ANKARA'NIN BOZKURT'U
..10 ağustos 1920 akşama doğru Serv anlaşmasının imzalandığı haberi
Ankara'ya ulaştı.
Patişah ve İstanbul Hükümetinin görevlendirdiği bir kurul,İsviçrede serves kasabasında itilaf devletleriyle/ABD,İngiltere, Fransa,italya..vb)ile 700 yıllık koskoca TÜRK İmparatorluğunun paramparça edilmesini sağlayan serv anlaşmasını imzaladılar.Kendi menfaatları için kendi vatanlarını sattılar.
Koskoca imparatorluk paramparça edildikten sonra ,Türklerin elinde kalan son topraklar olan Anadolununda paylaşılmasını kabul etti İstanbul Hükümeti.
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ümüz,bu hiyanet anlaşması haberini karargahları olan Ankarada Ziraat Mektebinde aldı.
Aslında gelen bu korkunç haberin;İstanbul Hükümetiyle işgal güçleriyle anlaşacaklarını biliyordu ama yinede içinde çok küçük bir umutla belki ülkeyi yönetenlerin vicdanlarının kendi ülkelerinin yıkılmasına,
müsaade etmeyeceği yönünde idi.
Ancak tüm bu olanların İstanbul Hükümetince yapılacağını bildiği halde,Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK o kadar derinden sarsıldı ki,o gün yanında bulunan Albay Arif bey Gazi Mustafa Kemal Paşa nın acı ve üzüntüsünü şöyle anlatır.
"Hava karardı bulunduğumuz odayı gölgeler kabladı.Mustafa Kemal paşa boz renkli kabutuna sarılarak gri Astragan kalpağıyla başı önüne adeta düşerek eğildi.Yüzü kül rengiihatları gergin,boş bakışlarla öylesine koltuğuna çöktü.
Dışarda iyice karanlık bastı.Odadakiler çok sessiz tonlarda konuşuyor,Gazi Mustafa Kemal paşanın düşüncelerini dağıtmak lorkusuyla gaz lambalarını bile yakmağa cesaret edemediler.
Pencereden,bahçede bulunan akasya ağacınına arkasında,dağların kara gölgesi avluya indi.Her yer zifiri karanlık,hepimizin ruhlarıda karanlık içindeydi.
Birden Gazi Mustafa Kemal paşanın,bahçede olan iri kıyım Kurt köpeği uzun uzun ulumaya başladı.Kurt köeği ulumaya devam ederken,Gazi Mustafa Kemal paşa,birden ürperdi ve daldığı düşüncelerden silkindi.Bir sinir buhranı geçiriyormuş gibi titredi,sarsıldı.Hepimize ve çevresine dalgın bakışlarla baktı,sonra birdenbire kendi kendine söylenmeye başladı.
Evet ANKARA nın BOZKURT u,çok büyük bir öfke ve acıyla adeta inliyordu.Sonra birden doğruldu,silkinerek ayağa kalktı.Emirerni tok bir sesle çağırarak pencereyi kapattırdı.Bulunduğumuz karanlık odaya lambalar istedi.Bulunduğumuz odayı saran gölgeleri yok edecek bol ışık istedi.
Beni,İsmet i,Kurmay Başkanını çağırdı.Geç kalmış gibi alelacele;Yurdun heryerine ulaştırılmak üzere buyruklar yazdırmaya başladı.İnanılmaz bir enerjiyle hepimize emirler verdi.Milli Mücadele ateşini sanki alevlemek için çakmak çakmak gözleriyle ateş saçıyordu.
Birliklerin toplanmasını ve hemen Milli Mücadeleye başlanılmasını istedi.Bulunduğumuz odanın içinde sadece onun sesi vardı.Savaşacağınıisonuna kadar mücadele edeceğini,Vatanı mutlak kurtaracağını,Vatanı misaki milli sınırları içinde,büyük ve bağımsız bir TÜRK Devleti yapacağını söyledi.
Odadakiler biz hepimiz;söz ve davranışlarından şaşırmış allak bullak bir şekilde,dilimiz tutulmuş,hipnoz olmuş gibi onu dinliyorduk.
ANKARA nın BOZKURT u Gazi Mustafa Kemal Paşa,bize bunları söylerken;elinde İstanbul Hükümetince dağıtılmış bir ordu ve Orduyu yeniden kurabilecek para vardı.Bizler şaşkınlık içinde onu dinliyorduk"....
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE-TANRI TÜRKÜ KORUSUN
saygıyla Gülsev Eyüboğlu 17.07.2007
Paylaşımınız harika.
YanıtlaSil