletini..fikir,hissiyat ve hareket olarak savaşla ilgilendirmeliydim.Millet fertleri,yalnız düşmana karşı bulunanlar değil;köyde,evde,tarlada,bağda,yaylakta olan herkesi,silahla vuruşan savaşcı gibi kendini mesuliyetli sayarak,tüm maneviyat ve maddiyatını sadece mücadeleye verecektir."
          Başkomutan(Başbuğ)Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
          Padişah ve İstanbul Hükümetinin;İtilaf Devletleriyle (AB D)yaptığı onlara göre "Demokrasi ve Barış"anlaşması,Asil TÜRK Ulusuna göre "Kara Hiyanet Anlaşması" (31 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi, nam-ı diğer silah bırakma)ile TÜRK Devleti  Türk Osmanlı İmparatorluğu  artık diz çöktürülerek ,tüm kurumları işgal altında  artık paramparçaydı.Şanlı TÜRK Tarihinde ikinci kez Kahraman TÜRK ORDULARI terhis edildi. BU  terhis ki binlerce yıllık TÜRK Tarihinde sonsuza kadar "en büyük bir kara hiyanet olarak kalacaktır".Bu "kara hiyanet terhis"Üstelik İstanbul Hükümeti ve Genelkurmayın Başkanlığının,yazılı emriyle TÜRK Ordusunun silah ve mühümmatı bizzat TÜRK Subayları tarafından işgal kuvvetleri (İngiliz,Fransız,İtalyan,Yunan)askerlerine teslim edilecekti.Bu teslimatta direnenler olursa derhal tutuklanacaklardı.Tutuklandılar! (kürt )Mustafa Paşa başkanlığında kurulan Divan-ı Harp'te yargılandılar  !!!!!!
          19 Mayıs 1919 da Samsun' a Ordu Müfettişi olarak gelen Mustafa Kemal Paşa da artık istifa eden ve İstanbul Hükümet kuvvetlerince aranan isyancı bir Subaydır.Ancak Vatanın bu duruma düşürüleceğini taa..gencecik bir subayken görmüştü Mustafa Kemal Paşa.Herşeyi çok önceden tasarlayıp planlamıştı.Kendisinin çok güvendiği ve vatan savunması için herşeyi yapmaya hazır subayları(ki tabii ki onlarda isyancı askerdi),küçük birimler halinde Anadolunun değişik bölgelerine gönderdi.Bu isyankar(!)subaylar;şehirlere,kasabalara dağıldılar.Yetkileri olmadığı halde telgraf merkezlerine el koydular.Asker,sivil herkesle temasa geçtiler.Binlerce yıllık TÜRK YURDU,Haçlıların torunları tarafından dört bir yandan işgal edilmişti.İşgal altındaki TÜRK Payitahtında İşgalcilerle omuz omuza görev yapan İstanbul Hükümetinin"ÇETELER"olarak gördüğü milis(sivil) güçlerini örgütleyip işgalci düşmanlarla mücadeleye hazırladılar.
        Milli Mücadeleyi örgütleyen bu subaylar;büyük ihanetlerle ve tuzaklarla karşılaştılar.Padişah ve İstanbul Hükümeti yanlısı güçlerle ve yabancı ajanlarla boğuştular.Ancak onlar "Vatanı kurtarmak"adına hayatlarını ortaya koyarak yılmıyor hedeflerinden şaşmıyorlardı.
        Kastamonu ya gönderilen Albay Osman Bey tutuklandı ,fakat hapishanede ilişkiye geçtiği diğer subaylar yardımıyla kurtarıldı.Kendisini tutuklayan Alay Komutanı ve Vali vekilini tutuklattı.Soma ya gönderilen Yüzbaşı Kemal,Bergama da İstanbul Hükümetine bağlı Asayiş Güçleri tarafından,tutuklanarak Yunan Kuvvetlerine teslim edildi.Akhisar-Manisa bölgesine giden Albay Kazım(Özalp) ve Albay Bekir Sami ye yardım edilmediği gibi,Vali  ve eşraf tarafından"Akhisar ve Manisa işgal edildi.Milletin morali bozuk derhal burayı terketin"denilerek kovuldular.
