Konu: Fwd: "İSTANBUL HÜKÜMETİNİN MİLLİ ORDUYA KARŞI HİLAFET ORDULARI !!!"Tabii ki anlayana !!
NOT:Bu yazı 15 Temmuz 2008 tarihinde yazılmıştır.
"TÜRK Milletini,fikir,hissiyat ve hareket olarakda savaşla ilgilendirmeliydim.Millet fertleri,yalnız düşmana karşı bulunanlar değil;köyde,evde,tarlada, bağra,yaylada olan herkesi,silahla vuruşan savaşçı gibi kendini mesuliyetli sayarak,tüm maneviyat ve maddiyatını sadece mücadeleye verecektir."
BAŞKOMUTAN(BAŞBUĞ)GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
İŞTEEE..O GÜNLERDENNN BUGÜNLEREEEEE...
AHHH İSTANBUL AHHH YİNE"SEHVEN"YAPTILAR SENİ..
SENİN BAĞRINDA NİCE NİCE KAHRAMANLAR YATIYOR..
UNUTMA SENİN KOYNUNDA GENCECİK BİR FİDANKEN BAĞRINA BASIP YETİŞTİRDİĞİN EN BÜYÜK KAHRAMANINI !!
ÇELİK BAKIŞLI GÖK GÖZLÜ MUSTAFA KEMALİ'Nİ..
O SENİN MUSTAFA KEMAL'İN Kİ YEDİ DÜVELE DİZ ÇÖKTÜREN..SENİ HUNHARCA İŞGAL EDEN HAÇLILARIN ELİNDEN KURTARAN MUSTAFA KEMAL'İNİ UNUTMA...UNUTMA SEN ONU BANDIRMA VAPURUYLA SAMSUNA GÖNDERDİN EYY AZİZ İSTANBUL.
O Kİ TÜRK'ÜN EBEDİ BAŞKOMUTANI GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK SANA GELDİ SENİN KUCAĞINDA GÖZLERİNİ YUMDU..
EYY AZİZ İSTANBUL !!
UNUTMA O EŞŞİZ KAHRAMANA DÖKTÜĞÜN GÖZYAŞLARINI.
TABİİ Kİ ANLAYANA..
İSTANBUL HÜKÜMETİNİN MİLLİ ORDUYA KARŞI,
HİLAFET ORDULARI !!!
"TÜRK Milletini..fikir,hissiyat ve hareket olarak savaşla ilgilendirmeliydim.Millet fertleri,yalnız düşmana karşı bulunanlar değil;köyde,evde,tarlada, bağda,yaylakta olan herkesi,silahla vuruşan savaşcı gibi kendini mesuliyetli sayarak,tüm maneviyat ve maddiyatını sadece mücadeleye verecektir."
Başkomutan(Başbuğ)Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Padişah ve İstanbul Hükümetinin;İtilaf Devletleriyle (AB D)yaptığı onlara göre "Demokrasi ve Barış"anlaşması,Asil TÜRK Ulusuna göre "Kara Hiyanet Anlaşması" (31 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi, nam-ı diğer silah bırakma)ile TÜRK Devleti Türk Osmanlı İmparatorluğu artık diz çöktürülerek ,tüm kurumları işgal altında artık paramparçaydı.Şanlı TÜRK Tarihinde ikinci kez Kahraman TÜRK ORDULARI terhis edildi. BU terhis ki binlerce yıllık TÜRK Tarihinde sonsuza kadar "en büyük bir kara hiyanet olarak kalacaktır".Bu "kara hiyanet terhis"Üstelik İstanbul Hükümeti ve Genelkurmayın Başkanlığının,yazılı emriyle TÜRK Ordusunun silah ve mühümmatı bizzat TÜRK Subayları tarafından işgal kuvvetleri (İngiliz,Fransız,İtalyan, Yunan)askerlerine teslim edilecekti.Bu teslimatta direnenler olursa derhal tutuklanacaklardı. Tutuklandılar! (kürt )Mustafa Paşa başkanlığında kurulan Divan-ı Harp'te yargılandılar !!!!!!
19 Mayıs 1919 da Samsun' a Ordu Müfettişi olarak gelen Mustafa Kemal Paşa da artık istifa eden ve İstanbul Hükümet kuvvetlerince aranan isyancı bir Subaydır.Ancak Vatanın bu duruma düşürüleceğini taa..gencecik bir subayken görmüştü Mustafa Kemal Paşa.Herşeyi çok önceden tasarlayıp planlamıştı.Kendisinin çok güvendiği ve vatan savunması için herşeyi yapmaya hazır subayları(ki tabii ki onlarda isyancı askerdi),küçük birimler halinde Anadolunun değişik bölgelerine gönderdi.Bu isyankar(!)subaylar;şehirlere, kasabalara dağıldılar.Yetkileri olmadığı halde telgraf merkezlerine el koydular.Asker,sivil herkesle temasa geçtiler.Binlerce yıllık TÜRK YURDU,Haçlıların torunları tarafından dört bir yandan işgal edilmişti.İşgal altındaki TÜRK Payitahtında İşgalcilerle omuz omuza görev yapan İstanbul Hükümetinin"ÇETELER"olarak gördüğü milis(sivil) güçlerini örgütleyip işgalci düşmanlarla mücadeleye hazırladılar.
Milli Mücadeleyi örgütleyen bu subaylar;büyük ihanetlerle ve tuzaklarla karşılaştılar.Padişah ve İstanbul Hükümeti yanlısı güçlerle ve yabancı ajanlarla boğuştular.Ancak onlar "Vatanı kurtarmak"adına hayatlarını ortaya koyarak yılmıyor hedeflerinden şaşmıyorlardı.
Kastamonu ya gönderilen Albay Osman Bey tutuklandı ,fakat hapishanede ilişkiye geçtiği diğer subaylar yardımıyla kurtarıldı.Kendisini tutuklayan Alay Komutanı ve Vali vekilini tutuklattı.Soma ya gönderilen Yüzbaşı Kemal,Bergama da İstanbul Hükümetine bağlı Asayiş Güçleri tarafından,tutuklanarak Yunan Kuvvetlerine teslim edildi.Akhisar-Manisa bölgesine giden Albay Kazım(Özalp) ve Albay Bekir Sami ye yardım edilmediği gibi,Vali ve eşraf tarafından"Akhisar ve Manisa işgal edildi.Milletin morali bozuk derhal burayı terketin"denilerek kovuldular.
Ege bölgesinde;Albay Refet,Albay Bekir Sami,Albay Osman,Binbaşı İsmail Hakkı,Yüzbaşı Kemal,Teğmen Halit,Binbaşı Hüsnü,Teğmen Fikret,Teğmen Zeki.Güney ve Güneydoğu Anadolu da;Binbaşı Kemal,Yüzbaşı Ratip,Yüzbaşı Asaf,Yüzbaşı Ali Sait,Yüzbaşı Ali Şefik,Yüzbaşı Kamil,Teğmen Sait milis güçlerini örgütleyen subaylardan bazılarıdır.Zonguldak bölgesi Yüzbaşı Cevat çoğunluğu madenci beşbin savaşcı hazırladı.Gaziantep,Urfa, Maraş Şahin bey,Özdemir bey,Nuri bey,Kılıç Ali bey isimli subaylar yerel milis güçlerini hazırladılar.
İstanbul Hükümetince isyancı askerler olarak aranan bu subayların örgütlediği ve yine Hükümetce "ÇETELER"olarak aranan bu milis güçleri;işgal kuvvetlerinin el koyduğu silah depolarına saldırılar düzenlediler.El koydukları silahları Mustafa Kemal Paşa kuvvetlerine gönderdiler.İşgal kuvvetlerinin koruma garnizonlarına "yabancı sermayedarların,önemli ekonomik fabrikalarına,ticari ve mali kurum(banka)larına saldırdılar.
Artık resmi kayıtlarda (Hükümete karşı ÇETE olarak)geçenlere,yada yeni çeteler kurarak kadınlar ve hatta çocuklarda katıldılar.Kadın liderler kimi zaman erkekleride çetelerine katarak amansızca savaştılar.
Özellikle kadınların ve henüz çocukluktan çıkan delikanlıların düşmanlarla amansızca ,üstelik çok büyük ataklarla düşmanla çatışmaya girmeleri halkı derinden etkiledi.Çekimser yetişkinleride harekete geçirerek milis güçlerine katılmalarını sağladı.
Osmaniye /ADANA cephesinde Çete kuran Rahime Hanımın düşmana karşı çok kayıp verdiren yiğit savaşcılığı bölgede dalga dalga yayıldı.Halkı düşmana karşı harekete geçiren bu yiğit kadın vurulduğunda vücudunda sayısız kurşun yarası vardı.Bölgenin milis güçleri(ki birilerine göre ÇETELER(!)) aslanlar gibi şehit düşen Rahime Hanımın kefenini bayrak yaptılar,işgal gücü Fransızlara kök söktürdüler.
Ancak TÜRK Milletinin bu yaşamsal direnişi;Padişah,işgal güçleri(ABD,İngiltere,Fransa, İtalya,Avustralya,Yunan vs.)ve İstanbul Hükümetince yokedilmek için Eşkiyalık(ÇETELER)olarak kabul edildi.Vatanı işgal eden düşmanlara karşı savaşan Milliyetçiler yada Top yekün TÜRK Milleti;Devlete ve Allaha karşı düşman(HAŞA)inançsız,dinsiz isyankarlar ilan edildi.
Haçlı Ordularınca işgal edilen 465 senelik TÜRK Payitahtının Şeyhülislamı,Haçlı Ordularına karşı değilde bu Haçlı Ordularına karşı savaşanlar için;çok ağır suçlamalar ihtiva eden FETVAlar çıkardı.FETVA:"Halifeliğe karşı gelen, bu dinden çıkan kafirler in öldürülmelerinin KURAN hükümlerine göre vacib olduğunu bu kafirlerle savaşmaya gönderilen mücahitler,eğer çarpışmaktan imtina ederse yada firar ederse en büyük günahı(günah-ı kebire) işleyeceklerini,ahirettte büyük azap çekeceklerini"bildirdi.
İstanbul'da hüküm veren Şeyhülislamın bu fetvalarını;
İngiliz ve Yunan Uçakları,işgal kuvvetleri torpitoları,yabancı konsolosluklar,Rum, Ermeni ,kürt (kürt teali cemiyeti)örgütleri,
Fener Rum Patrikhanesinin papazları tarafından Vatanın her yerine dağıtılıyorlardı.Ayrıca 15 Şubat 1919 Tarihinde "İngiliz Muhipleri Cemiyeti"nin teşvikiyle kurulan "Müderrisler Cemiyeti"daha sonra 24 Kasım 1919 tarihinde adını değiştirerek Teali İslam(İslamı yüceltme) cemiyeti'olan "İslam Teali Cemiyeti"de, "Yunan Ordusunun Hilafet Ordusu"sayılmasını istiyordu.
İngiliz ve Yunan Uçakları,işgal kuvvetleri torpitoları,yabancı konsolosluklar,Rum, Ermeni ,kürt (kürt teali cemiyeti)örgütleri,
Fener Rum Patrikhanesinin papazları tarafından Vatanın her yerine dağıtılıyorlardı.Ayrıca 15 Şubat 1919 Tarihinde "İngiliz Muhipleri Cemiyeti"nin teşvikiyle kurulan "Müderrisler Cemiyeti"daha sonra 24 Kasım 1919 tarihinde adını değiştirerek Teali İslam(İslamı yüceltme) cemiyeti'olan "İslam Teali Cemiyeti"de, "Yunan Ordusunun Hilafet Ordusu"sayılmasını istiyordu.
Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Efendi son FETVA
sında"Tüm bu eşkiya çetelerin mesulu Mustafa Kemal denen haindir.Asıl suçlu odur.Sevgili Padişahımız Halife Efendimizle,sadakali Tebaasının arasına giren Mustafa Kemaldir.(buraya dikkat)O olmasa Galip Devletlerde(İşgal kuvvetleri),Haşmetli Devletimizden ve İslam Ümmeti Milletimizden merhamet ve lütuflarını esirgemiyeceklerdir.MUSTAFA KEMALİ yokedin!İslam düşmanı eşkiya milisleri (yani düşmana karşı savaşan Türk Milletini)katledin !Bu bir Cihattır!Din ve Halifemiz Padişahımız yolunda ölenler şehit,kalanlar gazidir!"
Ve bu bildirilerle din adına yapıldığı söylenerek Vatan da iç savaş çıkardılar.En büyük din düşmanlığı bu değilmidir?Çanakkale'de "ALLAH ALLAH"naralarıyla Haçlı Ordularına saldıran Kahraman Şehitlerimize en büyük iftira bu değilmidir?İşte sırf kendi alçak menfaatleri için düşman işgalini bile mübah sayan bu asıl "DİN"düşmanları;Düşman işgali altındaki VATANI, planlı bir şekilde denetimsiz bırakarak ,ahlaksızca fitne fesatlarla büyük iç çatışmaların içine soktular..
Kendilerine "Hilafet Orduları"denilen ,Şeyhülislam Fetvalı bu gözü dönmüş hainler,genç subayları taşlayarak öldürdüler.Düşmana karşı direniş için Milis(Sivil) güçlerini örgütleyen subayları hedef aldılar.Edremit Kaymakamı(Yarbay) Köprülü Hamdi bey ve 21 TÜRK direnişci Bigada işkenceyle ŞEHİT edildi.24.Tümen kom.Albay Mahmut bey,Kurmay subay Yakup Sami bey,Levazımcı Rıfkı bey,Teğmen Ruhsar bey,Binbaşı İhsan bey ,Yarbay Rahmibey,Yarbay Arif bey ler ŞEHİT edildiler.Hastanelerde yatan yaralı subaylar,sokaklarda sürüklenerek başları taşlarla ezilerek ŞEHİT edildiler.Konya da Delibaş Mehmet in adamları,Mustafa Kemal Paşa tarafından Konyaya gönderilen Subayın önce tırnaklarını söktüler sonra kol ve bacaklarını keserek ŞEHİT ettiler.
İşte işgalci Haçlı Orduları ile işbirliği içinde hareket eden Padişah ve İstanbul Hükümeti;VATAN ı kurtarmak için yaşamlarını ortaya koyan bu kahramanları (ÇETELER) olarak ilan ederek,işgalcilerin sevk ve idaresinde kurulan, iç hainlerden teşekkül eden ve adınada"Hilafet Orduları"denilen canilere katlettirdiler.
BU ÖLÜMSÜZ KAHRAMAN SUBAYLARINI BÜYÜK TÜRK MİLLETİ ASLA UNUTMADI ASLA UNUTMAYACAK ASLA UNUTTURULAMIYACAKLARDIR....
AZİZ RUHLARI ÖNÜNDE ONURLA SAYGIYLA EĞİLİYORUM KAHRAMAN ECDADIMIN..
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE....
SONSUZLUĞA KADAR NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Saygıyla
15 Temmuz 2008
Gülsev Eyüboğlu
15 Temmuz 2008
Gülsev Eyüboğlu
NOT:Bu yazı 15 Temmuz 2008 tarihinde yazılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder