Bu Blogda Ara

30 Nisan 2012 Pazartesi

Sykes-Picot gizli anlaşma 16 Mayıs 1916 !!


İLETİ KUTUMDAN BİR YAZI!
İŞTE O GÜNLERR  !!İŞTE BU GÜNLERRR !!
SONUÇ !
"MEVZUBAHİS VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR"........
Saygıyla
01.01.2011

"Ortadoğu Paylaşımı"Sykes-Picot gizli anlaşma !!
Tarih 16 Mayıs 1916



1)-Sykes-Picot anlaşması:16.mayıs.1916 tarihinde,İngiltere ve Fransa arasında "ortadoğunun paylaşıma dair gizli anlaşma.
2)-İngiltere nin İstanbul Yüksek Komiseri yrd.Amiral Webb;Dışişleri Bakanı lord Curzon a(19.ağustos 1919 tarihinde gönderdiği raporda "Amerika,Trabzon ve Erzurum u içine alan Ermenistan'ı himaye edecek.Geri kalan dört ilde bir kürt devleti de,İngilizlerin himayesine bırakılıyor"
İşte durum budur!Varmı itirazı olan?
-3)-İstanbul İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Carthorp,9.temmuz.1919 tarihli İngiltere Başbakanı Lord Curzon a göderdiği rapordan"Binbaşı Noel,Abdulkadir ve Bedirhanoğul larıyla görüştü ve bana Irak Komiserliğinden gelen rapor-Seyit Abdulkadir ile yeğeni Şeyh Taha nın araları açıktır onları ancak Bedirhanoğulları barıştırır.-
Birileri açıklasın!Seyit Abdulkadir ile Bedirhanoğullarının torunları kimlerdir ve bugün hangi görevlerdedirler?
 4)-İngiltere nin 1919 yılında İstanbul da görevli Büyükelçilik müşteşarı Hohler in;Sir E.Tilly'e raporundan;"Benim sorunum kürtler,Binbaşı Noel Bağdattan buraya geldi.Çok iyi bir asker,güçlü ancak diğer bakımdan da kürtlerin lideri olmak istiyor.Kürtler gibi kimse yoktur,onlar çok iyidir diyor.Ermeniler içinse değersiz ve hilebaz oldukları görüşünde.Kürtler hiç ermeni öldürmedi aksine onları korudular fakat ermeniler kürtleri öldürdüler diyor.Korkarım ki Binbaşı Noel bir kürt lawrens i olmak istiyor.Mezopotomya şimdi bizim olduğuna göre:ona bir kürt devleti kurdurup kuzey dağlarını böylece koruyabiliriz.Binbaşı Noel bir kürt lawrens idir.Ancak kürtlere fazla güvenilmez.Majestelerinin Hükümetinin amacı Türkleri alabildiğine zayıflatmak olduğuna göre;kürtleri bu şekilde harekete geçirmek fena plan değildir".
Hani İSTİKLAL SAVAŞINI birlikte yapmıştık??Sizi gidi yalancı hayasızlar siziii !!!
5)-1919 yılında İstanbul İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Sir A.Calthorp dan,İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon a "Binbaşı Noel,kürt şefleriyle görüşbirliğine varıılırsa bundan Majestelerinin Hükümetine büyük faydalar sağlanacağını söylüyor.Şefler İstanbulda Seyit Abdulkadir ve Bedirhan lardır.Şüphe uyandırmamak için Noel den ayrı olarak kürt bölgesine gidecekler.Türk'ler;Paris'teki Sulh konferansına kürtlerinde geleceğinden korkuyorlar.Kürtler henüz Mustafa Kemal e karşı ayaklanmadı.Ancak Noel bu ayaklanmayı başaracağından emin."

6-)9.aralık 1919 tarihli İstanbul İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Sir F.de Robeck ten,Lord Cuzron a rapor:" Mr.Hohler,kürt meselesi hakkında kürt başkanı olan Seyit Abkulkadir paşa(Seyit Abdulkadir, 1.Damat Ferit Paşa hükümetinin Şurayi Devlet Reisi yani Danıştay Başkanı) ile görüştü.Kürtler bütün ümitlerini İngilizlere bağlamışlardır.Bu arada belirteyim Mustafa Kemal gittikçe büyük tehlike olmaya başlıyor.Kuvvetler,kürtleri Mustafa Kemal e karşı kullanmak için para ödemeye hazırdır."
İşte o günlerin pkakalı kravatlı engerekleri!!Çil çil İngiliz altınlarını kursaklarına doldurmakta hiçç beis görmemişler!!Ve de en etkili Kurumlarda etkin görevlerdeler!!
7)-26.aralık 1919 tarih 966/633 sayılı ingiliz belgesi;"kürt kabileleri İngiliz ve Fransız hakimiyetine alınacak.Kürt bölgesinde hiç bir şekilde Türk bırakılmayacak.Bir tane kürt devletimi yoksa bir çok kürt devleti kurulacağı düşünülecek.Ermenilere ise Amerikan kanalıyla silah sağlanacaktır.
Alın size "özerk bölgeler"!!!Tıpkısının yanısııı....Tek farkı ise Hiyanetin,hayasızlığın adı"Demokratikleşiyoruz"oldu o kadar !!!Hele hele Stratejik Müttefikimiz Amerika,o günlerde de silah sağlıyordu,hiççç vazgeçmemiş..
8-)Fransız delegasyonundan B.Berthelot"kürdistan yeni bir ögedir.Geleceği Sykes-Picot anlaşmasıyla şekillendi"..
Bu açıklamadan ala belgemi olur??Hiyanetin adını taa o günlerde Haçlılar koydu !!Aaaa Haçlılar denilmiyor değilmi?Ne diyorlar?Avrupalı dostlarımız(!')


    Bütün bu belgelere ek olarak,16.nisan 1920 tarihinde San Remo konferansında hazırlanan 5.sayılı maddenin not ekininin 1.ve 3.maddesi,daha sonra 10.ağustos 1920 Serv anlaşmasının 62. ve 64 .maddelerine konuldu.
Tarih 16 Nisan 1920 !!
Ancak Gaflet Dalalet Hiyanet çeteleri ne diyor günümüzde?"İSTİKLAL SAVAŞINI birlikte yaptık,Türkiye Cumhuriyetini birlikte kurduk.""ÖYLEMİİİ ??PEKİ BU NE??
 Saygılarımla..
Gülsev Eyüboğlu
 NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE -İNADINA İLELEBET
31 Mayıs 2007

8 Haziran 1913.ABD'den 22 Maddelik Muhtıra..2.Bölüm


8 Haziran 1913 ABD den 22 MADDELİK Muhtıra..
Bölüm2)-11-22.maddeler..


11.MADDE :
    a)-Vilayette (Doğu ve Güneydoğu)bir jandarma ve bir polis teşkilatı(corps)kurulacaktır.Bu taburlar vilayetin müslüman ve hristiyan halkından toplanacaktır(kürt-ermeni)
    b)-Taburların tertip ve düzeni,baş kumandanlığı Osmanlı Devleti hizmetinde bulunan Avrupalı Subaylara verilecektir.
    c)-Nahiyelerde köy bekçileri ihdas olunacaktırBunlar nahiye meclisleri tarafından tayin olunup müdürlerin emri altına alınacaktır.
    (1895 tarihli üç elçiler(İngiliz-Fransız-Rus) İslahat Projesi madde 18-21,20 Ekim 1895 tarihli Hümayun fermanı madde 24)

12.MADDE 
   a)-Vilayette(Doğu ve Güneydoğu) oturan kura efradı şimdiki durumda askerliklerini aynı vilayette yapacaklardır.
   b)Hafif kürt süvari alayları yani eski hamidiye alayları terhis olunacaktır.
     (1895 tarihli üç elçiler(İngiliz-Fransız_Rus) muhtırası madde 25 ve 1895 tarihli Padişah fermanı madde 28.)

13.MADDE
    a)-Vilayetin(Doğu ve Güneydoğu) mülkiye ve adliye memurları müslümanlarla hristiyanlar arasından eşit olarak seçilecektir.
    b)-Mutasarrıf ve kaymakamların tayininde ırki(bak sennn)durumları(ermeni-kürt-süryani diğer) ve bunların ekonomik durumları dikkate alınacaktır.
      (20 Ekim 1895 tarihli Padişah fermanı madde 5)
14 MADDE
    Yalnız yerli halk seçme ve seçilme hakkından yararlanacaktır(vayy vayy)
15 MADDE..  
  a)-Vilayette yayınlanacak kanunlar,iradeler,emirler genel tebligat ve resmi ilanlar:Vilayette kullanılan başlıca DİL üzerine Türkçe-Ermenice-kürtçe yazılacaktır.
   (İşte 100 yıllık proje !!...1913 vee 2010)
    b)-Dilekçe,istida ve mülki ve adli makamlara verilecek bütün evraklar sahiplerinin kullandığı dile göre yazılacaktır.
    c)-Mahkemelerde davaların savunması ilgililerin isteklerine göre kendi dilleri ile yapılacaktır.(Aha,ana dil'de savunma !Vayy vayy...)
    d)-Mahkeme ilanı Türkçe düzenlenecek ve bunlara tarafların dillerine göre birer tercüme eklenecektir.  
   (Üç elçiler(İngiltere-Fransa_Rusya) muhtırası madde 40.Avrupa Komisyonu projesi madde 22.İ
(Türkiye Hükümeti Dahiliye Nazırlığının 6 Nisan 1913 Tarihli Arap Vilayetleri genelgesi-)
 
16 .MADDE.. 
   a)-Vilayetlerde oturan halkların her biri,her derecede özel okullar açma hakkına sahiptirler.
    b)-Bu okulların ihtiyaçlarını temin için fertler üzerine özel vergiler konulabilecektir.
    c)-İLKOKULLARDA OKUMA kendi dilleri ile yapılacaktır(Ermenice-kürtçe)
    d)Bu okulların teftiş ve murakebesi Genel Valiye aittir ki,vilayetin iç tüzüğüne uyulacaktır.
    e)-Özel Okullarda Türk Dili okutulması mecburi olacaktır.
       (1880 tarihli Avrupa Komisyonu projesi 14 Bölüm)
17. MADDE...
     Genel Valinin başkanlığı altında kurulacak bu özel komisyon,arazisi ellerinden alınmış ermenilere bu arazilerini ne şartlar altında geri verileceğini veya bunların nakden veya arazi vermek suretiyle düzenlenmesi yapılacaktır.
     (Üç Elçiler Islahat muhrırası madde 26.ve 1895 tarihli padişah fermanı madde 29)
18 .MADDE..
 
    Ermeni milletinin(Sahmanatrutiyan denilen)1863 tarihli iç düzenlemeleri ve sultanlar tarafından verilen beratlarla sahip oldukları hak ve imtiyazların musumiyetine zarar gelmemesi kesin şekilde taahhüt olacaktır.
    (Üç Elçiler ıslahatı muhtırası madde 26.ve 1895 tarihli padişah fermanı madde 29)
19.MADDE
    Vilayet içindeki arazilere göçmen yerleştirilmeyecektir.
(Burada göçmen TÜRKLER oluyor)
 
20 .MADDE...
    Vilayet dışında özellikle Adana civarında oturan Ermenilerin hayat şartlarının düzeltilmesi için yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde özel hükümler neşredilecektir(o zaman yeşilkart varmıydı acaba?)
     Üç Elçiler muhtırası madde 12.Islahat Fermanı madde 4)
21.MADDE.. 
   Osmanlı Devleti ile Ecnebi Devletlerin üyelerinden meydana gelmiş olan özel komisyon:Vilayetin(Doğu ve güneydoğu) iç nizamını ve 20.maddede yazılı hükümleri iş bu muhtırada yazılı esaslardan yararlanarak düzenleyecektir.
22.MADDE..
    BU HÜKÜMLERİN İCRASININ TAMAMINI ECNEBİ DEVLETLER TAAHHÜT EDER..!
(Taa..1913 lü yıllarda da Stratejik ortaklarımız,müttefiklerimiz her türlü işlerimizde ne kadar da yardımcıymışlar (!)O zamanlar da da normlar,uyumlar ne kadar da benzermiş(!)    
(Üç elçiler(fransa-ingiltere-rusya)muhtırası madde 8 ve padişah fermanı madde 32 ve 1896 tarihli Girit Nizamnamesi madde 14.)...

 30 Ocak 2010
Derleyen
Gülsev Eyüboğlu 
 
NOT:Yıl 2012 !Söylenecek söz kaldımı?
  

ATATÜRK VE SANAT ...DİNLEYELİM...!


"ATATÜRK ve SANAT "
 
 
DİNLEYELİM   !.........

Gülsev EYÜBOĞLU

19 Ocak 2011
 
**BİR MİLLETİ YAŞATMAK İÇİN BİR ÇOK TEMELLER GEREKLİDİR VE BİLİRSİNİZ Kİ,BU TEMELLERİN EN ÖNEMLİLERİNDEN BİR SANATTIR.BİR MİLLET SANATTAN,SANATÇIDAN YOKSUNSA,TAM BİR HAYAT SÜREMEZ.BÖYLE BİR MİLLET,BİR AYAĞI TOPAL,BİR KOLU ÇOLAK YA DA SAKAT YA DA HASTALIKLI BİR KİŞİ GİBİDİR.HATTA ANLATMAK İSTEDİĞİMİZİ BU SÖZLERDE ANLATMAYA YETERLİ DEĞİLDİR.SANATSIZ KALAN BİR MİLLETİN HAYAT DAMARLARINDAN BİRİ KOPMUŞ DEMEKTİR.********
 
**Sanat,güzelliğin anlatımıdır.Bu anlatım,sözle olursa şiir,sesle olursa müzik,resimle olursa ressamlık,oyma ile olursa heykeltraşlık,bina olursa mimarlık..olur.****
 
**İnsanlar,olgunlaşmak için bazı şeylere muhtaçtır.Bir Ulus ki resim yapamaz,bir Ulus ki bilim yapamaz itiraf etmeli ki o Ulusun uygarlık yolunda yeri yoktur.***
 
 
**Hepiniz mebus olabilirsiniz..Bakan olabilirsiniz..Ve hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz..Fakat sanatçı olamazsınız..***
 
**TÜRK Kültürüne,Töresine uygun ince duyguları,düşünceleri anlatan,yüksek deyişleri toplamak,onları bir an önce müzik kurallarına göre işlemek gerekir.Ancak bu şekilde Türk müziği yükselebilir,evrensel müzikte yerini alabilir.***
 
**Güzel Sanatlarda başarı,bütün devrimlerin başarılı olduğunun en kesin kanıtıdır.Güzel Sanatlarda başarılı olamayan Uluslara ne yazıktır.Onlar,bütün başarılarına rağmen uygarlık alanında yüksek insanlık sıfatıyla tanınmaktan hep yoksun kalacaklardır.***
 
**İnsanlarda bir takım ince,yüksek ve temiz duygular vardır ki,insan onlarla yaşar.İşte o ince,yüksek,derin ve temiz duyguları en çok hissedebilen ve diğer insanlara duyurabilen şairdir.***
 
**Hayatta müzik gereklimidir?Hayatta müzik gerekli değildir.Çünkü hayat müziktir.Müzikle ilgili olmayan yaratıklar insan değildirler.Eğer söz konusu olan insan hayatıysa,müzik kesinlikle vardır !Müziksiz hayat zaten olamaz !Müzik hayaın neşesi,ruhu,sevinci ve herşeyidir.Yalnız müziğin çeşidi üzerinde düşünmeye değer.***
 
**Sanatsız devrim olmaz !***
 
**Biz Türkler,Türk bestesini dinlediğimiz zaman,ondan geçmişimizin şanlı hikayesini kalbimize giren oklar gibi duymak isteriz.Acı olsun,tatlı olsun biz bir beste dinlerken onu ruhumuzun en ince derinliklerinde duymak isteriz.***
 
**Dünyada uygar,ileri ve olgun olmak isteyen her Ulus,kesinlikle heykel yapacak ve heykeltraş yetiştirecektir.Anıtların şuraya buraya tarihsel anılar olarak dikilmesininin dine aykırı olduğunu ileri sürenler,din kurallarını gereği gibi araştırıp incelememiş olanlardır.****
 
**Edebiyat denildiği zaman şu anlaşılır:Söz ve anlamı,yani insan zihninde yer eden,her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını,bunları dinleyenleri ya da okuyanları,çok ilgilendirecek biçimde söylemek ve yazmak sanatı.Türkiye Cumhuriyeti Eğitim Bakanlığı,edebiyat öğretiminde şu hususlara özellikle önem ve değer vermelidir:
1)-TÜRK çocuğunun karakterini,asli cevherindeki dikkat ve itinaya göre oluşturmak.
2)-Güzel korunan,Türk ve beyin  zekasını açmak,yaymak,genişletmek,TÜRK çocuklarının beyinlerine müsbet bilim ve maddi teknik kavramlarını sadece kuramsal olarak değil,aynı zamanda pratik araçlar ile de yerleştirmek.
3)-Bir taraftan da TÜRK beyinlerindeki kabiliyetleri,TÜRK karakterindeki sağlamlıkları,TÜRK duygularındaki yükseklik ve genişlikleri,kendilerini hiç zorlamadan olduğu gibi anlatmalarını onlara öğretmek,alıştırmak.***
 
VE İÇKİ ÜZERİNE BİR ANI :
 
ATAMIZIN yakın dostlarından Sayın KILIÇ ALİ Beyi dinleyelim:
 
"Bir akşam birdenbire Dolmabahçe Sarayından kalkarak Gülhane Parkı'nda bir açık hava toplantısına gittik.Gülhane Parkında toplanan onbinlerce İstanbullu büyük bir heyecanla dalgalandı büyük bir alkış tufanı koptu.
GAZİ ayağa kalkarak onbinlerce İstanbulluya hitaben;
***-ARKADAŞLARIM,DOSTLARIM, BU ELİMDEKİ RAKIYI EVVELCE PADİŞAHLAR DA,HALİFELER DE İÇERLERDİ.FAKAT ONLAR SARAYLARINDA DÖRT DUVAR ARASINDA İÇİYORLARDI.ANCAK BEN, AZİZ MİLLETİMİN ÖNÜNDE VE ONUN ŞEREFİNE İÇİYORUM."
Kadehini kaldırdığı zaman onbinlerce İstanbullunun alkış tufanı içinde SARAYBURNU dakikalarca çınlamıştır.****
 
 
SÖZÜN ÖZÜ İSE;
 EBEDİ BAŞKOMUTAN(BAŞBUĞ)MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK;DÜNYA VAR OLDUKCA ASİL TÜRK MİLLETİNİN EBEDİ BAŞKOMUTANI(BAŞBUĞ)DIR...!!
SONUÇ,
TÜRK DEMEK-ATATÜRK DEMEKTİR..
ATATÜRK DEMEK-TÜRK MİLLETİ DEMEKTİR....
 
Saygıyla

Gülsev Eyüboğlu 
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE-
İNADINA ...İLELEBET
 
 
 


===========================================================================================
"TÜRK Ulusunun düzenini bozmaya yönelen çabalar,boğulmaya mahkumdur !Büyük TÜRK Ulusu;kendisinin ve vatanının yüksek menfaatleri aleyhine çalışan ve çalışmak isteyen bozguncu,alçak,yurtsuz ve çıkarcı beyinsizlerin gizli ve kirli niyetlerini anlamıyacak ve onlara hoşgörü gösterecek bir Ulus değildir !!"
              MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

AB D NİN KORUYUCULARI.....!

AB D'NİN KORUYUCULARI DİNLEYİN::!!




 
.....ABD 20.yüzyıl ı geliştirdiği senaryolarla,tüm dünya ve özellikle kendi halkını kandırarak..dünyanın hemen hemen her köşesinde çok kanlı operasyonlara imza atmıştır
 
     Vietnam'a saldırmak için ABD Başkanı;Vietnamlıların ABD Gemilerine saldırdığını açıklayarak.ABD Halkını Vietnam'a savaş açmaya ikna etmiştir.Yıllar sonra ortaya çıktı ki Vietnam lılar hiç bir ABD Gemisine ateş etmediler.Sonuç ne oldu;milyonlarca Vietnamlı hayatını kaybetti.Altmış bin üzerinde ABD askeri hayatını kaybetti
      Ama..ölenler öldükleriyle kaldılar.
      Afganistan (o topraklar da dört Türk Devleti kurulmuştu).11 eylül 2001 ,"çok iğrenç bir terör saldırısı..Korkunç "daha neler neler.Aylarca tüm dünya Medya aracılığıyla"11 Eylül milattır,yapanlar  Usame Bin Ladin ve Arap teröristleridir,ABD kendisine karşı terörü yerinde vurma hakkına sahiptir"denile yazıla izledi.
.Sonuç..bu vahşeti yapanların Afganistan da olduğu,uzaydaki uydular vasıtasıyla tespit edilerek tonlarca bomba yağdırıldı o topraklara.Ne enteresan bir olay ki;ABD nin can damarlarlarına ,kaçırılan uçaklarla saldırı yapılıyor,uydular tespit edemiyor,ancak aynı uydular Afganistan da yerin binlerce metre aşağıda ki mağaralarda saldırıyı planlayanları tespit ediyor.(!)Bu ne yaman çelişki !ABD kendi hava sahasına giren uçakları tespit edemiyor ama yerin altındaki mağaralarda teröristleri görüyor?
      BM;ABD ye terörle mücadele etmesi yetkisini veriyor.Bu sefer,ABD meşru müdafaa hakkını kullanarak Irak ta taş taş üstünde bırakmıyor.Milyonlarca çoluk çocuğun üzerlerine tonlarca bomba yağdırıyor.
      Ve bizim çağdaş aydınlarımız,TV lerde aylarca ve yıllarca çünkü dört yıl bitti ABD nin terörle mücadele ettiğini ,bu süper güçle kimsenin başedemiyeceğini artık Türkiye nin komşusu nun ABD olduğunu bangırr,bangıırr anlattılar anlattılar.Ne acıdır ki,bu yeni komşumuzun binlerce günahsız sivilleri tonlarca bombalarla katletmesini meşru gördüler.
       Ama,yıllarca AB+D li müttefiklerimizin besleyip hatta o kadar ileri giderek o sürüngen pkaka lı şerefsizlere "özgürlük savaşçıları"bile dediler.TÜRK Anaları kanlı yaşlarla halen daha ağlarken aslanlar gibi asker,subay evlatlarımıza,tüm TÜRK Milleti gözyaşı dökerek dövünürken.ABD nin binlerce kilometre ötelerken gelerek komşumuz olmasını terörle mücadele olarak savundular.
      Hatta AB+D müttefiklerimizle aynı ağız birliği içinde büyük bir arsızlıkla gözümüzün içine bakarak o sürüngen çiyanları"özgürlük savaşçıları"olarak övdüler.Ve hiç arlanmadan AB ye  girecek Türkiye "artık Ordu küçülsün,ne gerek var milyonlarca silah alınmasına ,ordu niye konuşuyor"..daha neler neler .
      Gele gele geldik,yolun sonuna.Artık ok yayından fırladı.."Meşru müdafaa "için burnumuzun dibine gelenler birde üstelik çiyanlara sözüm ona devlet kurdular.O sefil çiyanlar üstelik kendi vatanlarını sattılar düşmanla işbirliği ettiler.Üstelik birde Kahraman TÜRK ORDUsuna kafa tutmaya kalktılar..Küstahlığa bakın.ABD Ordusu onların yanındaymış (ki doğrudur).
     Bugünlerde ABD de,tink tenk kuruluşlarında yok "efendim Huston larda senaryolar yazıyorlar"mış da,sınırlar değiştirilecekmişte,kesinlikle Savaş olasılıkları da olabilirmiş te !!Eeee.. demek istiyorlar ki"Türkiye asla olası bir savaşta ABD nin karşısında duramaz,teslim olun !" Yahu güya kurgu roman diye"Metal Fırtına"denen kitabı kim yazdırdı?İşte aynıyla vaki hedef TÜRKİYE!
Be heyy..gafletle,hiyanetle gözleri kararmışlar!!İşte o zaman dünyada TÜRK Tufanı kopacaktır,bilesiniz !!Bakın,Yunanlılarda senaryo yazdılar Kuzey Irakla ilgili.Ne diyorlar biliyormusunuz?Kulaklarınızı açın.!!!
     ABD,TÜRK ORDUSUNU YENEMEZ....
Yunanistan Pontiki Dergisinde Kuzey Irak a operasyon nedeniyle Türkiye ile ABD nin çatışma olasılığına yer verildi ve"Ancak ABD,süper güçlü Türk Ordusunu yenemez.Türkiye ne Irak,nede Afganistandır" diyorlar.Pontiki Dergisinin senaryosunda ayrıca ABD nin olası operasyonda Türk Ordusuyla karşı karşıya gelmeyi göze alamıyacağı belirtildi.Yunan Dergisi şu değerlendirmelere yer verdi.
     1-ABD göze alamaz:Birileri Irak ta Türk-Amerika çatışma ihtimalini mantık dışı buluyor olabilir ancak biz böyle bir gelişme halinde,Amerikan Ordusu kesinlikle Türk Ordusuyla karşı karşıya gelemiyecek durumda.Türkiye,dünyanın en çağdaş ve güçlü ordularından birine sahiptir.Türk Ordusu;gerek karada,gerek denizde,gerekse hava çarpışmalarında çok yeteneklidir.
     2-ABD büyük kayıplara uğrar.Amerikan toplumu bu kadar güçlü bir ülkeyle savaşa girmesini zor kabul eder.
     3-Aşırı da sayılsa,ABD ile çatışma olasılığınıda düşünmeliyiz.Böylece"imparatorluk"ve bölgenin"doğal lideri"nin Türkiye olduğu imajı iyice yerleşecektir.Böyle bir gelişme;Türkiye de Atatürkçü lerle,islamcılar arasında ki sürtüşme nedeniyle tehlikede olan Ulusal Birliği sağlayacaktır.
      BU senaryo tamamen Yunan Pontiki dergisini senaryosu.Eğer bu senaryoda gerçeklik payı varsa..O zaman bir türlü operasyon yetkisi veremeyenler.ABD Ordusunu,Türk Ordusundan koruyorlar demektir.Alın size bir senaryo daha(!)
     Komşunun Dergisi Pontika en akla yakın senaryoyu yazdığı gibi aynı zamanda TÜRK ORDU sunun gücünüde,bizim tink tenk çilerimizden çok daha iyi biliyor.

       NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE-İNADINA İLELEBET



       Bu yazımı sınırlarımızda dağı taşı çiyanlardan temizleyen TÜRK ULUSU nun yüreği TÜRK ORDU suna armağan ediyorum.
Saygıyla..30 Ocak 2011


Gülsev Eyüboğlu  


--
"Bu millet,esas terbiyesini aileden almaktadır.TÜRK Milleti,öyle analara sahiptir ki;her devrin büyük adamlarını bu analar yetiştirmiştir.TÜRK kadını daha yüksek nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir"
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
==============================

SİZİ GİDİ HAÇLIKONLARIN YAMAKLARI SİZİİİ !..


"20 Aralık 1920 Paris,kürt-ermeni ortak muhtırası"
            Sizi Haçlıkonların Yamakları Siziiii  !!!
           04 Eylül 2009

           Gülsev Eyüboğlu 
         TÜRKİYE DEVLETİ   İmparatorluğunda ilk kürt örgütü 1908 yılında "Osmanlı Kürt ittihat ve Terakki Cemiyeti"adı altında Diyarbakırda kuruldu.Aynı sene İstanbul'da "kürt teavün ve terakki cemiyeti"kuruldu.1908 yılında kurulan Kürt Teavün Cemiyeti Başkanı  Şemdinli'li Seyit Abdülkadir,tam 8 yıl sonra,4 mart 1919 yılında kurulan 1.Damat Ferit Paşa Hükümeti tarafından Şurayı Devlet Reisi(Danıştay Başkanı)olarak görevlendirildi.İstanbul Hükümetinin Şurayi Devlet Reisi Sayit Abdulkadir'in babası Nakşibendi Şeyhi Übeydullah Efendi ,İran'da 1879 yılında bir kürt devleti kurmak için isyan çıkarmış ancak başarılı olamayınca Taif'e sürgüne gönderilmiş daha sonra İstanbul'a yerleşmiştir.Acaba bu Nakşi Şeyhi Ubeytullah'ın torunları kimlerdir??Oğlu Şurayı Devlet Reisi idi,peki Seyit Abdulkadir'in torunları şimdi Türkiye Cumhuriyeti'nin hangi Devlet Kurumlarında reislik yapıyorlar??
        TÜRKİYE DEVLETİ İmparatorluğunda kürt örgütleri kurulmaya ve çoğalmaya devam ediyor.
        1918 yılında Kürdistan Teali Cemiyeti ile kürdistan cemiyeti,1919 yılında Kürt Neşr'i Maarif Cemiyeti,Kürt Talebe Hevyi Cemiyeti,Kürt Kadınlar Teali Cemiyeti ve Kürt Milli Fırkası,1921 yılında Kürdistan Teşriki Mesai Cemiyeti kuruldu.
        Görüyoruz ki taa..o zamanlarda bile gayet serbest demokratik haklarını kullanıyorlarmış(!)Onlar demokratik haklarını kullanırken,Türkler yani bizim dedelerimiz ve ninelerimiz ;kutsal TÜRK topraklarına kuduzlar gibi saldıran Yedi Düvel'e karşı ölüm kalım savaşı veriyorlardı.Hemde aç hemde çıplak hemde yoksul...İSTİKLAL HARBİNİ birlikte yaptık,Türkiye Cumhuriyetini birlikte kurduk ÖYLEMİ?
        Kürdistan Teşriki Mesai Cemiyeti'nin genel sekreteri Palu'lu Kör Sadi;Şurayi Devlet Reisi(Danıştay Başkanı)Seyit Abdulkadir'in en yakın adamıydı.Zaten bütün bu kürt örgütlerinin odak noktası yani en üst makamı Seyit Abdulkadir'in Caddebostanda'ki Köşküydü...Bakınız o zamanda köşklerde oturan mağdurlarmış(!)Vah Vah...
       Bütün bu gelişmelere paralel olarak,İngilizler (1918-1919);Mardin'in güneyinden başlayıp Bitlis ve Van Şehirlerinide içine alan İngiltere'nin korumasında (alt yapısı çok önceki yıllarda hazırlanan)bir kürt devleti kurmayı planlıyordu.Bu arada ABD Devlet Başkanı Wilson'da Amerikanın koruması altında Erzurum ve Trabzon Şehirlerinide içine alan bir Ermeni Devleti kurma planlarına yeşil ışık yakmıştı.Görülüyor ki taaa.. o zamanlarda bile bu iki müttefikimiz "demokrasi ve özgürlük"konularında çok hassasmışlar(!)Ve hep ezilenleri koruyorlarmış..Yaaa !!!
       841 yıl Hak ve Adalet dağıtan Koskoca Cihan İmparatorluğu TÜRKİYE DEVLETİ(Kur.1077)  işte böyle içteki "gaflet delalet ihanet"çetelerinin işbirliğiyle paramparça edilirken,Kutsal Vatan Topraklarında TÜRKLER yani bizim dedelerimiz ve ninelerimiz VATAN'ın her tarafından kuzeyinden güneyine,doğusundan batısına oluk oluk tertemiz kanlarını canlarını YA İSTİKLAL YA ÖLÜM ..parolasıyla feda ederken,binlerce ŞEHİT verirken;işte bunların DEDEleride;
      20 Aralık 1920 günü Paris'te
      TÜRKİYE DEVLETİ İmparatorluğunun eski Dışişleri Bakanlarından Kürt Sait Paşa'nın oğlu oda eski Stockholm Büyükelçisi olan Kürt Şerif Paşa(görüyoruz ki o zamanlarda en üst makamlardalar ama ne yazık ki yine mağdurlar(!)vahh..vahh) ile Yine TÜRKİYE DEVLETİ İmparatorluğu,eski  Dışişleri Bakanlarından Ermeni Bogos (ermenide en üst makamlarda)Paşa birlikte el ele kolkola TÜRKİYE DEVLETİ  İmparatorluğuna yani kendi Devletlerine karşı ORTAK MUHTIRA YAYINLIYORLAR..Ne gariptir ki (işte bir tekerrür daha) o zamanda kürt ve ermeni aydınlar bu bildiriye imza atıyorlar..Hani Türkiye Cumhuriyetini birlikte kurmuştuk?
23 Nisan 1920 Tarihinde Ankara'da TBMM kuruldu,peki sizin birlikte kurduk dediğiniz Cumhuriyete karşı 20 Aralık 1920 de Paris'te ne işiniz vardı?
      İŞTE O MUHTIRA....
      "Ermeni ve Kürt Halklarının yetkili delegeleri olan bizler;yüksek ırka mensup çıkarları ortak ve resmi-gayriresmi hükümetleri kendilerine bunca zulmetmiş bulunan Türklerin boyunduruğundan tamamen kurtularak ve bağımsızlığımızdan başka gaye ve maksat takip etmeyen iki milletin(yani Ermeni ve Kürt)emellerini Barış Anlaşmasına sunmakla gurur duyarız.
       Halkların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmeleri hususundaki ilkelere dayanarak büyük devletlerden birisinin koruması altında bağımsız bir Ermenistan ve bir kürt devletinin kurulmasını ve bütün büyük devletlerin halklarımızın emel ve arzularını kabul ederek aydınlanma ve gelişmede bize teknik yardım yapmalarını Barış Konferansından istemek için fikir birliğine vardık.
      Toprakların paylaşılması konusuna gelince,daha önce sunduğumuz muhtıralardada belli olan sınırların çizilmesi hususunuda büyük devletlerin iyi niyet ve adalet duygularına bırakırız.Çünkü dost büyük devletlerin vereceği kararların adaletli olacağına inanıyoruz.
      Bundan başka azınlıkların hukuku ile ilgili anlaşmayıda sunarız.
"Şimdiii 29 Ekim 2008 Tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'de dağıtılan Hiyanet Kitapçığının maddeleri ile 20 Aralık 1920 Paris Muhtırasının maddelerinin karşılaştırılmasını yapanlar oldumu acaba?
      
      İŞTE DEDELER..İŞTE TORUNLARI...SİZİN KİNİNİZ GENETİKTİR!!!!
     
      Sizi gidi haçlıkonların yamakları siziiiiiiii...
      Saygıyla
      04 Eylül 2009
      Gülsev Eyüboğlu
        
      =============================================================
   "Türkiye Cumhuriyeti,yalnız iki şeye güvenir.Biri Türk Ulusunun kararlılığı,diğeri en acı en ağır şartlarda dünyanın takdirlerini hakkıyla kazanan Ordumuzun Kahramanlığıdır."
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
"O takdirde asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır,fişeklerini göğsüne dizer,bir elinede bayrağını alır Elmadağı'na çıkar,orada tek kurşunu kalıncaya kadar vatanı müdafaa eder.Kurşunlarım bitince bu aciz vücudumu bayrağıma sarar,düşman kurşunlarıyla yaralanır,temiz kanımı mukaddes bayrağıma içire içire tek başıma canımı veririm.Ben buna ant içtim."
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
23 Nisan 1920 TBMM

==================================
KAHRAMAN ŞEHİTLERİMİZİN KABİRLERİ ASİL TÜRK MİLLETİNİN YÜREĞİDİR.O YÜREK ACILARLA VOLKAN VOLKAN KAYNIYORRRRR !!!!!!!!!!!!!<<<ŞEHİT KANI YERDE KALMAZZ>>>ASLAAAAA.................................................

ŞANLI TÜRK ORDULARI (Mantarpete-Cemmame-Gazze)SAVAŞLARI


       ŞANLI TÜRK ORDULARI 
 125.Alay ve 32.Alay'larının (Mantartepe-Cemmame-Gazze)SAVAŞLARI..................

       Gülsev Eyüboğlu
        17 Kasım 2007



       TARİH 27 TEMMUZ 1916:
İstanbul Hükümeti ve Genelkurmay Başkanlığının;gaflet,delalet
içinde izledikleri yanlış politikalar ve Türk Ordusuna verdikleri
yanlış buyruklar sebebiyle 2.Süveyş Kanalı Harekatı da,İngilizlere
karşı kaybedildi.

       27 Temmuz 1916 da Türk Birlikleri binlerce şehit vererek;bir
kısmı Sina Çölü içlerine,bir kısmıda Filistin Gazze ye doğru geri
çekildiler.
           İsrail,Filistin,ÜrdünIrak,Suriye,Kuveyt,Arabistan,Yemen,Mısır
ve Lübnan Ülkelerine ait olan bu topraklarda binlerce kahraman TÜRK
evladı şehit olmuşlardır.Ve bu kahramanların kabirleri bile belli
değildir.Ama onlar bugün de oradadırlar.Ruhları şad olsun.

     Bu coğrafyalar,1000 li yıllardan beri çeşitli isimler altında
Ata larımızın hakimiyetleri altındaydı.1118 yıllarda Tuğrul Bey
yönetiminde Irak Selçukluların yönetimindeydi.Türklerin bu topraklarda
hakimiyetinin çoğaldığını gören Kahire de ikamet eden Halifenin
;Batılıları çağırmasıyla çok kanlı geçen Haçlı Seferlerine sahne
olmuştur.1177 yılında,büyük Türk Komutan Selahattin Eyyübi Batılı
Haçlı Ordularını darmadağın etmiştir.

     1100 lü yıllardan beri Türklerin hakimiyetinde olan bu
topraklar;21 Aralık 1516 da Han Yunusta Türk Memluk Ordusunu yenen
Türk Osmanlıya geçmiştir.Bu demek oluyor ki 1917 li yıllarda İngiliz
ve İttifak Devletlerinin eline geçen ve daha sonra cetvellerle
BÖLÜNEREK Ülkecikler yapılan Arabistan, Mısır,Suriye,Ürdün,Irak,Filistin,İsrail,Lübnan,Somali,Yemen,Sudan vs..hemen
hemen 800 yıl Türk Hakimiyetindeydi.800 yılın son 400 yılı
Osmanlı-Türk hakimiyetidir.

     Sina Çölü içlerine ve Gazze hattına çekilen Türk Birlikleri
binbir yokluk içindeydiler ama yinede bulundukları
toprakları,İngilizlere karşı ölümüne savunuyorlardı.
Savunuyorlardı çünkü savunulan VATAN Toprağıydı !!!!Ancak ölümüne
savunulan bu topraklarda yaşayan diğer müslümanlar ;tıpkı Haçlı Savaşlarında olduğu gibi yine batılıların yanındaydı.Çünkü onlara göre barbar  ve Kafir TÜRKLER onların kutsal topraklarını işgal etmişllerdi!! YAAAA böyle işte......

     Yani,Kavm-i Necib lerle(Arablar)-Ehl-i Salipler(Batılılar) yine
Türklere karşı birlik olmuşlardı.Oysa Enver Paşa,takviye Türk Birliği
göndermek yerine Araplardan Gönüllü Cihat Birlikleri kurulması emrini
vermişti.Ama o gönüllü Arap Cihat Birlikleri "Cenbiye"leriyle binlerce TÜRK Askerini haince ŞEHİT ettiler.
     Türk Birlikleri;Gazze-Cemmame-Birüssebi Hattında,İngilizler ise
2km.mesafede konuşlandı.General Albeny Komutasındaki İngiliz
Ordusu;erzak,mühimmat ve seksenbine yakın askerle tam
donanımlıydı.Cephelere trenlerle taşınan İngiliz askerlerine yakıcı
çöl günesi bile değmemişti.

      Kahraman Ecdadımız dedelerimiz,Türk Birliklerinin ihtiyacları ise
;çok az erzakları vardı,mühimmatları sınırlı ve SU,kavurucu çöllerde ne kadar bulununabilirse.o kadar SU..SU..!!!!Yiğit TÜRK Birlikleri:Toplam üç Piyade Alayı ve
bir Süvari Alayından ibaretti.Süvari Birliğinin atları ise çok zayıf
durumdaydı.Bu kahraman yiğitlerin karşılarında ise tam donanımlı düşman
ordusu bulunuyordu.KAHRAMAN ECDADIMIZ ,1915 lerde ÇANAKKALE'de zaten yüzbinlerce ŞEHİT vermiş,geri kalanları da yine VATAN Toprağını savunmak için buralara koşmuştu !!!!!!!!!!!!!!!
      Türk Birliklerinden 125.Alay Gazze yakınlarında
Mantartepe'de,32.Alay ise 1000 metre uzaklıkta Cemmame'de
mevzilenmişledi.Bu kahramanların çoğunluğu yorgun savaşçılardı.Ancak
büyük bir iman ve asaletle kat kat üstün düşman ordusunu
bekliyorlardı.28 Şubat 1917 TÜRK Yiğitleri mevzilendiler."Eyyy düşman !!Yiğitsen çık karşıma"  .................................................
      26 Mart 1917 günü İngiliz Ordusu;Türk savunma hatlarına
saldırdı.İngiliz Ordusu dalga dalga askerlerle Mantartepe deki Türk
Birliklerine kuşatarak saldırıyor.Ardı arkası kesilmeyen topcu
atışlarıyla Türk siperleri dövülüyordu.İngiliz piyadeleri Türk
siperlerine yaklaşınca,İngilizler topçu ateşine ara verdi.Mantartepe de
İngilizleri süngüleriyle karşılayan 125.Alayın yiğitlerinin"Allah
Allah"sesleri,çöl rüzgarlarıyla Sina Çöllerine yayıldı.Cemmame'de
siperlerde bekleyen 32.Alay ,arkadaşlarının"Allah Allah"seslerini
duyduklarında yanlarına koşmak heyecanıyla taarruz durumuna geçtiler
ancak beklemek zorundaydılar.

     Kat kat üstün düşmana Türk Yiğitleri çok ağır kayıplar
verdi.İngilizler 10000 asker kaybıyla geri çekildiler.
Eveettt tam 10000 İngiliz askerini serdiler Mantartepe sırtlarına  !!
     7 Nisan 1917 Düşman Ordusu tekrar saldırıya geçti.Önceki
çatışmada kendilerine çok ağır kayıplar veren 125 Alay ın bulunduğu
Mantartepe'ye , birleşmesinler diye 32.Alayın bulunduğu Cemmame'ye
ortalığı cehenneme çeviren topçu ateşi,dalga dalga sayıları binleri
bulan askerler ve havadan uçak bombardımanıyla hücum
ettiler.Mantartepe mevzilerine giren İngilizleri 125.Alay kahramanları
süngüleriyle perişan ettiler.İngiliz Uçaklarının bombardımanıda onları
yıldıramadı çünkü onlar ŞANLI TÜRK Askerleriydi!!

     Akşama doğru bu sefer bir İngiliz Tankı seri makineli ateşiyle
Cemmame'deki 32.Alaya saldırdı.Ancak Türk Topcunun bir tek atışıyla
demir yığınına döndü.

      8.Nisan 1917 gecesini ,kahraman Türk Yiğitleri 125.Alay ve
32.Alay uyumadan geçirdiler.Gün ağarırken,İngiliz Avcı Birlikleri
kademe kademe sırtlardan,yamaçlardan amansız saldırya
geçtiler.Cemmame'deki 32.Alay taarruza geçti.İngiliz avcı birliklerini
bozup dağıtarak 125.Alay ın bulunduğu Mantartepe ye doğru
ilerliyordu.9 Nisan 1917 akşamı,İngilizler geldikleri
yamaçlardan,sırtlardan perişan halde geri çekiliyorlardı.

      10.Nisan 1917 şafak sökerken 125.Alay ve 32.Alay da şehit düşen
Türk Yiğitleri arkadaşlarının kıldığı namazla Mantartepe Siperlerine
defnedildiler.Bu demek oluyor ki,Gazze Mantartepe'de isimsiz
kabirlerinde kahraman dedelerimiz yatmaktadır.Aziz ruhlarınız önünde saygıyla diz çöküyorum.Eyyyyy Şanlı Ecdadım.....

     Birinci ve ikinci Gazze taarruzlarında;125.Alay ve 32.Alayların yiğit
Türk Birliklerince çok ağır kayıplar ve bozguna uğratılan
düşman;138000 kişilik Ordusuyla tam techizat taarruza geçti.Gazze
Mantartepe ve Cemmame'de müthiş savunmalarıyla adlarını Tarihe
kazdıran kahramanTürk Birlikleri 125.Alay ve 32.Alay;kendilerinden
10-15 kat fazla düşman İngiliz Ordusuyla kanlarının son damlasına
kadar kesinlikle teslim olmayı kabul etmeyerek savaştılar.Çoğunluğu
kahramanca şehit düştü.İçlerinden çok azı esir alındı.

      Aşağı yukarı 800 yıl TÜRK hakimiyetinde olan bu topraklar
24.Ekim 1917 de İngilizlerin eline geçti.9 Kasım 1917 de İngilizler
Kudüs'e girdiler.Yani Türklerin haricindeki diğer müslümanlar kendi elleriyle kutsal topraklarını yine Haçlılara teslim ettiler.Niye?Kafir Türklerden kurtardılar!Tuuuuuu....
       Ne oldu?
O yıllardan bugüne o topraklarda Mısırda,Irakta,Arabistanda,Gazze'de,Filistinde kan ve gözyaşı dinmedi!
Hani kafir Türklerden kurtarmıştınız dı,Haçlılarla yaptığınız hain ittifaklarla?

      Bugün yine ABD ve Koalisyon Güçlerinin elinde taş taş üstünde bırakılmayarak 2003
martından bu yana  bombalarla demokrat ve özgürleştirilmeye çalışılan
Irak Toprakları da hemen hemen 800 yıllık Türk Topraklarıydı.1038
yılında burada Tuğrul beg yönetiminde Irak Selçuklu Türk Devleti
kurulmuştu.Yıl 1917 Türkler gittiler!!!Sonra!Sonrası malum!Ehl-i Salble,Kavm-i Necip kardeşler"dinler arası diyalog"içinde mutluuu mesutttt geçinip gidiyorlar(!)Yaaa...
     Şimdi birilerinin;bunlar saçma sapan şeyler artık dünya çok
farklı oldu seslerini duyar gibiyim.Ya da amannn ne kadar lüzumsuz bir yazı diyenlerde vardır.Yada bütün bunlar,paranoyak,şizofren ırkçı
söylemlerdir diyenleride duyar gibiyim.Yaa ne demezsin!Global olduk öylemi?Heyy gidi gözleri kör,kulakları sağırlar heyyy! !! Geldi yine Yedi Düvel (ki onlar Haçlılardır )geldi yine TÜRK kapılarına dayandı.!!Heyyyy....
Bu arada bir hatırlatma"Sevr"Anlaşmasını imzalamaya gidenleri"Demokrasi"ismini taşıyan Fransız Savaş Gemisi taşımıştı  Nisan 1919 yılında İstanbul'dan!!Yaaa....
    Varsın o birileri bana şizofren,paranoyak,ırkçı desinler.Hiçç umurumda değil.Ama bende diyorum ki tarih tekerrürden ibarettir.Ancaaakkk şimdii tekerrür edecek olan tarihh,ŞANLI TÜRK Tarihi olacaktır !

    Saygıyla


 Gülsev Eyüboğlu 

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE-İNADINA İLELEBET



NOT:Bu yazı 17 Kasım 2007 tarihinde Gülsev Eyüboğlu tarafından yazılmıştır.




--
"MUKADDES İLKELERİN KORUNMASI İÇİN ORTAYA ÇIKAN MİLLİ CEREYAN,ARTIK BÜTÜN VATANDA BİR ELEKTRİK ŞEBEKESİ HALİNE GİRMİŞ BULUNUYOR.İŞTE BU KARARLI ŞEBEKENİN MEYDANA GETİRDİĞİ YİĞİTLİK RUHUDUR Kİ,MÜBAREK VATANIMIN VE MİLLETİMİN KUTSAL VARLIĞINI KURTARMA VE KORUMAYA DAYANAN MİLLİ RUHTUR Kİ,SON SÖZÜ SÖYLEYEREK BU KARARINI UYGULATACAKTIR."
EBEDİ BAŞKOMUTAN (BAŞBUĞ)
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK



"TÜRK ULUSUNUN DÜZENİNİ BOZMAYA YÖNELEN ÇABALAR BOĞULMAYA MAHKUMDUR.TÜRK ULUSU,KENDİSİNİN VE VATANININ  YÜKSEK ÇIKARLARI ALEYHİNE ÇALIŞMAK İSTEYEN BOZGUNCU,ALÇAK,YURTSUZ VE ULUSSUZ BEYİNSİZLERİN GİZLİ VE KİRLİ EMELLERİNİ ANLAMAYACAK VE ONLARA HOŞGÖRÜ GÖSTERECEK BİR ULUS DEĞİLDİR."            
                        EBEDİ BAŞKOMUTAN(BAŞBUĞ)GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

EVVEL ZAMAN İÇİNDE "TÜRKİYE'DEKİ AMERİKALILAR" VARMIŞ


   EVVEL ZAMAN İÇİNDE "TÜRKİYE'DEKİ AMERİKALILAR"VARMIŞ !


  Gülsev Eyüboğlu
  20 Şubat 2011
  Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir varmışşş,bir yokmuşşşş.Türkiyede Amerikalılar yaşarmışşş.
Bunların kesin sayıları bilinmezmişşşş! Türkiyede yaşayan 30000 kadarda Amerikalı Askerler varmışşşş.Ancak kendilerine "melaikeler"de denilen barış gönüllülerinin sayıları ise hiçç bilinmezmişşşş. 
  29 Nisan 1955 :Ünlü Amerikalı ikdisatçı Thonburg "İktisat Müşaviri"olarak Ankara'daki görevine başlamışşşş.
  "Muvakkat zorluklar isabetli tedbirlerle ortadan kalkacaktır"diyen Thornburg,adeta Türkiye Cumhuriyetinin Maliye Bakanı gibiymişşşşş !
 30 Mayıs 1955 :Samsun,gece yarısı 10 Amerikan Askeri epeyçe alkol alarak "ara sokaklar"da naralar atmaya gelip geçenleri taciz etmişlerrrişşşş!Mahalle Bekçiside taşkınlık yapan Amerikalı Askerleri"efendi"olaları için uyarmışşş.Amerikalı 10 asker bekçiyi yere yatırıp tekmelemişşş,olaya halk karışmışşşş.Olay yerine gelen Jandarmalara da saldırmışlarmışşşş.Bir Jandarma ile Mahalle Bekçisi ağır yaralanınca da orada olan halk Amerikalılara tekme "yumruk" dayak atmışlarmışşşşş.........Tabii ki bu "yumruk"atanlarada gereken cezalar verilmişşşşş!!!(Cahillik işte anacım(!).Ne yani alkol almış sarhoş olmuş Amerikalılara yazık değilmi?Saçlarını okşayacak yerde sen kalkmış "yumruk"atıyorsun!!Olurmu yaa?Ama masal bu ya,"zavallı kırmızı başlıklı kıza saldıran kurt misali YANİ(!)
EVVEL ZAMAN İÇİNDEEE KALBUR ZAMAN İÇİNDEEEE!
DEVAM EDİYOR.........................................
  1957 yılı seçimlerinden sonra Türkiye'deki Amerikalılar birden büyük bir telaşa düşmüşlerr!Sokaktaki adam çookk kızgınmış.Niye kızgınmış?Aç kalmışmışşşş!Ortalık Amerikan malı dolduğu için onun dükkanına kimse uğramaz olmuşşşş.Buğday bile Amerikadan geldiği için "sokaktaki kızgın adam"ın tarlaları çorak kalmışşş.İstanbul Ortaköy'de Bebek sırtlarında yaşayan Amerikalılarla "kanka"İstanbul sosyetesi bu hale çok şaşırmışşşşş."Aaaaa..şekerim nasıl olur ayol?Biz onlara dostlarımız Barış Elçileriyle beraber neler neler gönderdik ki!Hatta iç çamaşırlarımızı bile gönderdik ayol."diyorlarmışşşş!Ama nafile.Sokaktaki adam çokkk kızgınmış çookkk!MASAL İŞTE!
   30 Ekim 1957 tarihinde Amerika Savunma Bakanı Mc Elroy Ankara'ya geldi.Türklere,Amerikalıları sevdirmek için her türlü çareler yeşil çuhalı masalara yatırıldı.Mc Elroy,Türkiye'den ayrılır ayrılmaz gazeteler çarçaf çarçaf"En büyük Türk dostu Ülkemizden ayrıldı"diye karalar bağlamışlarmışşşş.
   Artık o kızgın sokaktaki adamı kandırabilmek için her çareye başvuruluyor,değil sokaktaki adamı dallardaki kargaları bile güldüren garip garip haberler bir biri ardına yazılıyorrrr,çiziliyorrrrr,söyleniyorrrrrmuşşşşş!
   Bu arada binlerce garip  garip demeçler arasında ise hiçte garip olmayan çok okkalı demeçlerde varmış."Eğer Türkiye içten bir saldırıya uğrarsa Amerika Türk Hükümetini savunmak için hemen yardımcı olacak"Ancak Türkiye'nin içten nasıl bir saldırıya uğrayacağını ise hiç kimse asla sormuyor,niye bile demiyormuşşşşş!
    Derkennnn gel zamannn git zamannnnn aradan iki yıl geçmişşşş.Her istenileni yazdıkları halde yinede "Basın Kanunu"değiştirilmek isteniyormuşşşş.Adı da "Tahkikat Komisyonu"oluyormuşşşş.Mecliste mebuslar,uuuuu sille tokat birbirlerini dövüyorlarmışşşşş!
    Tarih 1 Şubat 1959 Büyük dost(!)Amerika'nın Eski Türkiye Büyükelçisi ve aynı zamanda Türkiye Uzmanı ünlü Petrolcü Mc Ghee,Türkiye'ye gelmişşşş."Başkan Eisenhower'in emriyle Türkiye'ye Füze Rampaları yerleştirilmekle görevlendirildiğini"açıklamışşş.Türkiye'de bir hafta kalarak,Füze Rampalarının Karadeniz Kıyılarında kurulacağını Türk Hükümetine kabul ettirmişşşş.Sonrada Tahran'a doğru yola çıkmış!
    Ancak artık sokaktaki adamın gözü hiç bir şeyi görmüyormuşşşş!Ne Füze Rampaları,Ne Amerikan Yardımı,ne Barış gönüllüleri,ne İstanbul sosyetesi,ne İstanbul gazeteleri Türkiye'de başlayan Amerikan düşmanlığını önleyemiyormuşşşş!Artık Türkiye'deki Amerikalılarla,Türkler arasında devamlı çatışmalar oluyormuşşşşşş!
    MASAL İŞTE.
   İŞTE O GÜNLERDEKİ GAZETELERDEN BAŞLIKLAR!
 3 Şubat 1959 :İZMİR'de genelevlerde bir Amerikalı bıçakla genelev bekçisini ağır yaraladı.
 4 Şubat 1959 :İZMİR'de kimliği belli olmayan biri,bir Amerikalıyı bıçaklıyarak öldürdü.
18 Şubat 1959 :İZMİR'de Bill adındaki bir Amerikalı 15 yaşındaki bir kız çocuğuna zorla tecavüz etmeye kalktı.
24 Şubat 1959 :İZMİR'de Dolar kaçakcılığı yapan Amerikalılar yakalandı.
23 Nisan 1959 :Tuslog'da çalışan Türklerle Amerikalılar arasında bir gece kulübünde kavga çıktı.Amerikalılar TÜRKLÜĞE  ağıza alınmayacak küfürler ettiler.Halk Amerikalıları yuhaladı.Amerikalılar,halktan korunmak için Polis Kordonu altında götürüldüler.
01 Mayıs 1959:İzmir'de dolar kaçakcılığı yapan bir Amerikalı daha yakalandı.
13 Ağustos 1959: İZMİR'de Amerikalı çavuşların(Türkiye de Amerikalı Çavuşlar ne için varlar Kİ?)yönettiği büyük bir kaçakçılık örgütü yakalandı.Amerikalılar anlaşma gereği bu çavuşların ancak kendi yargıçları tarafından yargılanacağını bildirdi.Ancak TÜRK Savcısı olaya el koydu.Amerikalılar bu kez,çavuşların işyerlerinde dayak yadiklerini öne sürdü.(Hem çavuş hemde işyerleri var.NE İŞ?)Bu işyerinde inceleme yapmak üzere iki Amerikalı Generalle,iki Amerikalı Albaydan kurulu heyet İzmir'e geldi.Amerikalı Generaller,Hapishanede Amerikalı çavuşların neler yiyip içtiklerini incelediler.Uzun uzun raporlar yazdılar.Çavuşların derhal kendilerine teslim edilmelerini Türk Makamlarından istediler.Bütün İZMİR halkı bu durumu yakından takip ediyor,kendi Ülkelerinde yapılan rezaletlerin daha ne kadar süreceğini bilmek istiyordu.25 Ağustos 1959 günü ikinci bir Amerika heyeti İZMİR'e geldi.İzmir'de Mahkeme Salonu her defasında büyük bir kalabalıkla doluyordu.İstenmeyen Amerikalılar da çok sinirleniyorlar ve Türk Hükümetine baskı yapıyorlar.Ancak "sokaktaki adam"çok kızgındı.Amerikalıların büyük baskılarına ve hatta şantajlarına dayanamıyan Hükümet,İzmir'deki bu dava hakkında Basına yayın yasağı koymak zorunda kalıyor.Bu durumlar olurken bu sefer İZMİR'de iki Amerikalı alanen ATATÜRK'e küfrediyorlar.Kalabalığın içinde bir çok tanığın önünde küfretmelerine rağmen delil yetersizliğinden dolayı serbest bırakılmışlaarrrr.(Bu hikaye masal bile olsa(!)TÜRK MİLLETİNİN BAŞKOMUTANI GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'e dil uzatanların o çatal dilleri dilim dilim doğranırrr!!!
İlelebette doğranacaktır!ATATÜRK'e dil uzatma cesaretini nereden aldı bu şerefsizler???)
EVVEL ZAMAN İÇİNDEEE KALBUR SAMAN İÇİNDEEE.....
14 Eylül 1959 :Ankara'da bir Amerikalı çavuş oturduğu eve Polis baskın yaptı.Çavuş evde fuhuş yatırıyor.
07 Kasım 1959  tarihinde artık Türkiye'de tamamen kendi içinde bağımsız çalışan DÖRT Amerikan Mahkemesi var.Bu Türkiye de bulunan dört Amerikan Mahkemesinde 10 Amerikalı Yargıç görev yapıyormuşşşşşşş!(Yaaa...!)
06 Aralık 1959 :Amerikan Başkanı Eisenhower Ankara'ya geldi.Dünya Kamuoyunda Başkan Eisenhower'in Ankara'ya gelişi büyük yankı yaptı.Hatta Ortadoğuda ve Asyadaki ülkelerde Başkan Eisenhower'in Türkiye'ye gelişi büyük bir hayranlıkla karşılandı.Dünyada büyük bir hayranlıkla takip edilen bu seyahat için TÜRK Makamları dörtyüzbin Ankaralıya karşılama törenlerine katılmaları için çağrıda bulundu ancak "sokaktaki kızgın adam"Ankaralı bu çağrıya bütün uğraşılara rağmen fazla katılım göstermemişşşşş !
İŞTE BÖYLE!
EVVEL ZAMAN İÇİNDE "TÜRKİYE"DEKİ AMERİKALILAR"VARMIŞ???
GEL ZAMANNN GİT ZAMANNN BU OLANLARR UNUTULMUŞŞŞ,UNUTTURULMUŞŞŞ!!!!
AMA AÇILAN DEFTERLERİN SAYFALARI HİÇ BİR ZAMAN KAPATILMAMIŞŞŞ!!!!
BİRİLERİ O DEFTERLERİN SAYFALARINI EVİREEE ÇEVİREEE YAZMIŞŞŞ !!!!
1946 YILINDA AÇILAN O DEFTERLERİN SAYFALARI HİÇ BİR ZAMAN KAPATILMAMIŞŞŞ!!!!
O DEFTERLERİN SAYFALARINA"ÖDEV"LERİ YAZDIRILANLARDA DAİMA "İYİ NOT"ALMAK İÇİN ÇALIŞTILAR!
DERSLERİNİ HİÇÇÇ AKSATMADAN ÇALIŞTILAR,ÇALIŞTILAR,ÇALIŞTILAR!VEEEEEEEEEE..ARTIK ŞİMDİLERDEE MEZUNİYET MADALYALARINIDA TAKTILARR!!
YAAAAAAAAAA ....
Ne diyelim rastgele beyler,bayanlar !
Rastgelede nereye kadar?
ARTIK
İZMİRİN DAĞLARINDA ÇİÇEKLER AÇAR!!

Saygıyla

20 Şubat 2011
Gülsev Eyüboğlu

MEMLEKETE BAKINIZ BAŞTAN SONA HARABEYE DÖNMÜŞTÜR"


MİLLETİNİ CANINDAN ÇOK SEVEN
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.

MEMLEKETE BAKINIZ!BAŞTAN SONA HARABEYE DÖNMÜŞTÜR"

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

-”memlekete bakınız !!Baştan sona harabeye dönmüştür.Memleketimin kuzeyden güneye,doğudan batıya her karesini gözlerinizle görünüz !!Memleketin her yanı viranedir.Dallarına baykuşlar yuva yapmıştır.Memlekette su yok,yol yok,erzak yok,hastane yok,okul yok,kurum yok.Vatanımın her yanı acı ve keder veren GÖZLERİMDEN KANLI YAŞLAR akıtan çok feci bir durum arzediyor.Kahraman fedakar,cefakar Asil Türk Milletinin huzuru ve refahından bile söz etmek mümkün değildir.Milletim yaralıdır,milletim yoksuldur,milletim açtır,milletim çıplaktır."

13 Ocak 1923 günü İzmit'te yüreğinden haykırıyor !!!!!!!!!!!........

Türk Devleti'ni idare eden İstanbul Hükümetinin tıslayan sesi "Mütareke Basını"nın Düveli Muazzama(Muazzam-Büyük Devletler) diye yandaşlık yaptığı Haçlı İşgal Kuvvetlerini diz çöktüren,Vatan topraklarından atan Büyük Türk Milletini tutsaklıktan kurtaran, bu çelik yürekli ömrü savaşlarda geçen Büyük Savaşçı,TÜRK'ün Ebedi Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Paşa..Uğrunda idama mahkum olduğu,uğrunda kurşunlara göğsünü siper ettiği,uğrunda cephelerde savaştığı canından öte sevdiği Türk Milleti için acıyla kanlı gözyaşı döktüğünü haykırıyor.O kahraman yüreğinden dökülüyor bu cümleler.Samimi,sımsıcak...........
Tarihte,yüzlerce asır;İmparatorluklar,güçlü devletlerler kurarak üstün olan TÜRK:Tarihinde, en düşkün günlerini yaşıyor.Asil Türk Milleti en yoksul, en aç, en çıplak haldeydi topyekün gariban.Kırk Asırlık TÜRK Yurdu,en kalleş en iğrenç en rezil istilalar içinde,en kalleş hiyanetler içinde kan ağlıyordu.Ama  yinede bu haliyle tüm içerdeki ve dışardaki rezil düşmanlarının sefil başlarını "Parola Vatan işareti Namus"gücüyle "Ya İstiklal Ya Ölüm"dedi ve EZDİ !!!!!!!!!!! 


Evet,asil Türk Milletinin ve ona rehber olan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK isimli Gök gözlü Yüce Başbuğu(Başkomutanı)nun;maddi hiç bir varlıkları yoktu.Çünkü onları idare edenler "müstevlilerle"işbirliği içinde Türk Milletinin maddi,manevi tüm varlıklarını yoketmişlerdi.Evet açtılar,yoksuldular,elbiseleri kırk yamalıydı ama onlar onurlu,şerefliydiler.YA İSTİKLAL YA ÖLÜM parolasıyla yola çıktılar.Şerefleriyle NAMUSlarını kurtardılar.Oluk oluk kanlarıyla topraklarını suladılar,suluyorlar ama asla tutsak olmadılar,olmayacaklardır!

Asil Türk Milletinin onurlu karakterini”muhtaç olduğun kudret damarlarında akan asil kanda mevcuttur”diyerek tam yerinde anlatan bu büyük onurlu TÜRK Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK,kendiside o asil kanı taşıdığı için böylesine büyük bir aşkla bağlıdır TÜRK Milletine.TÜRK milletide asla bitmeyecek sonsuz bir AŞKla bağlıdır ona.Büyük TÜRK Milletinin Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK aşkı,dünya varoldukca devam edecektir.

Varlığım Türk Varlığına Armağan Olsun.

İŞte Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK böyle ULU Ebedi bir Önderdir.


Tüm varlığını milletine adayan bu büyük ATA;-”Ben Samsun'dan İzmir'e  elimde tabanca koltuğumun altında  idam sehpamla geldim"diyerek tamda kendini ne güzel anlatıyor !Onu"terörist-çete"ilan eden şerefsizler hakkında idam fermanıda çıkarmışlardı düşmanla işbirliği içinde.
Çok kısa bir zaman olan ömrünü,Vatanın her karış toprağını adım adım gezerek Türk Milletiyle beraber geçirmiştir.

Hemen hemen gitmediği hiç bir şehir yoktur.Binlerce yıllık TÜRK ELİ Anadolu'nun dağlarını,ovalarını,kasabalarını karış karış gezmiştir."Dağ başını duman almış"marşını sevgiyle gönülden söyleyerek..........
Bütün maddi manevi varlığıyla kendisini TÜRK Milletine adayan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK;milletini o kadar çok düşünüyordu ki,kendi sağlığından bile üstün tutuyordu.
1924 yılında,Sovyet Büyükeliçisi Aralov’a “benim böbreklerim hasta,böbrek hastaları uzun yaşamaz bunu biliyorum.Türk Milleti yeni yöneticiler çıkaracaktır bundan kuşkum yok.Ama bu yöneticiler sayıları çok fazla olan düşmanlara karşı koyabilecekmi?İşte bu beni çok korkutuyor"diyerek kendisi için değil,çok sevdiği milleti için kederleniyor,çok sevdiği Türk Milletinin geleceğini düşünüyordu.

1 Mart 1922 TBMM konuşması.

-”Milletimin her ferdinin sağlıklı olması için öncelikli hedefimiz,sağlık koşullarını iyileştirmeyi gerçekleştirmektir.Devlet durumunda olan siyasal kurumun en birinci görevi budur.Sağlık sadece;hastalık yada bedeni sakatlık olunması değil,bedensel ruhsal ve sosyal durumların iyilik halidir.Milletimizin sağlığının korunması ,daha sağlıklı hale getirilmesi,ölüm durumlarının önlenmesi,öncelikle nüfus artışının sağlanması gereklidir.Tüm salgın hastalıkları bertaraf edeceğiz.Her çeşit sağlık sorunlarını iyileştireceğiz.Böylelikle asil Türk Milleti nin her ferdinin dinç sağlıklı ve çalışabilir hale getirilmesi birinci hedefimiz olacaktır.”

Kendisi yıllardır böbrek rahatsızlığı çekmektedir.Cepheler de tüm sağlıksız şartlarda yoğun böbrek sancılarını en yakın arkadaşlarından bile gizlemiştir.Rahatsızlığını bilen arkadaşlarının çok yoğun tepkileri sonucu 1918 yılında Karsbelg’de tedavi olmaya razı oldu.Ancak,tedavi süresinde Vatan'ın kurtarılması için,düşüncelerini günlüklere kaydederek yoğun çalışmalar yapmıştır.

Hepimiz;Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün,İSTİKLAL SAVAŞI devam ederken Cephede, karlar üzerinde dondurucu soğukta başında kalpağı paltosuna sarılarak uyuduğu fotoğrafını biliyoruz.Ama o karlar üzerinde uyuduğu paltosunu,başka bir paltosu olmadığı için iki yada üç yıl giymiş olduğunu biliyormuyuz? Cephede karlar üzerinde paltosuna sarılarak uyuduğu o dönemdede böbrekleri rahatsızdı amansız  böbrek sancıları çekiyordu ama kuştüyü yataklarda hiç yatmadı O!Acaba ondan başka KİM var?Milletiyle ağlayan,milletiyle eğlenen gülen?KİM var?????????

Birileri söylesin hele! !

Özellikle yine nankörce Haçlılarla(AB-D) el ele kol kola olan işbirlikçiler: zehirli çatal dilleriyle tıslayarak  ATATÜRK devri bitti diyenler!!!!!!!Özellikle o iki yüzlü sahtekarlar " Atatürk'çüyüm"diye diye Türk Milletini aldatanlar!!!Söylesinler, KİM?Söyleyemezler.....

Ancak  ?Dondurucu soğuklarda,buzullu karlarla yığılı kutsal Vatan dağlarında kartallarla nöbetleşe uyuyan kahraman TÜRK yiğitleri,Şanlı TÜRK ORDUlarının kahramanları,Ebedi Başkomutan(Başbuğ)Gazi Mustafa Kemal'in Askerleri VAR!Kahpe kurşunlara,kançık mayınlara canlarını,kanlarını veren"vurulmuş tertemiz alnından"Vatan toprağına ŞEHİT düşen Mehmetçikler VAR.......

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ün, kendilerine koruyup kollaması için emanet ettiği TÜRK DEVLETİ Türkiye Cumhuriyetinin kahraman evlatları TÜRK ORDUSU nun asil Subayları,Astsubayları,Çavuşları,Onbaşıları, Erleri VAR.Onlar uyuyor nöbetleşe tıpkı Başkomutanları Gazi Mustafa ATATÜRK gibi karlar üzerinde............

Kimler geldi kimler geçti unutuldu gitti!!Yine unutulacak..

Ama O,TÜRK Milletinin yüreğinde beyninde ruhunda yaşıyor ölümsüz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK.O Milletini canından çok sevdi.Milleti de halen O nu canından çok seviyor.Çünkü ATATÜRK demek VATAN demek.Çünkü ATATÜRK demek BAYRAK demek.Çünkü ATATÜRK demek  ŞEREF demek.Çünkü ATATÜRK demek NAMUS demek.Çünkü ATATÜRK demek TÜRK'ün çelik pençesi demek.Çünkü ATATÜRK demek MERTlik demek.Çünkü ATATÜRK demekTÜRK MİLLETİ demek......Çünkü ATATÜRK demek,Cenk Vakti geldiğinde yeniden"Er Meydanında vuruşmak"demektir...

Çünkü ATATÜRK NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE -İnadına ilelebet demektir....................

ÇÜNKÜ ATATÜRK DEMEK MİLYONLARCA TÜRK DEMEKTİR !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

KAHRAMAN ŞEHİTLERİMİZİN KABİRLERİ BÜYÜK TÜRK MİLLETİNİN YÜREĞİDİR.O YÜREK VOLKAN VOLKAN YANARDAĞLAR GİBİ KAYNIYOR. O YÜREK OLUK OLUK EVLAT ACISIYLA KAN DAMLIYOR.O YÜREK VOLKAN VOLKAN YANIYORRRR...
Saygıyla
Gülsev Eyüboğlu
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
İNADINA İLELEBET...........