         Ege bölgesinde;Albay Refet,Albay Bekir Sami,Albay Osman,Binbaşı İsmail Hakkı,Yüzbaşı Kemal,Teğmen Halit,Binbaşı Hüsnü,Teğmen Fikret,Teğmen Zeki.Güney ve Güneydoğu Anadolu da;Binbaşı Kemal,Yüzbaşı Ratip,Yüzbaşı Asaf,Yüzbaşı Ali Sait,Yüzbaşı Ali Şefik,Yüzbaşı Kamil,Teğmen Sait milis güçlerini örgütleyen subaylardan bazılarıdır.Zonguldak bölgesi Yüzbaşı Cevat çoğunluğu madenci beşbin savaşcı hazırladı.Gaziantep,Urfa,Maraş  Şahin bey,Özdemir bey,Nuri bey,Kılıç Ali bey isimli subaylar yerel milis güçlerini hazırladılar.
       İstanbul Hükümetince isyancı askerler olarak aranan bu subayların örgütlediği ve yine Hükümetce "ÇETELER"olarak aranan bu milis güçleri;işgal kuvvetlerinin el koyduğu silah depolarına saldırılar düzenlediler.El koydukları silahları Mustafa Kemal Paşa kuvvetlerine gönderdiler.İşgal kuvvetlerinin koruma garnizonlarına "yabancı sermayedarların,önemli ekonomik fabrikalarına,ticari ve mali kurum(banka)larına saldırdılar.
       Artık resmi kayıtlarda (Hükümete karşı ÇETE olarak)geçenlere,yada yeni çeteler kurarak kadınlar ve hatta çocuklarda katıldılar.Kadın liderler kimi zaman erkekleride çetelerine katarak amansızca savaştılar.
        Özellikle kadınların ve henüz çocukluktan çıkan delikanlıların düşmanlarla amansızca ,üstelik çok büyük ataklarla düşmanla çatışmaya girmeleri halkı derinden etkiledi.Çekimser yetişkinleride harekete geçirerek milis güçlerine katılmalarını sağladı.
      Osmaniye /ADANA cephesinde Çete kuran Rahime Hanımın düşmana karşı çok kayıp verdiren yiğit savaşcılığı bölgede dalga dalga yayıldı.Halkı düşmana karşı harekete geçiren bu yiğit kadın vurulduğunda vücudunda sayısız kurşun yarası vardı.Bölgenin milis güçleri(ki birilerine göre ÇETELER(!)) aslanlar gibi şehit düşen Rahime Hanımın kefenini bayrak yaptılar,işgal gücü Fransızlara kök söktürdüler.
      Ancak TÜRK Milletinin bu yaşamsal direnişi;Padişah,işgal güçleri(ABD,İngiltere,Fransa,İtalya,Avustralya,Yunan vs.)ve İstanbul Hükümetince yokedilmek için Eşkiyalık(ÇETELER)olarak kabul edildi.Vatanı işgal eden düşmanlara karşı savaşan Milliyetçiler yada Top yekün TÜRK Milleti;Devlete ve Allaha karşı düşman(HAŞA)inançsız,dinsiz isyankarlar ilan edildi.
       Haçlı Ordularınca işgal edilen 465 senelik TÜRK Payitahtının Şeyhülislamı,Haçlı Ordularına karşı değilde bu Haçlı Ordularına karşı savaşanlar için;çok ağır suçlamalar ihtiva eden FETVAlar çıkardı.FETVA:"Halifeliğe karşı gelen, bu dinden çıkan kafirler in öldürülmelerinin KURAN hükümlerine göre vacib olduğunu bu kafirlerle savaşmaya gönderilen mücahitler,eğer çarpışmaktan imtina ederse yada firar ederse en büyük günahı(günah-ı kebire) işleyeceklerini,ahirettte büyük azap çekeceklerini"bildirdi.
      İstanbul'da hüküm veren Şeyhülislamın bu fetvalarını;
İngiliz ve Yunan Uçakları,işgal kuvvetleri torpitoları,yabancı konsolosluklar,Rum, Ermeni ,kürt (kürt teali cemiyeti)örgütleri,
Fener Rum Patrikhanesinin papazları tarafından Vatanın her yerine dağıtılıyorlardı.Ayrıca 15 Şubat 1919 Tarihinde "İngiliz Muhipleri Cemiyeti"nin teşvikiyle kurulan "Müderrisler Cemiyeti"daha sonra 24 Kasım 1919 tarihinde adını değiştirerek  Teali İslam(İslamı yüceltme) cemiyeti'olan "İslam Teali Cemiyeti"de,  "Yunan Ordusunun Hilafet Ordusu"sayılmasını istiyordu.
      Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Efendi son FETVA
sında"Tüm bu eşkiya çetelerin mesulu Mustafa Kemal denen haindir.Asıl suçlu odur.Sevgili Padişahımız Halife Efendimizle,sadakali Tebaasının arasına giren Mustafa Kemaldir.(buraya dikkat)O olmasa Galip Devletlerde(İşgal kuvvetleri),Haşmetli Devletimizden ve İslam Ümmeti Milletimizden merhamet ve lütuflarını esirgemiyeceklerdir.MUSTAFA KEMALİ yokedin!İslam düşmanı eşkiya milisleri (yani düşmana karşı savaşan Türk Milletini)katledin !Bu bir Cihattır!Din ve Halifemiz Padişahımız yolunda ölenler şehit,kalanlar gazidir!"
      Ve bu bildirilerle din adına yapıldığı söylenerek Vatan da iç savaş çıkardılar.En büyük din düşmanlığı bu değilmidir?Çanakkale'de "ALLAH ALLAH"naralarıyla Haçlı Ordularına saldıran Kahraman Şehitlerimize en büyük iftira bu değilmidir?İşte sırf kendi alçak menfaatleri için düşman işgalini bile mübah sayan bu asıl "DİN"düşmanları;Düşman işgali altındaki VATANI, planlı bir şekilde denetimsiz bırakarak ,ahlaksızca fitne fesatlarla büyük iç  çatışmaların içine soktular..
       Kendilerine "Hilafet Orduları"denilen ,Şeyhülislam Fetvalı bu gözü dönmüş hainler,genç subayları taşlayarak öldürdüler.Düşmana karşı direniş için Milis(Sivil) güçlerini örgütleyen subayları hedef aldılar.Edremit Kaymakamı(Yarbay) Köprülü Hamdi bey ve 21 TÜRK direnişci  Bigada işkenceyle ŞEHİT edildi.24.Tümen kom.Albay Mahmut bey,Kurmay subay Yakup Sami bey,Levazımcı Rıfkı bey,Teğmen Ruhsar bey,Binbaşı İhsan bey ,Yarbay Rahmibey,Yarbay Arif bey ler ŞEHİT edildiler.Hastanelerde yatan yaralı subaylar,sokaklarda sürüklenerek başları taşlarla ezilerek ŞEHİT edildiler.Konya da Delibaş Mehmet in adamları,Mustafa Kemal Paşa tarafından Konyaya gönderilen Subayın önce tırnaklarını söktüler sonra kol ve bacaklarını keserek ŞEHİT ettiler.
       İşte işgalci Haçlı Orduları ile  işbirliği içinde hareket eden Padişah ve İstanbul Hükümeti;VATAN ı kurtarmak için yaşamlarını ortaya koyan bu kahramanları (ÇETELER) olarak ilan ederek,işgalcilerin sevk ve idaresinde kurulan, iç hainlerden teşekkül eden  ve adınada"Hilafet Orduları"denilen canilere katlettirdiler.
       BU ÖLÜMSÜZ KAHRAMAN SUBAYLARINI BÜYÜK TÜRK MİLLETİ ASLA UNUTMADI ASLA UNUTMAYACAK ASLA UNUTTURULAMIYACAKLARDIR....
 AZİZ RUHLARI ÖNÜNDE ONURLA SAYGIYLA EĞİLİYORUM KAHRAMAN ECDADIMIN..
     
         NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE....
         SONSUZLUĞA KADAR NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Saygıyla
15 Temmuz 2008
Gülsev Eyüboğlu 
   


   
     



NOT:Bu yazı 15 Temmuz 2008 tarihinde yazılmıştır.