|
KUTSAL İSTİKLALİN KADINLARI
Gülsev Eyüboğlu
"Ve dünyada hiç bir ulusun kadını-ben Anadolu Kadınından daha fazla çalıştım.Ulusumu kurtuluşa,zafere,istiklale götürmekle Anadolu Kadını kadar fedekarlık yaptım-diyemez" Başbuğ Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Halk Kahramanlığında Mehmetcik'in anlamı karşılığı Anadolu kadınları içinde "Kara Fatma"dır.İlk olarak karşımıza ünlü Sivastopal Destanında çıkar Kara Fatma. -Altı gün sonra geldi-Kara Fatma-i Gazi-Kadınlar Kahramanı-Şeref-iRazi-Onların namı var Türkmen ilinde-Kılıç belinde Tüfenk elinde. Gazi Muhtar Paşa hatıratında bu kahraman kadını anlatıyor"Fırka Başkanı olarak Amik üzerinden Bereket Dağından Adanaya geçtiğim zaman,16 atlısıyla Kara Fatma bizi karşıladı.Ayağında çizmeleri,başında tülbentten kalpak,belinde tabancası,elindede kırbacı vardı.Bize rehberlik etti."Kara Fatma daha sonra 500 atlı ile Kırım Savaşına katılmak üzere İstanbula geldi.Oradan Kırım Cephesine gitti.Kendisi gazi,kardeşi şehit oldu. 93 Harbi olarak bilinen 1876 Rus Savaşında ,Nene Hatununda ünlü olduğu Erzurum Aziziye Tabyasını geri alan kalabalık milis gücünün komutanı yine "Kara Fatma"lakaplı,Malatya Aladağlı olduğu bilinen başka bir Anadolu kadını vardı. İstiklal Savaşımızda hemen hemen Anadolunun her bölgesinde dağa çıkıp çeteler kurarak savaşan bir çok "Kara Fatma"larımız vardır.
Yüzbaşı Fatma Seher Hanım, Eşi Binbaşı Ezdeşin bey,Sarıkamiş Harekatında şehit düştü.1919 da Anadoluyu saran ve dalga dalga Mustafa Kemal Paşa heyecanı,Erzurum kongresiyle tepe noktaya ulaştı.Van da iki erkek kardeşi Süleyman ve Mehmetle oturup karar alan Fatma Seher Hanım;ellerinde ne varsa sattılar.Silah aldılar.Çevresini silahlandırıp milis gücü kurdular.İstanbul Hükümeti yanlısı çevreler kendilerine hemen çete yakıştırması yaptılar.Fatma Seher Hanım 150 silahlı silahlı adamıyla,Kocaeli ye gitti.İzmit civarında;kendisi kardeşi oğlu ,küçük kızı ve adamlarıyla Gebze cephaneliğinden Ankaraya silah kaçırma göreviyle işe başladı.Zavallı bir köylü kadını kılığında eşeğiyle ne sattığı mechul ama köyüne sandık yüklü eşeğiyle dönüyordu.Bir gün kendisinden şüphelenen dört ermeni jandarması daha sonra sırra kadem bastı.Seher Hanım dördünüde öldürdü.Daha sonra çevrede"İntikam Taburu"diye ün salan çetesiyle(aslında milis gücü) düşmana ve yerli işbirlikçilere kan kusturdu. 