Bu Blogda Ara

22 Ağustos 2012 Çarşamba

SANIRSIN Kİ KLONLAMA...!








SANIRSIN Kİ KLONLAMA !

             
             Alemdar Gazetesi
             16 Ocak 1920
             Refik Halit (Karay) yazısı

            "Bunlar onlar değil mi ?"
             Kimdir bu millet kurtarıcısı ki, arkadaşları gibi ihtilal ve isyan silahı ile kanunları parçalamış, iradeleri yırtmış,
pazu zoruyla meydana çıkmış, gururlu ve emredici, 'Türk'ü kurtaracağım' diye bağırıyor? Şu vatan ve Millet menfaatine aykırı olarak girilen savaşta, bugün kurtaracağını iddia ettiği neslin yarısını keşke o zaman Enver'in emri altında, Almanların mahiyetinde akılsızca ve müsrifce harcayıp tüketmeseydi. Kimdir şu hatip ki kürsüden halka"sizi kurtaracağız" diye bağırıyor. Onlar bizim bildiklerimiz değil mi? Milli tüccar olup kanımızı fahişelere emdiren külhanbeyler, çeteler kurup tabanımızı satırdan geçirten başıbozuklar, ceplerindeki altınlarını namus ve ırza tecavüz için destekleyen uşaklar, damatlar asan, Padişahlar süren nüfuzlu kimseler bunlar değil mi? Artık size hiç kimse ne Osmanlı Tahtını, ne de Osmanlı ülkesinin geri kalanını emniyet edebilir."
 
Tarih 20 Ocak 1920 ve devam ediyor...
"Vaziyetin lehimize tecellisinden bahsettiği sırada bunun başlıca sebebini "Harekatı Milliye" olmak üzere ima etmek istiyor. Pek de açıkça ısrar edilmeyen bu imaya ne yalan söyliyelim epeyce güldük. Hala idrak etmek istemiyorlar ki "Harekatı Milliye" namı altında döndürülen bütün o karışık dolabların maksat ve gayesini artık bilmeyen anlamayan kalmadı. Neler yapıldığını ve yapılmakta olduğunu da artık kör gördü, sağır işitti.""
 
Yetmedi devam ediyor ...

          2 Şubat 1920
          Alemdar Gazetesi
          AYDEDE imzalı yazı
          (Refik Halit (Karay)'ın takma adıdır.)

          "Topuna hoş amedi,
           Merhaba Sivas kuzuları, Ankara keçileri ağıla mı geldiniz? İttihat sürüsünden yeni çobanbaşı, millet paşası mı sizi seçip ayırdı? Tüylerinizi kabartıp, boynuzlarınızı varaklayıp, sırtınızı kınalayıp bize sizi o mu hediye gönderdi? Boynunuzdaki tasmayı da o mu taktı? Kösemendiniz kimdir? Sivas'ın şu kara keçisi mi? Yoksa, Karaman'kahraman' uzusu mu? Niye koç Ankara'da kaldı? Adeti uzaktan mı toslamaktır?Y ine bir vuruşta Kabineyi düşürtmek niyetinde mi? Ankara'dan sesi geliyor; bilsem şu koçu neden gam almış? Her nalesi kalbe dağı zendiri feryat ederek koşar nedendir? Rütbesiz, mesnetsiz kalmış, dağdan dağa kaçar, rast geleni toslar, gecegündüz meler, ne ister zehirli sinek mi soktu?  Eyy dağ keçisi , nedir bu halin? Kim oldu sebep bu infiale? Demet vererek sana nevale, pehlüsünü etmemiş mi baliş? Buna mı kızdın, Anadolu'nun halim selim zavallı kuzularını bunun için mi azdırdın? Bunun için mi onları peşine takıp, dere tepe gezdirdin, sonra irilerini seçip İstanbul'a gönderdin?
       Merhaba Sivas kuzuları, Ankara keçileri ! Kurban bayramı mı yaklaştı? Ecelinizle ayağınızla mı geldiniz? Başbaşa vermiş Fındıklı Ağılında ne melersin, ne beklersiniz? Harp zenginliği, fabrikatörlük, tahisatı mesture, nazırlık mı? Avucunuzu yalayın, geçti Borun pazarı, sür eşeği ni Niğde'ye... Artık Mebusan Mer'ası karın doyurmaz, sizden evvlki sürü otların dibine darı ekti...
     Merhaba Sivas ve Ankara kuzuları ! Sırtınızdaki ne kınası? Takdilden mi bulaştı?  Boynuzlarınızdaki altın techirden mi sürüldü? Ne yersiniz, fıstık, üzüm mü , badem mi? Adam eti mi? Ne içersiniz,i nsan kanı mı? Ne çıkarırsınız? Kanun mu, şırlağan yağı mı?
    Hoşgeldiniz Sivas'ın, Ankara'nın kuzuları ! Keçiler, içinizden kabiliyetlerini ayırıp bu zavallı millete yine kösemenlik ettirecek misiniz? Çıngırağınızı sallıya sallıya bizleri hangi mezbahalara sevkedeceksiniz? Ödağacımızı mı yakalım, çukurumuzu mu kazalım, gözümüzü mü bağlıyalım?
     Haydi kösemenler iş başına ! "

 

       16 Mart 1920 ,
Müttefik Devletler (Nam-ı diğer Haçlılar) İSTANBUL'u İşgal ettiklerini resmi olarak ilan ediyorlar ve 7 gün sonra,
Haçlıların işbirlikçilerinden, Türk Yurdunun alçakça işgalini sevinçle karşılayan bir YANDAŞ,
GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA ve Kahraman TÜRK Ordularına ,zehirli kalemiyle Kuduz Haçlılara arkalanarak nasıl
saldırıyor?

     23 Mart 1920
     Alemdar Gazetesi
     Refi Cevat yazısı    
    
     "Umumi Harpte cahilce hesaplarından başka bir mühen göstermedikleri halde, Mütarekeden (30 Ekim 1918 kara hiyanet Mondros Mütarekesinden bahsediyor) sonra Zaloğlu Rüstem kesilen o serserilerde bir zerre namus ve haya olsa, bir zerre vatan muhabbeti olsa, sebebiyet verdikleri bu faciaya karşı beyinsiz kafalarını çoktan patlatırlar,uğursuz varlıklarına nihanet vererek kurban eyledikleri mağdur milletin içten gelen alicenaplığına mazhar olurlardı!  Lakin, bu kötülük sahipleri öyle haber alıyoruz ki, son darbeden, son fiilen aldıkları nasihatla da akıllanmamaışlardır. Eski tafrafurşluklarını bir kat daha arttırmak suretiyle bir iş görebilmekten ümidi hala kesmemişlerdir.
İtilaf Devletlerinin işgal notasında tesbit ettiği şartlara,i nat edercesine zıt  Rumeliden ve Anadoludan gelen haberler son derece fecidir. Ne yapılmak isteniyor? Memleketin sevkedildiği bu hercümerci içinde vatanın yüksek menfaatini temin nasıl olacak? (Düşmana karşı gelmeyin demek istiyor)
Esasen fevkalede şartlar içinde bulunulurken, son serseriliklerle mahfımızı bir kat daha çabuklaştırıyorlar. Bu gün memlekette her türlü iktisadi ve sosyal hareket durmuştur.
      Acaba bu serseri kahramanlar, halin mahiyeti, fecaati karşısında ne işleyeceklerini şaşırdıkları için mi vatanın son hayat soluğunu kesmeye çalışıyorlar? Selametimiz için, yegane çarenin ister istemez galiblerle uyuşmak ve anlaşmak olacağı ve bunun aleyhinde yapılacak her hareketin sonumuzu çabuklaştırmaktan başka bir işe yaramıyacağı bu kafasızlarca ne zaman anlaşılabilecek?
     Mamafih, biz de neler söylüyoruz? Böyle fikirler ancak kalplerinde iyi niyet olan kimselerde bulunur. Bizi bile bile uçuruma düşüren ve bir taraftan da daha derinlere yuvarlamak için devamlı tekmelemekten uzak kalmıyanlar ise  doğrudan doğruya şahsi hırslarının neticesi olarak bir yoketmek düşüncesiyle hareket etmektedirler."

   
   KAYNAK:
İlhan ILGAR 1973 "Mütarekede Yerli ve Yabancı Basın" Kervan yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder