Bu Blogda Ara

25 Ağustos 2012 Cumartesi

"ASLINDA İSTİKLAL HARBİ SUBAYLAR SAVAŞIDIR !"..




"ASLINDA İSTİKLAL HARBİ SUBAYLAR SAVAŞIDIR"
                         GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
     
TÜRK'ün Ebedi Başbuğu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK,19 mayıs 1919 da Samsuna ayak bastığında Ordu Müfettişi idi ancak teftiş edilecek düzenli bir Ordu gücü yoktu.Önemsenecek tek düzenli birlikler,Erzurumda Kazım Karabekir Paşa Komutasında 15800 kişilik 5.kolordu,Ali Fuat Cebesoy komutasında Ankara da 20.kolordu.
        Ayrıca kendisine verilen görev ;Anadolu da işgal kuvvetlerine direnen milis güçlerini,İstanbul Hükümeti nin deyimiyle,emirlere karşı gelen Çeteleri dağıtmak.
       Oysa,Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ümüz gerçek fikri;sadece kendisine sakladığı Anadolu'yu,Türk Milletini örgütleyerek işgalden kurtarmaktı.Üstün zekasıyla gerçek düşüncelerini saklayarak Anadoluya ayak basmaktı.Kendisinin deyimiyle "sadece kendime sakladığım milli sır"hedefini hiç belli etmeyerek tıpkı  bir gökyeleli bozkurt gibi başardı.
       Samsun a gelir gelmez hemen telgrafhanelere kendisiyle birlik olan subaylara el koydurttu ve telgraflar aracılığıyla Ülkenin her yeriyle temas kurdu.Osmanlı Türk Devletinin Telgraf Posta İdaresi Fransızların elindeydi ve tüm telgraflar tek tek kontrol ediliyordu...
      Çok güvendiği ve Vatan savunması için herşeylerini feda etmeye hazır genç subayları;küçük birimler halinde Anadolu nun her bölgesine gönderdi.Halkı örgütleme görevini Gazi Mustafa Kemal'den alan genç subaylar,şehirlere,kasabalara dağıldılar,telgraf merkezlerine el koydular.Çünkü Telgrafhaneler yabancı şirketlere satılmıştı.
       Genç subaylar,asker sivil kadın erkek herkesle temasa geçtiler.Onları örgütlenmeye,mücadeleye hazırlamaya kendi içlerinden seçecekleri temsilcileri kongrelere göndermeye çağırdılar.
      KuvvaiMilliye (milli kuvvetler) diye anılan yerel milis güçleri oluşturdular.Kurulan milis güçlerinede yön verdiler.Ancak bu yaptıkları hareket mevcut İstanbul Hükümeti ve kanunlara göre;isyan çıkarmak,halkı devlete karşı örgütlemek için çete kurmak suçunun cezası derhal idam edilmekti.
      İSTANBUL,Türk İmparatorluğunun 465 yıllık Payitahtında(Başkent)Mevcut Yönetim(Padişah Makamı,Hükümet Makamı,Siyasi Partilar,Harbiye Nezareti,Genelkurmay Başkanlığı,Valiler);İtilaf Devletleri-Yada İstanbul Basınının onlara taktığı ünvanla Düvel-i Muazzama(ABD,İngiltere,İtalya,Fransa) ile işbirliği içinde çeşitli anlaşmalar yaptılar.Anlaşmalar gereği Batı Devletleri yani Haçlılar:İstanbulu ve heryeri işgal ederek,Koskoca Türk Osmanlı İmparatorluğu nu,dünya dan sildiler.Ve dünyada Türklere ait Şanlı Bayrağı Göklerde dalgalanan hiçbir Devlet kalmadı.
VE,artık binlerce asırlık TÜRK tarihinde Devletsiz kalmak "YA İSTİKLAL-YA ÖLÜM"dü............................
     Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün emriyle,ki onunla "Kırk asırlık Türk Yurdu"dediği ANADOLU'ya sadece dört Ordu Komutanı gelmişti.Yani TÜRK'ün İSTİKLAL HARBİNİ geri Cephelerde,

    KANlarıyla,CANlarıyla örgütleyen  TÜRK Subayları;çok büyük güçlükler,tuzaklar,hiyanetlerle karşılaştılar.Padişahla,İstanbul Hükümetiyle,Basınla  ve İşgalçi ajanlarla boğuştular.
Devlete ve İstanbul Hükümetine karşı çete kurmakla suçlandılar,öldürüldüler,işkencelere uğradılar,tutuklandılar,asıldılar,kurşuna dizildiler.

     Kastamonu ve havalisinde görevlendirilen Albay Osman bey,yöreye gittiğinin ertesi günü,Alay komutanı ve Vali tarafından tutuklandı.Ancak kendisini tanıyan diğer Subaylar tarafından serbest bırakıldı.
  
     Manisa Soma'ya teşkilatlanma için gönderilen Yüzbaşı Kemal bey;tebdili kıyafette olmasına rağmen kendisi tanıyan orada görevli bir Subay tarafından ihbar edildi ve tutuklanarak Bergama'ya götürülerek İstanbul Hükümeti'nin,Fransızların emir komutasına teslim ettiği Osmanlı Jandarması tarafından,Yunan İşgal Kuvvetleri'ne teslim edildi ve hemen Yunan Askerlerince kurşuna dizildi...................
     Akhisar,Manisa bölgesine giden Albay Kazım bey,Albay Bekir Sami bey;hiç iyi karşılanmadığı gibi,Vali,Kaymakam ve Sivil Eşraf tarafından"zaten halkın morali bozuk,gelip onları işgal kuvvetlerine karşı kışkırtacaksınız,siz zaten Padişahımız Halifemiz ve Hükümetimize karşı isyankarsınız. 
Defolun buradan,halkı rahat bırakın" denilerek kovuldular
.Albay Bekir Sami bey Silah arkadaşlarına "Sakın unutmayın,Vatanlarında Vatansız kalanların ve bizlerin,tekrar Vatanı geri almak mücadelesinde,geçirdiğimiz şu günler hem çok acı hemde çok kutsaldır."dedi.
    
    Ege ve Batı Anadolu da görevli,Albay Refet,Albay Bekir Sami,Albay Osman Bey,Binbaşı İsmail Hakkı bey,Yüzbaşı Kemal Bey,Binbaşı Hüsnü Bey,Teğmen Halit Bey,Teğmen Fikret Bey,Teğmen Zeki Bey.
   
    Doğu ve Güneydoğu Anadolu da görevliler;Binbaşı Kemal Bey,Yüzbaşı Ratip Bey,Yüzbaşı Asaf Bey,Yüzbaşı Ali Sait Bey,Yüzbaşı  Saib Bey,Yüzbaşı Ali Şefik Bey,Yüzbaşı Kamil Bey,Teğmen Sait Bey.
   
Batı  Karadeniz de görevliler ;Yüzbaşı Cevat Bey,Yüzbaşı Rıfat Bey
  
    Adana,Gaziantep,Urfa,Maraş ve havalisinde görevliler;Binbaşı Şahin Bey,Yüzbaşı Özdemir Bey,Yüzbaşı,Nuri Bey.
    Daha önce Trakya ve Doğu Karadeniz kendiliklerinden teşkilatlanmıştı,ancak Bozkurt Başbuğ Mustafa Kemal'in Subayları;dağınık teşkilatlanmak  yerine tam teşkilatlanmayı öğrettiler Asil Türk Milletine.Tarihte bu tür Türk teşkilatlanmalarına Bozkurt taktiği denir.
Türk'lerde ,Alplerin(savaşcılar-akıncıların)kendi yaşamlarını hiçe sayarak büyük tehlikelerde yada yokoluşa doğru gidildiğinde genetik bir refleksle milletin önüne geçmeleri kendiliğinden oluşan bir durumdur.Bu "muhtaç olduğu kudret damarlarında akan asil kan(gen)da mevcut olan"kahramanlar yani Alpler yani TÜRK Subayları:"BÜYÜK TÜRK MİLLETİ"ni daima yok oluştan kurtarmıştır.TÜRK'ün Kutsal İSTİKLAL Savaşında da bu genetik uyarı aynen devreye girmiştir.Ebedi Başkomutan(Başbuğ)Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ümüzün bu teşkilatlanmaya verdiği ad,"Kuvayi milliye,kendiliğinden oluşan bir elektrik şebekesi"!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Kırk Asırlık Türk Yurdu,Anadolu nun  her yerinde Cephe gerisinde ki teşkilatlanmayı tamamladılar.
Teşkilatlanan Milis güçlerinin başına, ya Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın tarafına geçen yöneticileri(vali,kaymakam) yada milletin saydığı,güvendiği sivil kişileri getirdiler.
    
TÜRK'ün Ulu Başbuğu Mustafa Kemal'in Subayları tarafından eğitilen ve teşkilatlandırılan  Milis Güçleri;öncelikle işgal güçlerinin silah depolarına baskınlar düzenleyip kendi silah ihtiyaclarını karşıladılar.Ancak ne yazık ki yıllardır sinsice "misyonerleri"vasıtasıyla Türk Topraklarında çalışan Haçlılar, önce binlerce yıldır her zerresi TÜRK'ün kanıyla sulanan TÜRK Vatanının en kılcal damarlarına kadar girdiler hemde içerdeki işbirlikçileriyle beraber !!!!!!Sonra da ordularıyla işgal ettiler.
      Bu Kahraman Yiğitler,TÜRK Subayları,Haçlı İşgalcilerin;Yurdun her bir yerinde çöreklendirdiği Garnizonlarına,Karakollarına saldırdılar.
Hatta 30 Ekim 1918 Mondros Kara Hiyanet anlaşmasıyla TERHİS EDİLEN Kahraman TÜRK ORDUSU'nun, Tüm Silah ve Mühimmat Depolarının kontrol ve denetimleri: İşgal güçleri ve işgal güçleriyle beraber hareket eden, ne yazık ki bir zamanlar kendi silah arkadaşlarına ,verilen silah depolarından mühimmat ve silahları kaçırdılar.Yani bir zamanlar kendilerinin olan mühimmatları,kendi bellerinde olan Tabancalarını,kendi ellerinde olan Tüfeklerini!!!.Ele geçirdikleri tüm silahları Anadoluya sevkettiler.
   TÜRK'ün Ebedi Başbuğu (Başkomutan)olan Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın ,bizzat kendisinin teşkilandırdığı ve harekete geçirdiği TÜRK Milleti'nin Milis güçleri;her türlü ihtiyaçlarını kendileri sağlayarak şimşekler gibi çakarak,yıldırımlar hızıyla bir araya geldiler.
     TÜRK Subayların kurduğu Milis güçleri(Kuvvai Milliye yada milli kuvvetler) O dönemin İstanbul Hükümetine göre İsyancı Çeteler,Asil Türk milletine göre,Kutsal Vatanı,Kutsal Albayrağı,Aziz milleti;alçak,yağmacı,şerefsiz düşmana karşı savunan şerefli mücadeleciler,şerefli kahramanlardı.Ki Kırk Asırlık TÜRK Yurduna,kuduzgan kinleriyle saldıran Haçlılar(İtilaf devletleri)önce kendileriyle işbirliği yapan Vatan Hainlerinin alçakça iftira ve düzmece suçlamalarıyla kurdurdukları Mahkemelerde binlerce TÜRK Subaylarını yargılattılar,idam ettirdiler,Malta Adasına sürgüne gönderdiler.Düşman,çok iyi biliyordu ki Kahraman TÜRK Subayları:Asil TÜRK Milletinin tarihler boyunca koruyucularıdır..Şanlı TÜRK Ordularının kurucuları,vurucu güçleridir..!Yiğit Ecdatlarımızın Aziz Yiğit Asil Ruhları önünde saygıyla diz çöküyorum..
  
     Büyük TÜRK Milleti'nin,
Milis güçleri(Kuvva-ımilliye=milli kuvvetler=topyekün Türk Milleti)Kahraman TÜRK Subaylarının canları pahasına olağanüstü gayretleriyle,düşman çizmeleri altında inim inim inleyen Aziz Vatanın,her tarafında Cephe gerisindeki görevlerini başarıyla tamamladılar..
     Şimdi de  Kahraman Türk Subayları;yine Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle;yeniden kurulacak "düzenli ordu" için tekrar Yurdun her yanına dağıldılar.Kimisi üniformalı,kimisi tüccar gibi,kimisi çiftçi gibi,kimisi gazeteci gibi ve hatta kimisi gündüzleri ortalıkta gezinen mecnun gibi....Her biri "Düzenli Ordu" teşkilatları kurmak üzere,bölge bölge milis güçlerini birleştirerek,Milli Güçlerin komutanları oldular.
Ve bugün kü Kahraman TÜRK ORDULARININ(Türk Silahlı Kuvvetleri) çekirdek gücünü kurdular.Ordu kurmak TÜRK'ün genetik kodunda var olduğu için bu olağanüstü teşkilatlanmayla yeniden Büyük TÜRK Milletinden yediden yetmişe Şanlı TÜRK Tarihinden fırlayıp gelen Mert Yiğitler Otağı Ordu yaratıldı.
      Bütün bunlar olurken Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Genç Subayları;sadece Haçlı Orduları işgalcilerle değil,onlarla işbirliği içinde TÜRK'e sırtından hançer saplayan içerdeki  kahpe iç hainlerlede savaşılıyorlardı.Doğu ve güneydoğuda  kürt isyanlarıyla,İç anadolu,Marmara,Batı Karadeniz ,Kuzey Ege gibi bölgelerde İrticai (şeyh,şıh,din elden gidiyor)isyanlarıyla,Kara Hiyanete uğradılar,vuruldular,derileri yüzüldü,idam edildiler,işgalci düçman kuvvetlerine teslim edildiler,tutuklandılar,tırnakları söküldü,zincirlendiler,gözleri oyuldu,diri diri toprağa gömüldüler ve hatta İstanbul Hükümetine bağlı resmi güçler tarafından eşleri,çocukları gece evleri basılarak alındılar, yerlerinin söylenmesi için binbir işkencelere maruz kaldılar.VE HATTA ALÇAKÇA İNTİKAM İÇİN BU KAHRAMAN SUBAYLARIN ÇOCUKLARI ÖLDÜRÜLDÜ.AMA ONLAR "ÖNCE VATAN"DEMİŞLERDİ ÖLÜMÜNE.!!
      Bütün bunlar olurken,
TÜRK İstiklal Savaşını incelemek için Ankara'da olan bir İngiliz ajan gazeteci,Londra ya "Ankara,dağlar arasında bir bataklık.Bu bataklığın içinde bir sürü kurbağa,başlarını havaya kaldırarak durmadan vırak vırak ötmekte,dünyaya meydan okumaktadır"telgrafı çeker.
     1921 yılında İngiltere'ye böyle alaycı bir dille Türk İstiklal Savaşını küçümseyen telgrafı çeken gazeteci,aslında küresel vahşi Yedi Düvele,ya da o günün İstanbul Basınında gerine gerine dediği gibi Düvel-i Muazzama'ya karşı yediden yetmişe yeniden şahlanan TÜRK lerin Dünyaya bedel Muazzam gücünü görememişti.Ya da "TÜRK'Ü MUAZZAMA'yı" bütün Türk düşmanları görememişti.Evet Asil Türkler'de yeryüzünün TÜRK'Ü MUAZZAMA'SIDIR !!
      Başbuğ Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ümüz ;
 Bizzat kendisinin Seçkin TÜRK Subaylarından kurulu"Gizli ve Özel"Yiğitleri,(Kİ ATAMIZ kendisi çok özel bir savaşçı,O en  büyük TÜRK  ALP'tır ))emriyle Anadolu nun dört bir yanına dağılan bu cesur,mertler merti kahramanlar,teşkilatlanmayı tamamlamış,hızla "Düzenli Ordu" kurma hazırlığındaydılar.
    Teşkilatlandırılmaları tamamlanıp,
Birleştirilen milis gücü Komutanlarından Antep ve civarı bölge sorumlusu;Binbaşı Arslan Bey;yiğitce şavaşarak Antep i geri alan Anteplilere "Dostlarım,çok iyi donanımlı düşman güçlü görünüyordu ama içlerinde şerefli ruhlar taşıyan gerçek güçlü sizsiniz"diye sesleniyordu.
    Binlerce yıllık şanlı tarihleri boyunca ,
Büyük Türk Milletinin bağrından yetişen bu çelik iradeli Kahraman Subaylarını Ebedi Başkomutanları Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK "Aslında İSTİKLAL HARBİ BİR SUBAYLAR SAVAŞIDIR"diyerek TÜRK Askeri tarih sayfalarına asla silinmemek üzere kazımıştır.TAMGALAMIŞTIR !
    İŞTE Kahraman TÜRK ALPleri(Subayları)TÜRK KAHRAMANLIĞININ YERYÜZÜNDEKİ TAMGASIDIR.Dünya durdukca da Yiğit TÜRK Subaylarının Kahramanlığı sürecektir.
ve Türk Subaylarına alçakça zehirli kinleriyle düşmanlık edenler,aslında en büyük TÜRK düşmanlarıdır..
    Eğer ki 4.Temmuz 2004 günü adi bir kançıklıkla birilerinin ona çuval dediği benimde "bez parçası"dediğim olayla TÜRK SUBAYLARINI yendik sanıyorlarsa,günü geldiğinde "Mertçe İntikamının katlı katlı alınacağını göreceklerdir."Birilerine sözüm ona TÜRKİYE İŞGALİ Senaryosu olan ve adınada "metal fırtına"denilen o "Metal Teneke"o engerek başlarına geçirilecektir.
      ÇÜNKÜ TÜRK'ÜN İNTİKAM GENİ ONA ŞANLI ATALARININ MİRASIDIR:O GEN NAMUSTUR;ŞEREFTİR;VATANDIR;ALBAYRAKTIR...
       BİLİNE.........................
 
 NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE-İNADINA İLELEBET..
 12 Temmuz 2007 


 Saygıyla
 Gülsev EYÜBOĞLU

23 Ağustos 2012 Perşembe

TÜRKİYEYİ TÜRKLERE TESLİM ETMEK LAZIM..FAKAT

TÜRKİYE'Yİ TÜRKLERE TESLİM ETMEK LAZIM,FAKAT...!!!!!!!!!!!!!!
      1908 yılı KOLAĞASI MUSTAFA KEMAL(27 yaşındayken)

      Gülsev Eyüboğlu
      28 Aralık 2008

      __"Düvel-i Muazzama (o günün İMF si) her zamankinden daha yırtıcı,hepsi birlik olmuş TÜRKİYE'nin boğazına sarılmış.Maliyecilri intisarlarını ve imtiyazlarını hızla arttırıyorlar.Şimdiden demiryollarımızın çoğunluğu kontrolleri altında.Dönem Cavit(İstanbul hükümeti maliye bakanı) İSKENDERUN Limanını ilhak etmelerine rıza gösterdi ki,bu suretle ANADOLU Düvel-i Muazzaman'nın ellerine geçmiş bulunuyor.
      TÜRKİYE,müdafaasız bir halde çakalların ve akbabaların pençesine teslim edildi.Bu hale daha ne zamana kadar tahammül edeceğiz.Bizi idare eden bu sefilleri üzerimizden söküp atmamız lazım.TÜRKLER,ecneci yardımı ve müdahalesinden azade yaşamasını öğrenmelidir.Eğer memleketin felakete sürüklenmesini istemiyorsak derhal harekete geçmeliyiz.Yeni Turan?Şüphesiz.TÜRKİYEYİ TÜRKLERE TESLİM ETMEK LAZIM.Fakat satılmış Türk'lere değil ve nede tampon askerlere."
       Yıl 1908 Kolağası Mustafa Kemal...................

       Görülüyor ki..Asil TÜRK MİLLETİ'nin tertemiz bağrından yetişen ve O nu düşürüldüğü korkunç felaketlerden çıkaran TÜRK'ün Ebedi Başkomutan(Başbuğ)ı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK;bütün yaşamını VATANına,BAYRAĞIna,MİLLETine adamıştır.Aksini iddia etmeye çalışan bir takım kançık dölleri asla emellerine erişemiyeceklerdir.

      Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK;ki o zaman sadece Mustafa Kemal olarak ,Şanlı TÜRK Ordusunun şerefli bir subayı idi.İttihat ve Terakki Partisi'nin muhalefetteyken temelden değişim(!)yapacağız söylemleri iddia ederek ve Frenklerin destekleriyle İhtilal yaparak Yönetime gelen bu kişilerden tiksinti duyuyordu.Hele hele TÜRK ORDU'sunu islah etsinler diye Genelkurmay Başkanlığı dahil TÜRK ORDU'sunun her kademesine getirilen Alman Subayları gördükce nefreti bin kat daha artıyordu.

       Türk-Alman dostluğu ,Alman Başkonsolosu Baron Von Marshall'in sinsi siyasetiyle tıkırındaydı(!)Ne gariptirki yine Marshall Soadlı bir ABD li sayesindede 1945 li yıllardan sonra Türk-ABD dostluğu tıkında gitti(!)

       İstanbul Hükümeti'nin talepleri üzerine Almanya ,General Lİman Von Sanders komutanlığında çok kalabalık bir askeri heyeti istanbula gönderdi.Tarihi Şanlı Kahramanlıklarla dolu Kahraman TÜRK ORDU'sunun başına Ordu Genel Müfettişi olarak Limn Von Sanders getirildi.Karadeniz Kolordu Komutanlığına Goltz,Enver Paşa'nın teknik müşavirliğine Bronsant Von Schellendorf,Cemal Paşa'nın yanınada eş görevle (Harbiye Nazırı)Kress Von Kressenstein atandılar.

        Mustafa Kemal,bu tayinleri öğrendiğinde çılgına döndü.Etrafındaki tüm Ordu mensubu arkadaşlarına;
       -Bu çılgınlıktır.Nasıl olurda Milli Mevcudiyetimizin temeli olan ve bir felaket anında Devletimizi idame ettirmemizin teminatı olan ORDUmuzu Almanların kontrolüne terkederiz.Biz Türkler,kendi kendilerine ordularını ıslah ve tensik edemezlermi?Bu Prusyalılara ihtiyaç göstermek herbirimiz için bir hakarettir."

       Sesini duyurmak için tüm Hükümet ve İttihat Terakkicilere raporlar,mektuplar gönderdi.Bu hareket ve tutumu yüzünden tek başına en büyük muhalefet görülerek,bir çeşit uzaklaştırma ve sürgün olarak Sofya Ateşemiliterliğine tayin edilerek Ordu ile bağını kestiler .(kestiklerini sandılar !)

       Ancak,O çoktan kendisini Asil TÜRK Milletinin yazgısını değiştirmeye adamıştı bile.Aslaa..vazgeçmedi.ÇÜNKÜ....
      TÜRKİYE'Yİ TÜRKLERE TESLİM ETMEK LAZIM dediğinde 27 yaşındaydı ...
      Tarihin bir cilvesimi desek(!).1839 ve 1856 yıllarında Avrupa Birliğine gireceğiz diye anlaşmalar imzalayan Cihan İmparatorluğu TÜRK Osmanlı Devleti 43 yıl sonra 1881 yılında  Avrupa Birliğine kabul edilmedi ama İFLAS ettiğini ilan etti.1881 İmparatorluk İFLAS ettirildi.1881 TÜRK'ün ebedi Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK doğdu.
        BOŞUNA GAFLET BOŞUNA DELALET BOŞUNA HİYANET...ÇÜNKÜ BAŞKOMUTAN BUYRUĞUDUR.
"TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR"..veee "TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR"................
Saygılarımla

28 Aralık 2008
Gülsev eyüboğlu 

8-23 AĞUSTOS 1915 -CONKBAYIRI-SULVA-KOCAÇİMEN..GÖK GÖZLÜ KOMUTAN VE KAHRAMAN TÜRK ORDULARI


8-23 AĞUSTOS 1915 ÇANAKKALE 
KOCAÇİMEN-SULVA-CONK BAYIRI-ANAFARTALAR.. 
GÖK GÖZLÜ BOZKURT VE KAHRAMAN TÜRK ORDULARI. 





8 AĞUSTOS 1915 günü İngilizleri,SULVA'da durduran TÜRK ORDULARININ Genç 
Komutanlarından MUSTAFA KEMAL,akşam saat 20 sularında tehlike altındaki CONK 
BAYIRINA koştu.Tüm tehlikeye rağmen,düşmanla TÜRK Siperleri arasındaki araziyi bir 
BOZKURT sessizliğiyle keşfe çıktı.Eğer Yeni Zelanda'lılar,bulundukları hatta geriye 
atılmazsa SAVAŞIN kaybedileceğini anladı.Bu SAVAŞIN kaybı ise İSTANBUL'un kaybıydı. 

TÜRK SİPERLRİNE DÖNEN;SARIŞIN GÖK GÖZLÜ BOZKURT MUSTAFA KEMAL;gecenin karanlığını yırtan çelik parıltılı bakışlarıyla KAHRAMANLARINA,HUCÜM EMRİNİ veriyor. 

-"Sakin olacağız evlatlarım.Sukunetimizi muhafaza edelim.Bu gece,tam bize 
uygun bir anda TAARRUZ EDECEĞİZ.Siperden önce BEN çıkacağım.Benim,sağ kolumu 
kaldırdığımı gördüğünüz an,KASATURALARINIZIN NAMLULARDA sıkıca durmasına dikkat 
ederek BENİ TAKİP EDECEKSİNİZ" 

SABAHA KARŞI saat 3.30,MUSTAFA KEMAL,siperden bir BOZKURT çevikliğiyle fırladı. 
İngilizler,siperden tek başına bir kurşun hızıyla fırlayan Gök Gözlü 
Bozkurt'u,mitralyöz ateşi sağanağına tuttular.Gecenin karanlığında mermiler yağmur 
gibi MUSTAFA KEMAL'in üstüne yağıyordu.Bir an durdu o anda bir mermi göğsüne 
çarparak geri sekti.Göğsünde madeni bir ses duydu o KADAR.Gök Gözlü BOZKURT'un 
duraksamasıyla ateş etmekte olan TÜRK Topcusuda birden sustu.MUSTAFA KEMAL bir kaç 
adım daha ilerledi.Bir an ölüm sessizliği ortalığı sardı. 
19.FIRKA KOMUTANI(ki O Ölümsüz bir TÜRK Savaşcısıdır)MUSTAFA KEMAL,birdakika kadar 
iki düşman ordu arasındaki arazide ayakta tıpkı bir BOZKURT gibi dimdik hareketsiz 
kaldı. 
SONRA ANİDEN SAĞ KOLUNU KALDIRDI VE YILDIRIM GİBİ DÜŞMAN SİPERLERİNE ATILDI. 
TAARRUZ EMRİNİ alan MUSTAFA KEMAL'in KAHRAMANLARI..ALLAH ALLAH haykırışlarıyla onun 
arkasından pençelerini açmış Kurt'lar gibi İngiliz Siperlerine saldırdılar.Son 
sistem mühimmatla donanımlı İKİ İngiliz Taburunu topyekün silip süpürdüler.İngiliz 
"Nort LancashineTaburu",TÜRK pençeleriyle parça parça geri çekilmeye,"Wiltshire 
Taburu"ise TÜRK süngüleri altında imha edildi. 
TÜRK SAVAŞCILARI ,ARTIK ATALARININ SAVAŞCI RUHU TAŞIYAN BİRLİKLERİNE VERDİKLERİ NAM 
OLAN KIYATLAR(Kudurmuş Seller)gibi CONK BAYIRI TEPELERİNDEN AKIYOR.İngilizleri silip 
süpürdükten sonra,Yeni Zelanda'lıları önlerine katarak onları sahillere MIHLADILAR. 
DÜNYANIN En Büyük Donanması olmakla övünen İngiliz Savaş Gemileri,TÜRK KIYATLARINI 
durdurmak için devasa 30,5 luk mermiler ortalığı cehenneme çevirdi.Saatlece süren 
boğaz boğaza çarpışmalardan sonra, CONK BAYIRI TEPESİNDE ŞANLI TÜRK BAYRAĞI 
DALGALANIYORDU. 
İngiliz"lerin 375 Subay,10000 Askeri,Yeni Zelandalılar 2000 Askeri ölüydü artık. 
VE KAHRAMAN TÜRK YİĞİTLERİNDEN 1000 KAHRAMAN VURULARAK TERTEMİZ ALINLARINDAN ŞEHİT 
DÜŞTÜ KUTSAL VATAN TOPRAĞINA.. 
GENÇ ZABİT GÖK GÖZLÜ BOZKURT MUSTAFA KEMAL KOMUTASINDAKİ KAHRAMANLAR ARTIK 
PENÇELERİNİ CONK BAYIRINA GEÇİRDİLER..SAVAŞ DEVAM EDİYOR !!!!!!!!!!! 
İngiliz General Hamilton,perişan.Derhal İngiltere Savaş Bakanı Kitvhner'den yardım 
İstedi. 
"Eğer Samajeste Hükümeti,benim denize dökülmemi istemiyorsa bana derhal 95000 Asker 
göndermelidirler.Bunun 45000 ile eski kıtaları yeniden teşkil edeceğim,50000 kişide 
taze kuvvet olacaktır."18 Ağustos1915 

AVRUPA ORDULARI Donanma Komutanı General Hamilton , tekrar taarruz emri 
verdi.29.İngilizAlayı;21 ve 23 Ağustos 1915 günlerinde her ne pahasına olursa olsun 
CONK BAYIRINI zaptetme emrini aldı. 
ANCAK 19.ALAY KOMUTANI GÖK GÖZLÜ BOZKURT MUSTAFA KEMAL VE KAHRAMAN YİĞİTLERİ VATAN 
TOPRAĞI CONK BAYIRINA ÖLÜMÜNE PENÇELERİNİ GEÇİRMİŞTİ.
HER İKİ İNGİLİZ TAARRUZUNUDA 
DARMADAĞIN ETTİLER. 
iNGİLİZLER,ne TÜRK HATLARINI geriletmeye ne de bir kaç km.uzaklıktaki KİLİTBAHİR 
köyüne gitmeyi başaramadılar. 

ASLA BAŞARAMIYACAKLAR,BAŞARAMADILAR,BAŞARAMIYACAKLAR !!!!!!!!!!!!!!!! 



TARİHİ ŞANLI ŞEREFLİ ZAFERLERLE DOLU KAHRAMAN TÜRK ORDULARININ 34 YAŞINDAKİ GÖK 
GÖZLÜ GENÇ BİR KOMUTANI(Kİ O İLERDE TÜRK'ÜN EBEDİ BAŞKOMUTANI(BAŞBUĞU)GAZİ MUSTAFA 
KEMAL ATATÜRK OLACAKTI.)KOMUTA ETTİĞİ YİĞİT TÜRK ASKERLERİ(SAVAŞCI KIYATLARI)İLE 
BİRLİKTE,Avrupalı Generallere(Kİ ONLAR HAÇLILARDIR) ÇANAKKALEDE DİZ ÇÖKTÜRDÜ........... 

ANCAK,ne yazık ki TÜRK DEVLETİ İMPARATORLUĞUNU(Kuruluş 1077)Yönetenler;30 Ekim 1918 
Tarihinde MONDROS MÜTAREKEsi olarak TÜRK TARİHİNE EN BÜYÜK KARA İHANET OLARAK  geçen 
anlaşmayı imzalayarak 
,ÇANAKKALE'de KANLARINI CANLARINI VATAN İÇİN BAYRAK İÇİN VEREN 
BİNLERCE TÜRK ŞEHİTİNE İHANET ETTİLER.EVET HAYASIZA İHANET ETTİLER.DAHA O KAHRAMAN 
ECDATLARIMIZIN ÇANAKKALE TOPRAKLARINDA AKAN KANLARI KUTSAL VATAN TOPRAKLARINDA 
SOĞUMADAN,BU OLAĞANÜSTÜ KAHRAMANLIKLARLA DÜŞMANI ÇANAKKALEYE MIHLAYANLARA TAM 3 
SENE SONRA İHANET EDEREK İMZALADIKLARI KAĞIT PARÇALARIYLA ,ÇANAKKELEYİ VURUŞARAK 
GEÇEMEYEN DÜŞMAN DONANMALARI BİNLERCE KAHRAMAN ECDADIMIZIN AKAN KANLARIYLA SULANAN (BİRAZ MÜSAADE AĞLIYORUM..)...
ÇANAKKALE BOĞAZINI GEÇTİLER.O KAHRAMAN ECDADIMIZIN VURULMUŞ TERTEMİZ ALNINDAN 
YATTIĞI GELİBOLUDAN,CONK BAYIRINDAN ONLARIN KEMİKLERİNİ SIZLATARAK YEDİ DÜVEL DENEN 
O TÜRK DÜŞMANLARI HAÇLILARI VATANIN BOĞAZLARINA SOKTULAR.
VEE 72 PARÇA 
HAÇLI DONANMASI 13 KASIM 1918 SALI GÜNÜ İSTANBULA GİRDİLER.
O İSTANBUL Kİ 465 
YILLIK TÜRK PAYİTAHTI İDİ.O 465 YILLIK PAYİTAHTA 465 YIL DÜŞMAN POSTALI 
GİREMEMİŞTİ.AMA 1915 YILINDAN 3 YIL SONRA NE YAZIK 
Kİ.....AHHHH..AHHHHHH..KAHRAMAN ECDATLARIM AHHHH..
AZİZ TİĞİT RUHLARINIZIN ÖNÜNDE SAYGIYLA DİZ ÇÖKÜYORUM.
30 EKİM 1918 KARA İHANET MONDROS MÜTAREKESİ İLE 1077 YILINDA GAZİ SÜLEYMAN ŞAH 
TARAFINDAN KURULAN 841 YILLIK BATI TÜRK DEVLETİ TÜRKİYE HAÇLILARA TESLİM 
EDİLDİ.SONRA NE OLDU?ÇANAKKALEDE,KAFKASLARDA,BALKANLARDA,ORTADOĞU TOPRAKLARINDA 
KAHRAMANCA SAVAŞAN,KAHRAMANCA TÜRK ORDULARINA KOMUTA EDEN ORDU KOMUTANLARI 1919 LU 
YILLARDA TUTUKLANIP TUTSAK ALINARAK, BEKİRAĞA HAPİSHANESİNDEN DÜŞMAN GEMİLERİNE 
BİNDİRİLEREK EZELİ TÜRK DÜŞMANLARI  HAÇLI ORDULARININ TUTSAKLAR KAMPI OLAN MALTA ADASINA SÜRGÜNE 
GÖNDERİLDİLER.
.ŞAHSİ MENFAETLERİ UĞRUNA KENDİ SİLAH ARKADAŞLARINI PUSULARDA DÜŞMANA TESLİM EDEN HAİNLER,TÜRK TARİH SAYFALARINA"ALÇAKLAR"OLARAK KAYDEDİLDİLER !!!VE TABİİ Kİ ANLAYANA..................
ŞANLI TÜRK ORDULARININ ALPLERİ(SAVAŞÇI)KURUCULARI YİĞİT TÜRK SUBAYLARI ASLAAAAAAAAAA TUTSAK ALINAMAZLAR,ALINAMADILAR,ALINAMIYACAKLARDIR DA.
ÇÜNKÜ ONLAR O YİĞİT ECDATLARIMIZ,GÖK GÖZLÜ KOMUTANLARININ GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA'NIN  EMRİNDE
TÜRK DEVLETİ TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURDULAR..
ONBİNLERCE YILLIK TÜRK DEVLETİ'NİN KURUCULARI TÜRK SUBAYLARIDIR..

SONUÇ.. 
TÜM GAFLET DELALET İHANETLERE RAĞMEN,
KIRK ASIRLIK TÜRK YURDU TÜRK DEVLETİ TÜRKİYE;
TÜRKİYE CUMHURİYETİ OLARAK 
İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR....YA KALACAKTIR YA KALACAKTIR........... 
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE-İNADINA SONSUZA KADAR..

SAYGILARIMLA..
2 Ağustos 2010
Gülsev EYÜBOĞLU

22 Ağustos 2012 Çarşamba

SANIRSIN Kİ KLONLAMA...!








SANIRSIN Kİ KLONLAMA !

             
             Alemdar Gazetesi
             16 Ocak 1920
             Refik Halit (Karay) yazısı

            "Bunlar onlar değil mi ?"
             Kimdir bu millet kurtarıcısı ki, arkadaşları gibi ihtilal ve isyan silahı ile kanunları parçalamış, iradeleri yırtmış,
pazu zoruyla meydana çıkmış, gururlu ve emredici, 'Türk'ü kurtaracağım' diye bağırıyor? Şu vatan ve Millet menfaatine aykırı olarak girilen savaşta, bugün kurtaracağını iddia ettiği neslin yarısını keşke o zaman Enver'in emri altında, Almanların mahiyetinde akılsızca ve müsrifce harcayıp tüketmeseydi. Kimdir şu hatip ki kürsüden halka"sizi kurtaracağız" diye bağırıyor. Onlar bizim bildiklerimiz değil mi? Milli tüccar olup kanımızı fahişelere emdiren külhanbeyler, çeteler kurup tabanımızı satırdan geçirten başıbozuklar, ceplerindeki altınlarını namus ve ırza tecavüz için destekleyen uşaklar, damatlar asan, Padişahlar süren nüfuzlu kimseler bunlar değil mi? Artık size hiç kimse ne Osmanlı Tahtını, ne de Osmanlı ülkesinin geri kalanını emniyet edebilir."
 
Tarih 20 Ocak 1920 ve devam ediyor...
"Vaziyetin lehimize tecellisinden bahsettiği sırada bunun başlıca sebebini "Harekatı Milliye" olmak üzere ima etmek istiyor. Pek de açıkça ısrar edilmeyen bu imaya ne yalan söyliyelim epeyce güldük. Hala idrak etmek istemiyorlar ki "Harekatı Milliye" namı altında döndürülen bütün o karışık dolabların maksat ve gayesini artık bilmeyen anlamayan kalmadı. Neler yapıldığını ve yapılmakta olduğunu da artık kör gördü, sağır işitti.""
 
Yetmedi devam ediyor ...

          2 Şubat 1920
          Alemdar Gazetesi
          AYDEDE imzalı yazı
          (Refik Halit (Karay)'ın takma adıdır.)

          "Topuna hoş amedi,
           Merhaba Sivas kuzuları, Ankara keçileri ağıla mı geldiniz? İttihat sürüsünden yeni çobanbaşı, millet paşası mı sizi seçip ayırdı? Tüylerinizi kabartıp, boynuzlarınızı varaklayıp, sırtınızı kınalayıp bize sizi o mu hediye gönderdi? Boynunuzdaki tasmayı da o mu taktı? Kösemendiniz kimdir? Sivas'ın şu kara keçisi mi? Yoksa, Karaman'kahraman' uzusu mu? Niye koç Ankara'da kaldı? Adeti uzaktan mı toslamaktır?Y ine bir vuruşta Kabineyi düşürtmek niyetinde mi? Ankara'dan sesi geliyor; bilsem şu koçu neden gam almış? Her nalesi kalbe dağı zendiri feryat ederek koşar nedendir? Rütbesiz, mesnetsiz kalmış, dağdan dağa kaçar, rast geleni toslar, gecegündüz meler, ne ister zehirli sinek mi soktu?  Eyy dağ keçisi , nedir bu halin? Kim oldu sebep bu infiale? Demet vererek sana nevale, pehlüsünü etmemiş mi baliş? Buna mı kızdın, Anadolu'nun halim selim zavallı kuzularını bunun için mi azdırdın? Bunun için mi onları peşine takıp, dere tepe gezdirdin, sonra irilerini seçip İstanbul'a gönderdin?
       Merhaba Sivas kuzuları, Ankara keçileri ! Kurban bayramı mı yaklaştı? Ecelinizle ayağınızla mı geldiniz? Başbaşa vermiş Fındıklı Ağılında ne melersin, ne beklersiniz? Harp zenginliği, fabrikatörlük, tahisatı mesture, nazırlık mı? Avucunuzu yalayın, geçti Borun pazarı, sür eşeği ni Niğde'ye... Artık Mebusan Mer'ası karın doyurmaz, sizden evvlki sürü otların dibine darı ekti...
     Merhaba Sivas ve Ankara kuzuları ! Sırtınızdaki ne kınası? Takdilden mi bulaştı?  Boynuzlarınızdaki altın techirden mi sürüldü? Ne yersiniz, fıstık, üzüm mü , badem mi? Adam eti mi? Ne içersiniz,i nsan kanı mı? Ne çıkarırsınız? Kanun mu, şırlağan yağı mı?
    Hoşgeldiniz Sivas'ın, Ankara'nın kuzuları ! Keçiler, içinizden kabiliyetlerini ayırıp bu zavallı millete yine kösemenlik ettirecek misiniz? Çıngırağınızı sallıya sallıya bizleri hangi mezbahalara sevkedeceksiniz? Ödağacımızı mı yakalım, çukurumuzu mu kazalım, gözümüzü mü bağlıyalım?
     Haydi kösemenler iş başına ! "

 

       16 Mart 1920 ,
Müttefik Devletler (Nam-ı diğer Haçlılar) İSTANBUL'u İşgal ettiklerini resmi olarak ilan ediyorlar ve 7 gün sonra,
Haçlıların işbirlikçilerinden, Türk Yurdunun alçakça işgalini sevinçle karşılayan bir YANDAŞ,
GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA ve Kahraman TÜRK Ordularına ,zehirli kalemiyle Kuduz Haçlılara arkalanarak nasıl
saldırıyor?

     23 Mart 1920
     Alemdar Gazetesi
     Refi Cevat yazısı    
    
     "Umumi Harpte cahilce hesaplarından başka bir mühen göstermedikleri halde, Mütarekeden (30 Ekim 1918 kara hiyanet Mondros Mütarekesinden bahsediyor) sonra Zaloğlu Rüstem kesilen o serserilerde bir zerre namus ve haya olsa, bir zerre vatan muhabbeti olsa, sebebiyet verdikleri bu faciaya karşı beyinsiz kafalarını çoktan patlatırlar,uğursuz varlıklarına nihanet vererek kurban eyledikleri mağdur milletin içten gelen alicenaplığına mazhar olurlardı!  Lakin, bu kötülük sahipleri öyle haber alıyoruz ki, son darbeden, son fiilen aldıkları nasihatla da akıllanmamaışlardır. Eski tafrafurşluklarını bir kat daha arttırmak suretiyle bir iş görebilmekten ümidi hala kesmemişlerdir.
İtilaf Devletlerinin işgal notasında tesbit ettiği şartlara,i nat edercesine zıt  Rumeliden ve Anadoludan gelen haberler son derece fecidir. Ne yapılmak isteniyor? Memleketin sevkedildiği bu hercümerci içinde vatanın yüksek menfaatini temin nasıl olacak? (Düşmana karşı gelmeyin demek istiyor)
Esasen fevkalede şartlar içinde bulunulurken, son serseriliklerle mahfımızı bir kat daha çabuklaştırıyorlar. Bu gün memlekette her türlü iktisadi ve sosyal hareket durmuştur.
      Acaba bu serseri kahramanlar, halin mahiyeti, fecaati karşısında ne işleyeceklerini şaşırdıkları için mi vatanın son hayat soluğunu kesmeye çalışıyorlar? Selametimiz için, yegane çarenin ister istemez galiblerle uyuşmak ve anlaşmak olacağı ve bunun aleyhinde yapılacak her hareketin sonumuzu çabuklaştırmaktan başka bir işe yaramıyacağı bu kafasızlarca ne zaman anlaşılabilecek?
     Mamafih, biz de neler söylüyoruz? Böyle fikirler ancak kalplerinde iyi niyet olan kimselerde bulunur. Bizi bile bile uçuruma düşüren ve bir taraftan da daha derinlere yuvarlamak için devamlı tekmelemekten uzak kalmıyanlar ise  doğrudan doğruya şahsi hırslarının neticesi olarak bir yoketmek düşüncesiyle hareket etmektedirler."

   
   KAYNAK:
İlhan ILGAR 1973 "Mütarekede Yerli ve Yabancı Basın" Kervan yayınları

EĞER BU MİLLET BU MEMLEKET PARÇALANACAK OLURSA "UMUMİ ŞEREFSİZLİĞİN"ENKAZI ALTINDA ŞUNUN BUNUN ŞAHSİ ŞEREFİDE PARÇA PARÇA OLUR !!




Tarih: 07 Ağustos 2010 16:53
Konu: "EĞER BU MİLLET BU MEMLEKET PARÇALANACK OLURSA "UMUMİ İEREFSİZLİĞİN"ENKAZIALTINDA ŞUNUN BUNUN ŞAHSİ ŞEREFİDE PARÇA PARÇA OLUR !!"GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK


    "EĞER BU MİLLET BU MEMLEKET PARÇALANACAK OLURSA,BU"UMUMİ ŞEREFSİZ"LİĞİN ENKAZI ALTINDA ŞUNUN BUNUN ŞAHSİ ŞEREFİ DE PARÇA PARÇA OLUR !!." 
           25 Ekim 1919 Amasya
           GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK   
         Dahiliye Nazırı(İçişleri Bakanı)Ali Galip bey emriyle görüldüğü yerde derhal "yakalama"emri çıkartılan Gazi Mustafa Kemal Paşa Amasya'dadır.Gazi Mustafa Kemal Paşa aleyhine Babıali(İstanbul Basını)her gün akıl almaz iftiraları gazete sayfalarında çarçaf çarçaf yayınlamaktadır.Bu iftiralar öylesine ahlaksızcadır ki daha da ahlaksızsızca nasıl yazabiliriz diye Babıali'nin yayın yönetmenleri her gece sabahlara kadar iftira üretmek için adeta yarışırlar!!
        Tasfiriefkar Gazetesi bütün bu yazılanları gerçek muhatabına sormak üzere muhabiri Ruşen Eşref(Ünaydın)beyi Amasya'ya gönderir.Gazi Mustafa Kemal Paşa ile Ruşen Eşref Bey 24/25 Ekim 1919 günlerinde görüşürler!
        Şimdi dinleyelim:
        GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA söze başlıyor,
        -Dün akşam siz yorgundunuz,bizde meşguldük,fazla görüşemedik.Ancak bu Harekatın başından beri bizimle beraber olsaydınız çok çok mühim olaylar ve durumlar görecektiniz.Sizin için çok faydalı bir teberru sahası olacaktı.Şimdilik ilk safha kapanmıştır.
        Ruşen Eşref bey yanıtlıyor,
       -Hakkınız var efendim.Bu yalnız benim için değil,milli harekatın esasını bilmek ihtiyacında olan bütün millet için,özelliklede İstanbul için çok faydalı olurdu.Hem de böyle bir hareatın safhalarını tespit edebilmek,tarih içinde gerekli olabilirdi.Fakat o zaman imkan bulunamadı.Bununla beraber yine de bazı şeyler öğrenilebir,görülebilir."
        GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA;
       -"Doğrudur ancak daha evvelden anlaşılsa ve anlatılsaydı daha iyi olurdu.Meselabiz bu harekatla meşgul olduğumuz için bundan bir iki ay evvel bizi maceraperestlikle itham eden bir iki İstanbul gazetesi,isterdim ki yakından tems içinde olsaydı da işin hakikatlarını ona göre tarif etseydi.Milletin hakkını aramasına maceraperestlik dediler.Ancak  durup dururken macera yaratmaya,meceraperest olmaya bilmem ki luzum ve ihtiyaç varmıydı?Bu maceraperest denilen insanların rütbesimi eksikti?Şahsi haysiyetlerimi haleldarmı olmuştu?Aç mı kaldılardı,yoksa şahsi istikballerini karanlıkmı görüyorlardı?Hayır,herşeyleri yerli yerindeydi.O halde özellikle büyük harp yorgunluğundan sonra istirahate muhtaç kişilerin böyle kalkıpta maceralar,gaileler yaratmaya da ihtiyacları yoktu!
     OYSAKİ MİLLETİN VE MEMLEKETİN "ŞEREFİ MEVZUBAHİSTİR".BU DURUM HER FİKİRİN ÜSTÜNDEDİR!MİLLET VE MEMLEKET SAYESİNDE KAZANILAN RÜTBE VE REFAHIN BİR EHEMMİYETİ BİR KUTSİYETİ VARDIR!İŞTE BİZ BÜTÜN BU RÜTBELERDEN,BU AZİZ MİLLETE BU AZİZ MEMLEKETE BORÇLU OLDUĞUMUZ "SON MAMUS "VAZİFESİNİ YERİNE GETİRMEK İÇİN AYRILDIK!Milletin kendi hayatını kurtarmak ve meşru hakkını müdafaa etmek için haykırışına iştirak etmek her kendini bilen vatandaşın vazifesidir!!
     EĞER BU MİLLET BU MEMLEKET PARÇALANACAK OLURSA "UMUMİ ŞEREFSİZLİĞİN"ENKAZI ALTINDA ŞUNUN BUNUN ŞAHSİ ŞEREFİDE PARÇA PARÇA OLUR !!
     BİZ BU "UMUMİ ŞEREFİ"KURTARABİLMEK İÇİN HAREKETE GEÇEN MİLLETE RUHUMUZLA İŞTİRAK ETTİK !!
     İŞTİRAKİMİZE MANİ OLACAK ŞAHSİ RÜTBELERİ,MEVKİLERİ DE "UMUMİ ŞEREF"İ KURTARMAK GAYESİ UĞRUNA FEDA ETTİK !!
     MİLLETİN HAYAT HAKKINI VE İSTİKLALİNİ KURTARMAK İSTEMESİ O KİŞİLER TARAFINDAN ALEME;GÜYA "HÜKÜMETE KARŞI BİR İSYAN" MAHİYETİNDE YUTTURULMAYA ÇALIŞILIYOR !!!BİR ÇOK KİŞİYİDE MÜŞEVVİK OLARAK GÖSTERİYORLAR!HALBUKİ GEÇTİĞİNİZ YERLERDE DE BİZZAT GÖRMÜŞSÜNÜZDÜR,"HÜKÜMET NÜFUZU","HÜKÜMET KANUNLARI"HER YERDE MUTA DEĞİLMİDİR ?
      Eğer konuştunuzsa ahalnin arzusu nedir?Bizzat kendi ağızlarından duymadınızmı?Şu halde bu,şahsi bir isyan,şahsi bir siyaset manevrası telakki edilemez!Bu hareket milletin arzusudur!Hatta ihtiyacıdır.Bu ihtiyacı doğuran şey de şahıslar değil bizzat hadiselerdir!
     DEVLETİN VAHDET VE İSTİKLALİNİ TEHDİT EDEN MEŞRU OLMAYAN BİR TAKIM İHTİRASLAR,milletimize hiç bir hakka dayanmaksızın vuku bulan taarruzlar ve bu tehlikeler karşısında milletle birleşmek lüzumunu doğurmuştur!
     BÖYLE BİR HAREKETE MACERA DEMEK,BU HAREKETİ TAKDİR EDENLERE MACERAPEREST LAKABINI VERMEK "GAFİLLİK""GARAZKARLIK"DEĞİLMİDİR?
    ANCAK BÖYLE ŞAHSİ İŞLERLE UĞRAŞACAK DURUMDA DEĞİLİZ.BÖYLE BİR TAKIM "ADİ","BAYAĞI"İŞLERE DE DURUMUN NEZAKETİ MÜSAİT DEĞİLDİR!
     Bence muhalefet hürmete şayandır.Çünkü o da bir tetebbu bir ictiha mahsuludur.Ancak edilecek itirazlar makul mutedil ve meşru sebeblere müstenit olmazsa muhalefet müptezel olur!
    Bazı İstanbul gazetelerinin hakkımızda ki haksız hücum ve iftiraları karşısında üzgün ve elemliyiz!ANCAK MEMLEKETİN UĞRADIĞI FELAKETTEN DUYDUĞUMUZ ACI İSE KELİMELERDEN RUHUMUZA DÖKÜLÜYOR!!VE ŞAHSIMIZDAN ÇOK DAHA MÜHİMDİR."
     Bütün dünya,milletiizin hayatına YA HÜRMET EDİP ONUN BÜTÜNLÜK VE İSTİKLALİNİ TASTİK EDECEKTİR!YA DA SON TOPRAKLARIMIZI SON ŞAHISLARIMIZIN "KANI"YLA SULADIKTAN SONRA BÜTÜN BİR MİLLETİN NA'ŞI ÜSTÜNDE MERDUT İSTİLA HIRSINI TATMİ ETMEK MECBURİYETİNDE KALACAKTIR!BU İNSANLIK DIŞI VAHŞETE İSE BÜTÜN İNSANLIĞIN VİCDANLARI TAHAMMÜL EDEMEZ!!!
     BİZ MAĞLUBİYETLERİMİZİN BEDELİNİ ÇOK AĞIR ÖDEDİK.ELİMİZDEN KÖYLER,VİLAYETLER DEĞİL MEMLEKETLER ALINDI !ANCAK ON LOKMASINIDA AĞZINDAN KAPMAK İÇİN BU MİLLETİN HAYATINA KIYMAK CANİYANE BİR HAREKETTİR !!
     BİZ YAŞAMAK İSTEYEN,HAYSİYET VE ŞEREFİYLE YAŞAMAK İSTEYEN BİR MİLLETİZ!YAPILAN HATALARA UYMAK YÜZÜNDEN BU VASIFLARDAN MAHRUM KALMAYA TAHAMMÜL EDEMEYİZ.Alim,cahil istisnasız bütün millet fertleri belki de içinde bulunduğu felakeleri idrak etmeksizin,bugün yalnız bir hedef etrafında toplanmış ve sonuna kadar KANINI akıtmaya karar vermiştir!!!O HEDEF TAM İSTİKLALİMİZİN TEMİNİ VE İDAMESİDİR!!!
     TAM İSTİKLAL denildiğinde tabii ki SİYASİ,MALİ,İKDİSADİ,ADLİ;ASKERİ,HARSİ ve HEPSİDİR.HER KONUDA TAM İSTİKLAL TAM BAĞIMSIZLIK DEMEKTİR!
     BU SAYDIKLARIMIN HERHANGİ BİRİNDEN İSTİKLALDEN MAHRUMİYET;MİLLET VE MEMLEKETİN HAKİKİ MANASIYLA BÜTÜN İSTİKLALİNDEN MAHRUMİYETİ DEMEKTİR!!
      GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA 24/25 EKİM 1919 AMASYA....
   VEEE YİNE İŞTE DURUM BUDUR !     TABİİ Kİ ANLAYANA !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
     
     Derleyen
     Gülsev EYÜBOĞLU

NOT:"OYSAKİ MİLLETİN VE MEMLEKETİN "ŞEREFİ MEVZUBAHİSTİR".BU DURUM HER FİKİRİN ÜSTÜNDEDİR!MİLLET VE MEMLEKET SAYESİNDE KAZANILAN RÜTBE VE REFAHIN BİR EHEMMİYETİ BİR KUTSİYETİ VARDIR!İŞTE BİZ BÜTÜN BU RÜTBELERDEN,BU AZİZ MİLLETE BU AZİZ MEMLEKETE BORÇLU OLDUĞUMUZ "SON MAMUS "VAZİFESİNİ YERİNE GETİRMEK İÇİN AYRILDIK!"
==================
EVETT VEE YİNE İŞTE DURUM BUDURRR!!
YOKMU "İŞTE BU DURUMU" AÇIKLAYACAK OLAN "BİR BABAYİĞİT ??
AÇIKLAYIN ARTIK !!YOKMU BU MEMLEKETE "SON NAMUS"VAZİFESİNİ YAPACAK OLAN BİR BABAYİĞİT ????
7 Ağustos 2010
Saygıyla
Gülsev Eyüboğlu

 -- 
"Ordunun temelini oluşturan Subaylar;-Vatan için Ölümü-bilerek göze alan savaşçılardır,fedakarlar sınıfının en önünde yer alan Şerefli insanlardır,millet zarar görürse,bunun mesuliyeti Subaylara ait olacaktır."
           GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

1 Ağustos 2012 Çarşamba

WOODROW WİLSON ÖDÜLÜ YADA TARİHTEN SAYFALAR WİLSONCULAR BİRLİĞİ




ASİL ATALARIMIZIN ATA SÖZLERİ.....
NE DE GÜZEL SÖYLEMİŞLERDİR !İŞTE ONLARDAN BİRİ..
"TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR"......
....................................................................
TABİİ Kİ ANLAYANLARA !!!!!!!!!!!!!!
NE OLDU?
 WOODROW WİLSON ÖDÜLÜ VERİLDİ
KİME?
TÜRK DEVLETİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DIŞİŞLERİ BAKANINA,
NE DİYELİM HAYIRLI OLSUN(!)
PEKİ AMA NİYE?
YOKSA 1918 YILINA GERİMİ DÖNDÜK?
YENİDEN HATIRLIYALIM MI?
30 EKİM 1918 MONDROS MÜTAREKESİ (SİLAH BIRAKMA)
KABUL EDİLDİ VE İMZALANDI.
13 KASIM 1918
İTİLAF DEVLETLERİ(Bilumum Batı Devletleri) 72 parça savaş gemileriyle Türk Osmanlı İmparatorluğunun Payitahtı İstanbul'a girdi ve Payitahtın Dolmabahçe Sarayı önüne demirledi.Karaya 3500 İngiliz Askeri 900 Fransız Askeri çıkarıldı..Ya da fiilen İŞGAL ETTİ....
22 Mart 2010




ATATÜRK.. mandacılar ve abd   Düzenle


Tarihten sayfalar" Wilsoncular Birliği;"


Kurucular;Halide Edip,Yunus Nadi,Ahmet Emin Yalman,Celal Nuri,Necmettin Sadak,Velid Ebuzziya
5.Aralık 1918

Tarihli ABD Başkanı Woodrow Wilson'a gönderilen dilekçe metni 8 Başlık altında toplanmıştı.(çok dikkatli okuyalım)
1)-Padişahlığın korunarak meşruti Hükümet şeklinin aynen sürdürüleceği,
2)-Nisbi seçim sistemi ne geçilerek,azınlıkların tüm haklarının sağlanacağını,
3)-Maliye,Tarım,Sanayi,Bayındırlık ve Eğitim Bakanlıklarının yönetimlerine ABD li Başdanışman ve ABD li uzmanlar getirileceğini,
4)-ABD li uzmanların ABD li Başdanışmana bağlanacağını,
5)-Adelet sisteminde kesinlikle reformlar yapılması gerektiğini ve bu reformların ABD li Başdanışmanın belirleyeceği ülkelerden getirtilecek hukukçulara yaptırılacağını,
6)-Jandarma ve Polis Teşkilatlarının,ABD li Başdanışmanın ve onun seçeceği kişilerin yönetimine bırakılacağını,
7)-Osmanlı Türk Devletinin her ilinde yerel yönetimlerde(Belediye Teşkilatlarında) reform yapacak bir ABD li Müfettiş ve ona bağlı uzmanların bulundurulacağını,
8)-Devlet Yönetmeyi çok iyi bilen ABD gibi büyük bir ülkenin;Osmanlı Türk Devletini yönetimi altına almayı ve gelişmemiş geri kalmış Türkleri eğitmesini ve ABD Yönetiminin(Mandasının) 25 yıl devam etmesi gerektiğini(yani 1943 yılına kadar)ama durum düzelmezse mandanın uzatılmasını gerektiğini,
Bu ana maddelerle talep edildi.
1940 lı yıllarda başlatılan ve devam eden ABD ile ikili anlaşmalar;Cumhurbaşkanı İsmet İnönü döneminde,1918 li yıllarda ABD den istenilen mandacılık aynen yürürlüğe konulmuştur.
1900 lü yıllardan 1918 li yıllarda;Osmanlı Türk Devleti yönetimindeki yetki sahibi Devlet adamları,üst düzey komutanlar ve Saray ileri gelenleri tamamen ABD Mandasından yana idiler.
Ahmet İzzet Paşa,Mahmut Paşa,Esad Paşa,Cevat Paşa,Ahmet Rıza Bey,Ali Kemal Bey,Mehmet Ali Bey,Damat Ferit Bey ve Devletlu Padişah VI.Mehmet(Vahidettin)..
Osmanlı Ayan üyesi Çürüksulu Mahmut Paşa;Büyük Devletlere(ABD,İngiltere,Fransa,İtalya,Avustralya,Hollanda,Japonya...vs)bütün yetkilerin verileceğini,onların büyük yardımlarından yararnılacağını ve Paris görüşmelerinde ele alınan ABD Mandasının şartlarının belirlenerek kabul edileceğini açıkladı.
O dönem Vakit Gazetesi yazarı Ahmet Emin Yalman Bey;marazi bir tutkuyla ABD Mandasını savunuyordu.21.Temmuz 1919,25 Ağustos 1919 tarihli makalelerinde;Gazi Mustafa Kemal Paşa ve onunla yola çıkanları,maceracılar,Devlete karşı gelen isyancılar ve gafil çeteler olarak yazıyordu.(buraya dikkat)Artık dünyada hiç bir hükmü kalmayan egemenlik davalarının ve milliyetçiliklerin marazi hastalıklar olarak görüyordu.Toprak bütünlüğünün korunmasını isteyenlerin akılsız komitacılar olduğunu ama ABD Mandasının gelmesiyle bütün büyük sermayedarların geleceğini,Osmanlı Devletinin ticari ve ekonomik serbest pazar olacağını gururla yazıyordu.Ahmet Emin;gururla "Amerikan Üniversitesinde dört yıl okudum.Amerikalıları çok iyi tanırım.Amerikan Mandasının Osmanlıyı kurtaracağı gibi İngiltereninde isteği doğrultusunda problemleri çözeceğini ve hemde Osmanlı topraklarına artık sahipsiz mal gibi bakılmayacağını dünyaya gösterecektir."diyordu.
Gazi Mustafa Kemal Paşanın yanında İstiklal Savaşı önderi konumunda olan üst düzey Paşalar bile Batıcılığın ve ABD Mandacılığının etkisi altındaydılar.Hüseyin Rauf Paşa,Ali Fuat Paşa,Rafet Paşa,İsmet Paşa.

Mondros Anlaşmasının imzalanmasından hemen sonra İsmet Paşa;Kazım Karabekir Paşaya yazdığı mektupta",Amerikan Milletine başvurulursa çok yararlı olacaktır.Deniliyor ki ve bende tamamen bu fikirdeyim,bütün ülkeyi parçalamadan ABD nin mandasına bırakmak yaşayabilmek için tek çare gibidir."

Refet Paşa;"Bizim ABD Mandasını istememiz,vicdanları sömüren İngiliz mandasından kurtulmak ve hiç bir ülkeyi rahatsız etmeyen milletlere büyük saygı gösteren ABD yi kabul etmektir.Beşyüz milyon borcu olan,yıkık,verimli toprağı olmayan,on onbeş milyon geliri olan bu millet dış yardım alamadan yaşayamaz."


Hamidiye Kahramanı Albay Hüseyin Rauf Bey"Tehlike altındaki ülkemize karşı,en tarafsız ülke durumunda olan Amerikanın korumasını kabul etmek zorundayız.Ben bu fikirdeyim."

20.Kolordu Komutanı olarak Batı Cephesinin başında olan Ali Fuat Paşa;14 Agustos 1919 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Paşaya çektiği telgrafta;"Ahmet Rıza,Ahmet İzzet,Cevat,Reşat Hikmet,Reşit Sadi,Kara Vasıf,Halide Edip gibilerden gelen mektuplar Amerikan Mandasını desteklemektedir.Bu himayeyi kabul etmenin tüm parti ve derneklerin ortak görüşüdür."diyerek devam eder."Sivas Kongresinde bir an evvel alınacak kararların Amerikalılar gitmeden bu zatı arkadaşlar kendilerine bildirilmesini istiyorlar ve Amerikalıları oyalalıyarak gitmelerini geçiktirmeye çalışıyorlar.Amerikalılar;Sivas Kongresinin hızla kesin karar vermesini,manda düşüncesini benimsediklerini söylüyorlar.Bundan dolayı Kongrenin toplanmasını ve kararların çabuklaştırılması rica olunur."


ABD Mandasını isteyenler,çok etkili bir politik propagandayla İstanbul daki tüm çok satan gazeteleri aracılığıyla "Ancak ABD Mandasının ülkeyi yıkımdan kurtaracağını"yazdırıyorlar ve çok büyük kampanya yürütüyorlardı.ABD aslında istihbaratcı olan Louis Browne başkanlığında sözde gazateciler olarak Sivas a bir kurul gönderiyor delegelerle yoğun temaslar kurarak hem sivasta kongre öncesi delegeleri ABD Mandası yönünde karar almak için etkilemeye çalışıyorlar ve kongreler öncesi tüm anadoluda büyük ve geniş propagandalar yürütülüyordu.
Gazi Mustafa Kemal Paşa;çok büyük gayretlerle etrafındakilere ABD mandasını istemenin kesin hiyanet olduğunu geceli gündüzlü anlatıyordu.Tek çözümün "Türk Milleti ya kendini kendini kurtaracak yada tek kurşunu kalana kadar Bayrağının altında savaşa savaşa yok olacaktır."kararlılığıyla mücadele etti.Sonradan kendi saflarında yer alan Paşaları ikna etti.
Ancak,işbirlikçileri,sahte yurtseverleri doğrudan düşman grubuna koydu.Vatan satıcılar olarak gördüğü bu kişileri hiç affetmiyor ve onlara karşı son derece sert davranıyordu.
Nutuk'tada yer verdiği bir telgrafı;Ali Galip Bey aracılığıyla milli mücadeleye karşı devamlı engelleme ve karşı örgütleme içinde olan Dahiliye Nazırı Adil Beye çekti.Telgraf;
"Alçaklar,caniler!Düşmanla birlik olup millete karşı haince düzenler,tuzaklar kuruyorsunuz..Milletin gücünü ve iradesini kırmaya gücünüzün yetmeyeceğine kuşkum yoktur.Fakat Vatana ve Millete karşı haince ve bütün gücünüzle uğraşacağınıza bugüne kadar inanmak istemiyordum.Derhal aklınızı başınıza toplayın !!!!!"
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

 İşte bu günler O günler!!!!
22 Nisan 2009
Saygılarımla
Gülsev Eyüboğlu
NE ..MUTLU..TÜRKÜM..DİYENENE
İNADINA...SONSUZA ....KADAR...
NOT:
TÜRK-TÜRKÇE-ATATÜRKÇE DURUŞ DÜŞÜNCE GENETİKTİR."MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET DAMARLARINDA AKAN ASİL KANDA MEVCUTTUR"BUYRUĞUYLA EBEDİ BAŞKOMUTAN(BAŞBUĞ)GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜMÜZ İŞTE BU GERÇEĞİ BÜYÜK TÜRK ULUSUNA TAMGA OLARAK KAZIMIŞTIR.
TÜRK DEVLETİ TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN VARLIĞINA KASTEDEN ASIL SAHTEKARLAR KENDİLERİNİ PERDELEYEREK SENDEN GİBİ GÖRÜNENLERDİR.
Saygılarımla
01.Ağustos 2012