19 gün sorguya alındı.Kan öğürdü,dişleri döküldü ama ağzından gık çıkmadı.Yarı ölü salıverildi. Düşman jandarması Kabakca köyünde düğün basıp geline tecavüz etti.O güne kadar kimliğini saklayan Fatma Seher hanım;zırıl zırıl ağlayan köylülere çok sinirlenip"tamam ulan,ben intikam tugayının komutanıyım,öcünüzü alacağım" dedi.17 adamıyla köyü bastı,25 düşman jandarmasını temizledi.Ermiş ve Domuzkale de,düşman karakollarını bastılar.İzmit i düşmandan temizlemek için gelen,Mustafa Kemal Paşa Ordularına katıldı.22-27 haziran 1921 de 4 gün aralıksız çatıştılar.İzmite giren ilk birlikler arasında,Fatma Seher Hanımın bölüğüde vardı . Temmuz 1922 de 40 gün izinli geldiği Trabzonda;İstikbal Gazetesi muhabiri kendisiyle söyleşi yaptı.Yaşamı hakkında,kendi ağzından ilk ve tek bilinen bu anlatımlarıdır.Sağ kolunda,sağ elinde,sol kolunda,bacağında ve sol göğsünde olmak üzere tam beş yarası vardı.Giyimi;başında özgün o dönem Trabzon da çetelerin kullandığı başlık.Zabit üniformasının yakasında haki üçgen içinde 2 yıldız,uzun çizmeleri ve elinde sürekli taşıdığı gümüş saplı kırbacı vardı. Söyleşiyi bitiren muhabir,arkasından"Kırbacını yiğitce sallayan,adımlarını mertce atan,bu zabitin kadın olduğuna kim inanabilir"diye yazdı.Evet o,yakasında taşıdığı yüzbaşı rütbesi gibi,mangal yüreğiyle,bir göğsünün içinde düşman kurşunu olan Yüzbaşı Fatma Seher Hanımdı.
Kendisine bağlanan Gazi Maaşını bir hayır kurumuna bağışlayan,Kutsal İstiklalin kadınlarından bir Fatma daha vardır.1919 da,İstanbuldan yaya olarak Sivas a gelen ve Mustafa Kemal Paşa dan bizzat görev isteyen Fatma Hanım;Deli Halit Bey komutasında oğlu ve kardeşiyle beraber Geyve Cephesinde çarpıştı.Çavuş olarak Orduya katıldı.İznik'in Elmacık Köyünde,papazın emriyle köyün erkeklerini toptan kurşuna dizmeye hazırlanan Yunan Birliğini hiç canlı bırakmadan imha etti.Hayatının sonuna kadar,üç şeyi üzerinden çıkarmadı.Trabzon çeteci elbisesini,istiklal madalyasını ve 2 kurşun yarasını.
Binbaşı Ayşe; eşi kafkas cephesinde şehit düştü.İzmir i işgal eden Yunanlılara ilk direniş gösterenlerden biridir.Sonra Aydın a çekilerek köpekçi-nuri çetesi(milis gücü)ne katıldı.Bileziklerini sattı at ve silah aldı.Koçarlıda çetecilik yaptıktan sonra resmi ordu ya katıldı.Sakarya Meydan Savaşında kasığından kurşun yedi.Çine de iki yunan subayını kılıcıyla biçti.Büyük taarruzda ,Mürsel Paşa komutasında Ahır Dağlarını dolanıp,düşmanı arkadan çeviren subaylardan biride Binbaşı Ayşe dir.9 Eylül günü,İzmir e at üstünde şarapnelle kırılmış bir bacakla girmiştir.Binbaşı Ayşe;ayağında çizmesi,başında kalpak ve subay kılığında gezdi.Askerden her zaman büyük saygı gördü.
Ayşe Çavuş; İzmir işgali başladığında Çerkes Ethem in yanında silah başı yaptığında 54 yaşındaydı.Ethem in dönekliğinden sonra,Orduya katıldı.Salihli cephesinde savaşırken korkup kaçan 28 yaşındaki oğlu Ali'yi"ben seni Vatan için doğurdum,düşmandan kaçasın diye değil"diyerek vurdu.Yunanlılar,Salihliyi işgal edinde çevresini dikenli tellerle çevirdiler.Beş on manda bulan Ayşe Çavuş;mandaları tellere bağlayıp silahla ürküttü.Tozu dumana katarak çılgınca koşan mandalar,dikenli telleri yıkar ve Ayşe Çavuş ve milisleri Salihliye girerler. "Hükümet Dairesini bastığımızda epey çatışma oldu.3 şehit 6 yaralı verdik.Düşmanı temizledik,esir aldık.Bol miktarda mitralyoz,bomba ele geçirdik.Kendi silahlarıyla namussuzları tepeledik.Sonra hep cenk hep cenk.Demirci,Gördes,Simav,Kütahya ve nihayet Sakarya.Büyük muhaberede,Haymana tarafındaydım.Öyle cenk ettikki,koca ırmak düşman leşiyle doldu."diye anlatır Ayşe Çavuş.Muhabere sürerken bir ara,Gazi Mustafa Kemal Paşa onu Ankaraya çağırdı.Paşadan epeyce yaşca büyük olan Ayşe Çavuş,Paşaya şöyle haber saldı."Hadi git başımdan oğul(paşaya hitap).Ben şimdi buradaki düğünü bırakıp Ankaralara gelemem.Cenk biter sağ kalırsam gelirim seni görmeye"
Savaş biter,omuzunda diz kapağında ve ayağında üç yarasıyla gider Paşayı görmeye.
1922, Ankara TBMM,tüm milletvekilleri meclis binasının önünde selam duruyorlar.Tuhaf bir resmi geçit.Giresunlu Topal Osman ın milislerinin en önünde,tek başına asker adımlarla yürüyen sakalsız,bıyıksız,iri yarı bir milis yürüyor ve elinde kan lekeleri kurumuş uzun bir kama taşımaktadır.Onu selamlamaya çıkan herkes,Polatlı önlerinde sıkıştırdığı 7 yunan subayını teslim olmaya zorlayan ancak onu küçümseyip horlayan 7 subayı elindeki uzun kamasıyla budayan Giresunlu köylü kızını-çok yaşa varol Gülpembe hanım"diye alkışlıyorlardı.
Gördesli Makbule; Egede Yunana karşı çarpışan Halit Efe ile evlenen Makbule iki ay sonra eşiyle birlikte dağlara çıktı.Tüm diğerleri gibi oda İstanbul Hükümetince çeteci olarak ilan edilip,görüldüğü yerde infaz emri vardı.Tam 8 ay düşmanla çete harbi yaptılar.Makbulenin milis güçlerine"Akıncılar"deniyordu.Akhisar-Sındırgı arasında düşmanlara kan kusturdular.20 yaşındaki Makbule bir çok çatışmaya girdi.2 kere pusuya düşmesine rağmen paniğe kapılmadan kurtuldu.Kayıtlarda;siyah pantolon ceket,üzerine uzun palto,ayağında çizme,başında kalpak,elinde Japon Flintası taşıdığı yazar.Çok büyük bir savaşcı olarak,erkeklere örnek oldu.Onları iftharla Cenk e teşvik etti.Korku nedir bilmeyen bu Tomris Kağan torunu Makbule;düşmandan ele geçirdiği doru atına ustalıkla biner ve tüm çatışmalarda önce silahına o davranırdı.Kocayayla da;oldukca sert geçen bir çatışmada alnından vurularak şehit düştü.Askeri bilgilere göre alnından vurulması onun en önde savaştığı anlaşılıyor. Silah arkadaşları 21 yaşına yeni giren ve kahramanca şehit düşen Makbuleyi,hemen orada bir hendeğin içine gömerek gittiler.16 mart 1921 günü;erkeklerden beter,çok cesur ve silahşör Makbule;gelinlik niyetine giydiği asker elbisesi kanlar içinde,göğsünde fişeklik,belinde silahı ayaklarında çizmeleriyle;
AT-TOPRAK-PUSAT(silah) töresine uygun VATAN için yani NAMUS ve ŞEREF için son uykusuna uzanıp kaldı.
Bu KUTSAL SAVAŞIN KADINLARI nın emrinde,onlarla omuz omuza,ANA-ATA Töresi saygısıyla TÜRK erkeğide,kadınıda gözlerini kırpmadan beraberce VATAN için ölüme gittiler... NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder